İMO Kahramanmaraş: “Teknik Elemanlar Ömür Boyu Sorumlu Tutulamaz”

İMO Kahramanmaraş: “Teknik Elemanlar Ömür Boyu Sorumlu Tutulamaz”
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Kahramanmaraş Temsilciliği, 6 Şubat 2023’te meydana gelen ve merkez üssü Kahramanmaraş olan depremlere ilişkin yürütülen soruşturma ve davalarla ilgili kapsamlı bir basın açıklaması yaptı.

İMO Kahramanmaraş Temsilcisi Uygar Gündeşli, deprem yargılamalarında sorumluluğun tek taraflı şekilde teknik elemanlara yüklenmesinin adalet duygusunu zedelediğini vurguladı.

Gündeşli, 6 Şubat depremlerinin büyüklüğü, kırılma uzunluğu ve kısa süre içinde yaşanan ardışık iki büyük sarsıntı nedeniyle olağanüstü yıkıcı olduğunu belirterek, toplumda oluşan adalet talebinin son derece haklı olduğunun altını çizdi. Ancak gerçek adaletin öfke ve aceleyle değil; bilimsel veriler, teknik gerçekler ve hukukun evrensel ilkeleri doğrultusunda sağlanabileceğini ifade etti.

“Sorumluluk Zinciri Tek Halkaya İndirgenemez”

İMO açıklamasında, mevcut davalarda sorumluluğun büyük ölçüde yalnızca proje ve inşaat aşamasında görev alan mühendis ve teknik personel üzerine yıkıldığına dikkat çekildi. Oysa güvenli yapılaşmanın; imar kararlarından mikro-bölgeleme çalışmalarına, ruhsatlandırmadan denetime, yapıların bakım-onarım süreçlerinden kullanım aşamasındaki müdahalelere kadar çok sayıda kamu ve idari süreci kapsadığı vurgulandı.

Gündeşli, “Bu çok aşamalı sürecin yalnızca bir halkasını hedef almak, hem gerçeği hem de adaleti çarpıtmaktır” dedi.

“Yıkımın Büyük Bölümü Eski Yapı Stokunda”

Açıklamada dikkat çeken bir diğer başlık ise Kahramanmaraş’taki yapı stoku verileri oldu. Kentte bulunan 239 bin 159 binanın yalnızca yüzde 3,2’sinin depremde yıkıldığına işaret eden İMO, yıkılan binaların yüzde 96’sının 2000 yılı öncesinde inşa edilmiş yapılardan oluştuğunu belirtti.

Bu verilerin, yıkımın ağırlıklı olarak yaşı ve özellikleri itibarıyla riskli olduğu uzun süredir bilinen yapı stokunda yoğunlaştığını açıkça ortaya koyduğu ifade edildi. Ulusal Deprem Stratejisi ve Kahramanmaraş İl Afet Risk Azaltma Planı’nda riskli olarak tanımlanan yapıların önemli bir bölümünün depremde yıkıldığına dikkat çekildi.

“Mühendislik Bilgisi Geriye Yürümez”

İMO Kahramanmaraş Temsilciliği, deprem yönetmeliklerinin ve betonarme standartlarının zamanla değiştiğini ve geliştiğini hatırlatarak, onlarca yıl önce inşa edilen yapıları bugünün mevzuatıyla yargılamanın bilimsel olmadığını vurguladı.

“Mühendislik bilgisi geriye yürümez” diyen Gündeşli, sorumluluğun, yapının inşa edildiği dönemin mevzuatı, teknik imkânları ve denetim koşulları çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti.

“Teknik Elemanlar Ömür Boyu Sorumlu Tutulamaz”

Açıklamada önemli bir hukuki noktaya da dikkat çekildi. Bir yapının malikine teslim edilmesinden sonra, teknik elemanların yapı üzerinde herhangi bir tasarruf yetkisinin kalmadığı belirtilerek, kullanım süreci üzerinde kontrolü olmayan mühendislerin ömür boyu sorumlu tutulmasının mantık dışı olduğu vurgulandı.

İMO, her ürün gibi binaların da bir kullanım ömrü olması gerektiğini, yapı üzerindeki karar ve müdahale yetkisinin mülkiyet hakkı gereği malik ve yetkili idarelerde bulunduğunu hatırlattı.

Bilirkişi Raporlarına Eleştiri

Basın açıklamasında, deprem davalarına yön veren bilirkişi raporları da sert bir dille eleştirildi. Alan dışı değerlendirmeler, teknik hatalar ve nedensellik kurulmadan hazırlanan raporların adil yargılamanın önündeki en büyük engellerden biri olduğu ifade edildi.

İMO, deprem yargılamalarında şantiye tecrübesi, uygulama ve denetim deneyimi olan uzmanların görevlendirilmesi gerektiğini belirterek, bilirkişilik sisteminin uzmanlık, etik, deneyim ve şeffaflık ilkeleri çerçevesinde yeniden düzenlenmesi çağrısında bulundu.

“Amaç Geleceği Güvence Altına Almak Olmalı”

İMO Kahramanmaraş Temsilciliği açıklamasında, imar affı uygulamaları, ruhsatsız kat ilaveleri, taşıyıcı sistemi zayıflatan müdahaleler ve denetim eksikliklerinin depremlerdeki yıkımın temel nedenleri arasında yer aldığına dikkat çekildi.

Açıklama, şu vurguyla sona erdi:

“Evet, sorumlular yargılanmalı ve suçlular cezalandırılmalıdır. Ancak bu süreç; yetki ve sorumluluk ilişkisini esas almalı, dönemin mevzuatını dikkate almalı, bilimsel ve etik bilirkişilik sistemine dayanmalı ve yalnızca geçmişi cezalandırmayı değil, gelecekte güvenli yapılaşmayı hedeflemelidir. 6 Şubat’ta hayatını kaybeden vatandaşlarımızın anısına yakışan da budur.”

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.