İlk Milli Bayramlarımız

İlk bayramlar: Milli Mücadele döneminin ilk bayramı, Büyük Millet Meclisi'nin açılışının birinci yıldönümünde kabul edilen "23 NİSAN BAYRAMI" oldu. (Bayramın "Atatürk tarafından çocuklara armağan edildiği" hikayesi 1983'te 12 Eylül darbecileri tarafından icat edilecekti.)

İkinci "milli" bayramımız, 1/2 Kasım 1922'de Saltanatın kaldırılması ile Hz. Muhammed'in doğum günü kabul edilen 12 Rebiyülevvel gününün üst üste düşmesini uhrevi bir işaret sayan Yozgat Mebusu Süleyman Sırrı Bey'in fikriydi. Her yıl 2 Kasım'da "Mevlid-i Nebevi ile Saltanatın İlgasını bir arada kutlamak için dua okunması ve 101 pare top atılmasına" dair önergeyi çok beğenen ancak yeterli görmeyen Burdur mebusu İsmail Suphi Bey, söz konusu günün "milli bayram" olmasını önerince iki teklif birleştirilmiş ve prensip olarak 2 Kasım'ın HAKİMİYET BAYRAMI olması kabul edilmişti. Ancak, ilgili kanuna son şeklini vermek 24 Ekim 1923'te "kısmet" olacaktı.

Üçüncü "milli" bayramımız "29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMI" ile ilgili kanun da gecikmeli olarak 19 Nisan 1925'te kabul edildi. Dördüncü bayramımız

 30 AĞUSTOS "ZAFER ve TEYYARE BAYRAMI" ise ilk kez "Gazi" Mustafa Kemal'in katıldığı bir törenle 1924'te Afyon'da kutlandığı halde, bugünün resmen bayram olması 7 Ocak 1926'da gerçekleşti.

 

JİMNASTİK ŞENLİKLERİNDEN, GENÇLİK VE SPOR BAYRAMINA

 

Henüz Nutuk okunmadığı için, 19 Mayıs'ın "resmi" tarih yazımındaki öneminin farkında olmayan milletvekillerinin "19 Mayıs’ı, her biri tarihi açıdan önemli olaylara dayanan bu ilk bayramlar arasına koymaması normaldi. Ama Samsunlular için durum farklıydı. 1926'dan itibaren, 19 Mayıs'ı "Gazi Günü" ilan eden Samsunlular, ertesi yıl şenlikleri biraz daha geliştirdiler.

Örneğin Türkiye'deki ilk Mustafa Kemal heykelini Sarayburnu'na diken Avusturyalı heykeltıraş Heinrich Krippel'in "Gazi" heykelinin temel atma töreni ve İş Bankası şubesinin açılışı bu güne denk getirildi. 1928'de şehir baştanbaşa bayraklar ve defne dallarıyla süslendi, "Gazievi" açıldı, fener alayı ve "Şükran Balosu" düzenlendi.

En sonunda Ankara'da Samsun'dan yükselen coşku meyvasını verdi ve Maarif Vekili Mustafa Necati Bey 10 Mayıs'ta Ankara'da, 11 Mayıs'ta İs­tanbul'da, 12 Mayıs'ta İzmir'de "Terbiye-i Bedeni­ye Şenlikleri’nin düzenlenmesi için emir verdi.

 

İlk defa 12 Mayıs 1916’da Selim Sırrı (Tarcan) Bey’in girişimleriyle öğrenciler tarafından düzenlenen gösteriler, Cumhuriyet’ten sonra her yıl Mayıs’ın 10’un da 11’inde ve 17’sinde yapıldı. 1935’ten itibaren 19 Mayıs günü, bugünde kullandığımız resmi bayram ilan edildi.

1-20190102113429.jpg

11 Mayıs 1928 İsveç’li beden eğitimi uzmanı Inka Nerman yönetiminde, Taksim Topçu Kışlası avlusunda gerçekleştirilen ilk “İDMAN BAYRAMI”

 

Çılgınca sayılabilecek bir teşebbüs gerçekleşip de Cağaloğlu semtinde genç kızlar için ilk kez jimnastik salonu açıldığında, henüz 1910 senesi yaşanıyordu. İsveç’ten beden eğitimi ihtisası yaparak yurdumuza dönmüş olan 35 yaşında ki SELİM SIRRI(TARCAN) BEY, Türk kadınlarının da Batılı kadınlar gibi vücut bakımından muntazam bir şekilde gelişmelerinin tek yolunun jimnastik salonlarında gösterilecek eğitimden geçtiğine inanıyordu. Ama ne var ki devrin Şeyhülislamı olaya karşı çıkıyordu ve Türk kızlarının açılıp saçılarak “FRENK İCADI” bu modern beden eğitimi ile uğraşmalarına razı olmayacaklarını Maarif Nazırlığı’na (Eğitim Bakanlığı) bildiriyordu.

Selim Sırrı Bey büyük uğraş vererek esasen medreseleri ıslah edip modern çağa uygun bir hale getirme taraftarı da olan Evkaf Nazırı Mustafa Hayri (Ürgüplü)  Efendi ile Vakıf Müesseseleri Müdürü Nail Bey’i konunun önemli hususunda ikna etti. Bu iki aydın da mollaları ikna ederek kendini vaiz Medresesi’ne idman hocası olarak tayin ettirmeyi başardı. Modern beden eğitiminin başlamasından sonra, Selim Sırrı Bey’in yetiştirdiği ilk kadın öğretmenler kız okullarında görev aldılar.

12 Mayıs 1916 günü ise Türkiye’de ilk defa öğrenciler tarafından toplu halde beden eğitimi gösterileri yapıldı. İsmi sonraları Çapa Öğretmen Okulu olan “Darülmuallimin” öğrencileri, Kadıköy’de bugün ki Fenerbahçe Stadı’nın bulunduğu yerde ki İttihat Spor sahasında, öğretmenleri Selim Sırrı(Tarcan ) Bey’in yönetiminde ilk gösterilerini sundular. Gösteriler “JİMNASTİK ŞENLİKLERİ” adı altında organize edilmişti.

İLK KEZ DAĞBAŞINI DUMAN ALMIŞ         

O günle ilgili bizi yakından ilgilendiren çok önemli bir olay daha vardır. Selim Sırrı Bey’in İsveç’te beden eğitimi sıralarında öğrendiği “Tre Trallande Jantor” (Tral la la Diyen Üç Kız) isimli bir halk şarkısına, okulun edebiyat öğretmeni Ali Ulvi (Elöve) Bey tarafından Türkçe sözler yazılmış ve meşhur “DAĞ BAŞINI DUMAN ALMIŞ” isimli marşımız bu şekilde doğmuş ve yine ilk defa bu gösteriler sırasında öğrenciler tarafından söylenmiştir.

 “Jimnastik Şenlikleri “ büyük ilgi görmüş ve o tarihlerden itibaren Erkek Öğretmen Okulu öğrencileri tarafından her yıl Mayıs ayı içerisinde, yine Selim Sırrı Bey’in idaresinde tekrarlanmaya başlanmıştı. Daha sonraları “MEKTEPLİLER BAYRAMI”, “İDMAN BAYRAMI” “JİMNASTİK BAYRAMI” gibi isimler altında süren bu gösterilere devam edilmiş, özellikle Cumhuriyet’in ilanından sonra, 1926’dan itibaren de, İsveçli beden eğitimi Inka Nerman yönetiminde gelişerek zamanla diğer okullara da yayılmıştı. 10- 11 Mayıs 1928 tarihlerinde Ankara ve İstanbul’da yapılan törenlere 2000 erkek ve 1000 kız öğrencinin katıldığını, gösterileri yaklaşık 6000 kişinin davetli olarak izlediğini o tarihlerde ki gazetelerden okuyoruz. Dönem gazetelerinin 17 Mayıs 1929’da yapılan gösteriler için “İKİNCİ İDMAN BAYRAMI” tabirini kullanmış olması da dikkat çekicidir. Böylelikle “İLK İDMAN BAYRAMI” olarak 1928’in kabul gördüğü anlaşılmaktadır.

Her yıl büyük şehirlerde benzer kutlamalar yapıldı. 19 Mayısta kutlanacak genel bir bayrama dair ilk işa­ret 1935'te Beşiktaş Jimnastik Kulübünün Galatasaray ve Fenerbahçe kulüpleri ile yaptığı bir toplantıda "Mayıs ayı içinde bir günün Atatürk Spor Günü olarak kutlanması" önerisi ile verilmiş­ti.

Bazı kaynaklarda dönemin önemli spor insanı Ahmet Fetgeri Bey'in her yıl "19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı" adı altında kutlamalar yapılması yönünde bir teklifi  Mustafa Kemal'e arz ettiği söy­lenmekle birlikte, 20 Mayıs 1935'te Meclis'te gö­rüşmeye başlanan "Ulusal Bayram ve Genel Tatil­ler Hakkında" 2739 Sayılı Kanun tasarısında 19 Mayısa dair herhangi bir ibare yoktu.

Halbuki bu kanunla 23 Nisan, Ulusal Egemenlik Bayramına dönüştürülmüş, 29 Ekim, Cumhuriyet, 30 Ağus­tos, Zafer bayramı olarak onaylanmış, Hakimiyet Bayramı kaldırılmış, 1 Mayıs, Bahar Bayramı, 1 Ocak, Yılbaşı Günü yapılmış, Şeker (Ramazan ) Bayramı'nın üç, Kurban Bayramının dört gün tatil olması ka­rarlaştırılmıştı.Dahası, İstanbul'daki spor kulüple­rinin ilk Atatürk Günü de 24 Mayıs 1935'te kut­landığına göre, Mustafa Kemal'in kendisine do­ğum gününü soranlara "Neden 19 Mayıs olma­sın?" demesinin manası henüz anlaşılmamıştı.

“GENÇLİK VE SPOR BAYRAMI

Spor Kongresi’nin 1935’de ki toplantısın da ise AHMET FETGERİ BEY tarafından “ATATÜRK GÜNÜ” nün tüm gençliğe mal edilmesi için 19 MAYIS’ların “GENÇLİK VE SPOR BAYRAMI” adı altında kutlanması önerisi oybirliği ile kabul edildi.  O yılki ilk 19 Mayıs kutlamalarından sonra, 1936’nın 19 Mayıs’ın da Atatürk’ün izlediği Taksim Stadı’nda ki gösteriler düzenlendi. 20 HAZİRAN 1938 tarihinde çıkarılan kanunla 19 Mayıs’lar “GENÇLİK VE SPOR BAYRAMI” adıyla milli günlerimizin arasına girdi.

Tam 19 yıl sonra Milli Mücadelenin Mustafa Kemal tarafından oluşturulan versiyonuna dahil edilen 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı, 1941'de başlatılan "Gençlik Bayrak Koşusu" ile stadyumlardan sokaklara taşmış, 1970'lerden itibaren televizyonlar sayesinde evlere girmiştir. Bayram sadece 27 Mayıs 1960 darbesinin arifesindeki gergin ortamda Demokrat Parti hükümeti tarafından bilinmeyen bir tarihe ertelenir ve bu bazılarına göre erteleme askerlerle hükümet arasındaki iplerin kopmasına neden olur. Nitekim darbeden sonra yönetime el koyan Milli Birlik Komitesi'nin ilk kararlarından biri 19 Mayıs bayramının 26 Haziran 1960'ta kutlanmasıdır.

Daha sonra 7 Mart 1981'de adı ATATÜRK’Ü ANMA GENÇLİK VE SPOR BAYRAMI ’olarak değiştirilmiştir.

Faydalanılan Kaynaklar

Nevin Yurdsever Ateş, "19 Mayıs nasıl bayram oldu". Toplumsal Tarih, S. 113, Mayıs 2003, s.34-37; Dursun Ali Akbulut, "Samsun'un 'Gazi Günü' ya da 19 Mayıs Bayramı", Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, C. XI, S. 33 (Kasım 1995), s. 771-775,777-779; TBMM Zabıt Ceridesi, Devre V, C. 3, Ankara 1935, ilgili sayfalar; Taha Akyol, Ama Hangi Atatürk, Doğan Kitap, 2008; Kazım Karabekir, İstiklal Harbimiz, Merk Yayıncılık, 1988.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Adnan GÜLLÜ Arşivi