Mahir Ünal: İstiklâlimizin 101. yılı kutlu olsun

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Kahramanmaraş Milletvekili Kahramanmaraş’ın düşman işgalinden kurtuluşunu yayımladığı özel bir mesaj ile kutladı. Ünal, “İstiklâlimizin 101. yılı kutlu olsun” dedi.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Kahramanmaraş Milletvekili Ünal, “İstiklâl ve istikbal kelimelerinin sadece ses benzerliği yoktur. İstiklâl, yaşanabilir bir istikbâl uğruna her şeyi göze alabileceğimiz bir kavramdır. Bundan 101 yıl önce yorulmuş, yenilmiş ve tarih sahnesinden çekilmeye zorlanan Osmanlı'da istikbâlin ancak istiklâlle mümkün olabileceğini hesap eden koca yürekli adamlar, bir kıvılcımın peşine düşüp istiklâl kelimesini sözlükten çıkarıp ona cesamet kazandırdılar. İsimleri, Medine'de Fahrettin Paşa oldu, Antep'te Şehit Kamil, Maraş'ta Arslan Bey. Ufukta umut yokken, "ya istiklal ya ölüm" demeyi göze alan bu kahramanlar bize ilham verdiler. O ilhamın ilk ve en önemli noktası en güzel ifadesini Üstad Necip Fazıl'ın "kim var denildiğinde, sağına ve soluna bakmadan ben varım diyen bir gençlik" cümlesinde bulan bağımsız hareket edebilme iradesidir. Medine'de, Antep'te, Bayburt'ta, Urfa'da ve Maraş'ta içinde bulunduğu şartları hiç hesaba katmaksızın ve elinden ne gelirse onu yapmak gayretiyle meydan ortasına çıkıp hayatını daha büyük ve güzel bir hayat için yoka saymak, son derece ilham verici bir yaklaşımdır” dedi.

Maraş’ın kurtuluşunda canı pahasına mücadele eden bütün kahramanların kent için ayrı bir yeri olduğunu vurgulayan Ünal, mesajında şunları dile getirdi: “Özelde Maraş'ın kurtuluş mücadelesi, istikbâlin istiklâl gayretinde olduğunu bilen insanların bir araya gelerek yazdıkları bir destandır. Karakterleri, geçmişleri, meslekleri, meşrepleri birbirinden ayrı insanların ortak bir hedef etrafında kenetlendikleri bir destan... Ve bu destanda bir şeyh efendi olan Ali Sezai'nin de bir esnaf olan Sütçü İmam'ın da bir avukat olan Mehmet Ali Bey'in de bir aşiret kızı olan Senem Ayşe'nin de bir asker olan Arslan Bey'in de ayrı ayrı tamamlayıcı rolleri vardır. İlham verici olan birbirinden farklı insanların, birbirlerinden farklı yöntemlerle aynı hedefe doğru yürüyebilme başarısıdır. Tıpkı tarihimizin bir başka güzel sayfası olan Medine'de Fahrettin Paşa'nın, her şeyin bitti sanıldığı ve bitti sayıldığı yerde sadece kendi ellerine bakarak istiklâle doğru durmasına benzer şekilde, her şeyin bitti sanıldığı ve bitti sayıldığı bir noktada Maraş'ın, tüm İstiklâl mücadelesine ilham olacak duruşu, onu Peygamber şehri Medine'yle kardeş kıldığı gibi tüm Kuvâ-yi Milliye'ye de öncü kılmıştır. Bu öncülük, üzerinde dikkatle durulması gereken bir bayrak taşıyıcılığıdır. Maraş'ın ve Maraşlının “yapabiliriz, başarabiliriz, düşmanı topraklarımızdan kovabiliriz” diyerek geliştirdiği çelikten inanç, bu aziz şehirden dalga dalga yayılarak önce bütün Anadolu'ya, ardından dünyanın bütün mazlum coğrafyalarına ilham vermiştir. 20. yüzyıl boyunca emperyalizme ve zulme direnen her insanda, her şehirde ve her coğrafyada bir Maraş tavrı bulabilirsiniz. Bu tavır, köklerini doğrudan doğruya dürüst ve İslam olmaktan, dürüst ve İslam kalmaktan alır. Bin yıllık bir Müslüman Türk yurdu olan Kahramanmaraş'ın köklerini belki de en derinlikli ifadesini, Sezai Karakoç üstadımızın "Süt ve Tabanca" yazısındaki şu cümlelerde buluruz:

"Maraşlı, Bayrak, Kaleden indirilince Cuma namazının kılınamayacağını bilir. Bayrakla Cuma namazı arasındaki kopmaz alâkayı bilir. Bu savaşın temeli çok sağlamdır, Süleymaniye’nin temeli gibi… Maraş kurtuluş hareketinin ilk gününde yayınlanan beyanname, bütün çağdaş istiklal davranışlarının gerekçelerini aşan bir gerekçeyle çıkar insanlığın karşına. Ruh çağlarının diliyle, kelimeleriyle yüklüdür, konuşur bu beyanname. Gözün göremediği ileriye bitişir ve geride tarihin derinliğine doğru kök salar. Mekke’ye bitişir, Malazgirt’e, Söğüt’e bitişir. İstanbul’un alınışı neyin konkavıysa, Maraş’ın kurtuluşu onun konveksidir."

Maraş’ta 101 yıl önce yanan ateşin, 2021'de Karabağ'ı özgürlüğe kavuşturan ateşle aynı olduğunu ifade eden Mahir Ünal, “Ali Sezai Efendi'yi Ömer Muhtar'la, Arslan Bey'i Cevher Dudayev'le, Senem Ayşe'yi Meral Maruf'la, Mehmet Ali Bey'i Fazıl Küçük'le yoldaş, hâldaş ve kardaş yapan bu köklerdir.   Şairin "fıtrat değişir sanma, bu kan yine o kandır" dediği tam da budur işte. Maraş'ımızın kurtuluşunun 101. yılında, bu mücadelemizin ilham vericiliğini hiç unutmaksızın rahatlıkla söyleyebiliriz ki 15 Temmuz gecesi Ömer Halisdemir'in, Erol Olçak'ın, Halil Kantarcı'nın, Mustafa Cambaz'ın ve vurulup düşmüş nice şehidimizin ilkeleriyle Maraş kurtuluş mücadelesini verenlerin ilkeleri aynıdır.

Ve rahatlıkla diyebiliriz ki 101 yıl önce Maraş'ta yanan ateş, 2021'de Karabağ'ı özgürlüğe kavuşturan ateşle aynıdır.

İstiklâlimizin 101. yılını, bin yıllarca süren istikbalimizin güvencesi sayarak kurtuluşumuz kutlu olsun.

Şehit dedelerimizin yolu, yolumuz olsun. Göğümüzün yıldızları yoldaşımız olsun” dedi.

 

 

 

 

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.