Hırs aklın önüne geçerse

Günümüz insanı hırsının kurbanı olmaya o kadar sevdalı ki, yaşadığı onca olumsuzluğa rağmen bu illetten kurtulamıyor.

Ders alması gereken her bir yanlışını düzeltmek şöyle dursun dahada beteri ile yüzleşmek gibi bir kaderi adeta yaşamaktan zevk alıyor.Celladına aşık idam mahkumu gibi bir paradoks sürüp gidiyor.

NEREYE KADAR?

Hırsın sıfatına şiddetine ve kişinin aklını başına toplamasına  göre değişen bir sürece kadar diyeceğim.

 

Servet, şehvet, şöhret ve makam mevkii  insanı diğer canlılardan ayırabilen ilk akla gelen   başlıca hırs tuzakları .Her biri başlı başına aklın önüne geçebilir ve insanı öyle bir savurur ki, kişinin aklı başına geldiğinde ben neredeyim bana ne oldu gibi beyin sarsıntısı sonrası karşılaşılan  garip soruları kendine sorar durur.

 Kendini toparlayana kadar  uzun süre bir sersemlik ve şaşkınlıkta  yaşanır.

 Akıl,  sadece insan zaaflarından en önemlisi olan yukarda zikrettiğim  sıfatlarda süzgeç değil elbette.Zekanın kontrolünde de iyi bir süzgeç görevi görür ve bizleri öyle tuzaklardan korur ki,şükreder oh be iyiki aklımı mantığımı kullandım deriz.

Bu gerçekliklerden olsa gerek kutsal kitabımız  Kur’an  hep akla hitap ederek zekasına güvenenlere ; akledin ! akletmezmisiniz! akledenlerden olun diyerek  uyarır ve fıtri zaaflarımıza karşı kalkan olmaya çalışır.

  Tüm bu gerçekliklerin sıklıkla yaşandığı günümüzde her türlü açık seçik uyarıya rağmen insan neden hata yapar sorusunun cevabını  bireyler olarak vermeye kendimizden başlamalıyız.

Kendi zaaflarımızın kusurunu başkalarında arayarak topu taca atmak geçici bir rahatlık verse bile insan bir süre sonra  bilinç  altına süpürdüğü yanlışlarının bedeli ile yüzleşerek olmadık yerlerinden patlak veren bir çok maddi manevi hastalıkların pençesinde bulur kendini.

  Mesleğim icabı sayısız örnekleri ile gördüğüm bu tür hastalarda tedavi protokollerini değiştirmez ve sadece modern batı tıbbına göre çare ve çözüm üretmeye çalışırsak koskoca bir hiç satar ve havanda su döver dururuz.

 Siz siz olun değerli okurlarım. Her ne yapacaksanız  yapın ama,yaparken ifrat ve tefrit trenine binerek orta yoldan ayrılarak savrulmayın. Bazı savrulmalar  kişinin her iki dünyasını da yaşanmaz hale getirebiliyor.Kimini mezara götürürken kimini de  doktor hastane  dolaştırarak  fırıldak gibi  fırıldak gibi döndererek  yeter artık dedirtebiliyor.

Sağlık ve mutluluk dileklerimle.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Dr. Ali Akben Arşivi