Ayasofya turnusolu

Ayasofya’nın kapısına vurulan zincir ile lanetli cumhuriyet yılları olarak tanımlayabileceğimiz çok uzun yıllar yaşanılan garabetleri aktarmak bugünkü makalemin konusu değil.

Zincirlerin kırılması ve asli hüviyetine kavuşması sonucu vakfedenin bedduasının kalkması ile özlenen ve yıllarca sabırla beklediğimiz lânetsiz cumhuriyet günlerinin daha başında yaşanılanlara göz atmak istiyorum.

Çağ kapayıp çağ açan Fatih Sultan Mehmet Han Ayasofya’yı kılıç hakkı olarak camiye çevirip malum vakıfnamesi ile  koruma altına almış, amacı dışında  kullanımı durumunda bildiğimiz bedduasını kayıt altına alarak  kendinden sonra gelenlere emanet etmiş. Cumhuriyetin ilk yıllarında itibaren açık ve net bedduaya rağmen kapatılan cami malum bedduaya muhatap olarak bugünlere gelindi.

Türkiye cumhuriyeti camiye kilit vurup üzerine hançer gibi sapladığı altı ok darbesi ile düne kadar kör topal geldi.

Çok şükür geçte olsa şimdi Ayasofya özgür. Yıllarca kapısına vurulan zincirlerin kırılması için dualar edilen bu mâbed  bugün özgürlüğünün tadını çıkarması gerekirken yeni bir tartışmanın odağı oldu.

Zulmü 1453 tarihinden başlatan azgın azınlık hop oturup hop kalkıyor. Olmadık polemiklerle milletin ağzının tadını yeniden yine yeni polemiklerle bozmak için var gücü ile çalışıyor.

Gâvurların tutum ve davranışlarını anlamak mümkün. Gavurlukarının gereğini yerine getiriyorlar.  Yerli gavurlaşmış zihniyetin bir damla suda milleti boğmaya çalışmasını anlamak gerçekten zor.

Vakfiye üzerinden meseleye baktığımızda 86 yıl boyunca lanetlendiğimiz kesin. Zaten yaşanılmış gerçekliklerden bunu anlıyoruz. Yıllardır iki yakamız bir türlü bir araya gelmedi. Millet aşağılandı. İkide bir dipçikle hizaya getirildi. Yurtta ve cihanda susarak paramparça edildi.

Demokrasiye balans ayarları ile hep iki geri bir ileri rap rapların  sonucu  her alanda muasır medeniyetin gerisinde bırakıldı. Milletin değerleri üzerinden yenmedik herze kalmadı.

Bugün yeni bir milat.

.Bundan sonra hiç bir şeyin eskisi gibi olmayacağına bende inananlardanım.

Cumhurbaşkanlığı hükumet sistemi ile birlikte bir bir kırılan zincirlerden belki de en önemlisi Ayasofya’daki zincirdi. Bu paslanmış zinciri kıran iradeden Rabbim razı olsun.

Sadece bir cami açmadı.

Yeni bir çağda açıldı.

Lânetsiz,   bağımsız ve bağlantısız yıllarca hayali ile yaşadığımız yeni cumhuriyetimiz  ile daha kat edilecek çok mesafeler var. Milleti ile barışık, ayakları yere basan omurgalı duruşu ile dünya zindelerini şaşkına çevirdiğimiz bugünler sadece başlangıç.

Daha kırılacak çok zincir var.

Yıllardır zincir üstüne zincirlerle bağlanmış zincirler  bir bir kırılınca   elbette düşmana korku salacak. Doğrusu içerimizden bu kadar aykırı ses çıkmasını beklemiyordum.

İçerden dışardan çok gürültülü aykırı seslere rağmen çok şükür kervan yürüyor. Tüm dünyayı kasıp kavuran vertikal bela covid-19 bizde ufak tefek sıkıntılarla geçiştiriliyor. Her türlü engellemeye rağmen ekonomimizde göçmedi.

El ovuşturup bekleyen azgın azınlık ve yerli yabacı işbirlikçileri avuçlarını yalaya dursunlar milletin kahır ekseriyeti her şeyin farkında. Kim dost kim değil bilmesine rağmen vakarı ile sabrederek gelişmeleri takip ediyor.

Ben özellikle gençlerimize seslenmek istiyorum.

Sevgili gençler sizler çok şanslı ve aynı zamanda çok şanssızsınız. Şansınız zulmü 1453 de başlatan güruhun devri iktidarında yaşamamanız. Bizlerin ve özellikle bizden önceki neslin yaşadığı istibdadı acıyı yokluğu dinsizliği ve her türlü haksızlığı hukuksuzluğu sizler yaşamadınız.

Bir litre benzinin, bir bidon suyun, bir paket nebati yağın, hatta bir paket çayın değerinin ne olduğunu yokluğunu yaşamadığınız için bilmezsiniz.

Allah demenin suç sayıldığı ve zindanlarda çürütüldüğü, şeriat ayaklanması var diyerek milletin dindarlarının idam edildiği, millete kendi pisliğinin yedirildiği günleri de hatırlamazsınız.

Laiklik dinine iman etmeyenlerin gerici olarak yaftalandığı günler sizin hafızanızda bir anlam ifade etmez. Ancak bizim nesil için bu ve daha binlerce acı zulüm örneği taptaze hafızalarımızda kazılı.

Bugün yaşadığımız özgürlük tam hayalimizdeki gibi elbette değil,  ancak geçmişle kıyaslanmayacak kadar çok fazla özgürüz. Bizi bize bıraksınlar artık. Çünkü daha yapacak çok iş var.

Dünya fezaya giderken bizi yaya bırakarak geriye götürmek isteyen irade bugünlerde yeniden faaliyete geçti. Durumdan vazife çıkarmak için geçmişte çok kullandıkları Atatürk yeniden kullanım alanlarında.

Aman dikkat. Oyun kurucu güruhun oyununa gelmeyelim. Hedef hiç bir değerin ederinin kalmadığı, her şeyin maddeden ibaret sanıldığı bugünün dünyasında zalimlerin korkulu rüyası mazlumların ise umudu olmak.

Bu samimi duygularla rahmet yakınlaşma anlamına gelen kurban bayramımızın insanlığa huzur ve saadet getirmesini diliyorum

Bugünlük de bu kadar.

Kalın sağlıcakla.

 

 

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Dr. Ali Akben Arşivi