ABD VE AVRUPA’NIN OSMANLIYI SÖMÜRÜSÜ HİKAYESİ

 “Edebiyat milletlerin sesi, Tarih milletlerin hafızasıdır.”

               Tarihin geçmişine yolculuk yaparken ilginç bir konu dikkatimi çekti. Tarihimizin tozlu raflarında kalan ve yöremizi yakından ilgilendiren bir sömürü olayını ele aldım. Avrupa ve ABD emperyalizmi dönemin Osmanlı yöneticilerinin bilgisizliklerinden veya işbirlikçi yapısından faydalanarak ahtapotun kolları gibi özellikle Batı Anadolu’nun saf köylüsünün üstüne çullanmış, onların sırtından dev kazançlar sağlayarak ABD ve Avrupa ekonomisine katkı sağlamışlardır. Bu nasıl olmuştur, birlikte öğrenelim. Ancak okuduktan sonrada göreceğiz ki günümüzde de pek değişen bir şey yok.

               Osmanlının vahşi kapitalizmin pençesine düştüğünü daha anlamak için      16 Ağustos 1838 tarihinde Balta Liman’ında Osmanlının İngiliz Devleti ile yaptığı ticaret antlaşmasını iyi bilmek lazım. Öncelikle bu antlaşmanın şartlarına bakalım:

                Baltalimanı Antlaşması Ticaret Konvansiyonu

                Osmanlı İmparatorluğu'nun Birleşik Krallık ile İstanbul'un Baltalimanı semtinde, 16 Ağustos 1838 tarihinde imzaladığı ticaret antlaşması. Osmanlı İmparatorluğu 1826'dan beri kendi ihtiyaç duyduğu yerli hammaddelerin yabancı tüccarlar tarafından yurt dışına çıkarılmasını önleyen YED-İ VAHİD (TEKEL) SİSTEMİNİ uygulamaya koymuştu. Bu sistem Büyük Britanya'nın çıkarlarına uygun düşmüyordu ve İngilizler kendilerine Osmanlı topraklarında ayrıcalıklar verilmesi için Osmanlı İmparatorluğu'na baskı yapıyorlardı. Osmanlı Hariciye Nazırı Mustafa Reşit Paşa, Mısır valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa'nın isyanını bastırmak için İngilizlerden yardım istedi. Bu yardıma karşılık olarak, Büyük Britanya'ya ticari bakımdan büyük ayrıcalıklar veren bir ticaret konvansiyonunu Balta Limanı’nda devlete ait olan bir yalıda imzaladı. Konvansiyon 8 Ekim 1838'de Kraliçe Viktorya, bir ay sonra da Sultan II. Mahmut tarafından onaylandı. Bu antlaşmanın bazı maddeleri şunlardır:

               1-Tekel sistemi kaldırıldı. Britanyalılara diledikleri miktarda hammaddeyi satın alma imkânı verildi.

              2-İç ticarete Osmanlı vatandaşlarının yanı sıra Britanyalıların da katılması öngörüldü.

             3-Britanya vatandaşları Osmanlı ürünlerini Osmanlı tebâsından tâcirlerle aynı vergi koşulları altında satın alma hakkına sahip oldular.

            4-Britanyalılarla olan transit ticaretten alınan resmi vergi kaldırıldı.

            5-Büyük Britanya gemileriyle gelen Britanya malları için bir defa gümrük ödendikten sonra, mallar alıcı tarafından nereye götürülürse götürülsün bir daha gümrük ödenmeyecekti.

          Yukarıda sıralanan maddelerin sonuncusu, Britanya vatandaşları Osmanlı Devleti sınırları içinde ticaret yaparken Osmanlı vatandaşlarından bile daha az vergi ödeyecekleri anlamına geliyordu. Örneğin Selanik'ten İstanbul'a mal gönderen Müslüman yerli tüccar devlete transit gümrük vergisi ödediği halde Britanyalı tüccar bu vergiden muaf olmuş ve Müslüman tüccarların bir başka Osmanlı şehrine mal göndermesine, ticaret yapmasına yüksek vergilerden dolayı fiilen imkân kalmamıştı. 1838-1841 yıllarında buna benzer antlaşmalar Fransa, İsveç, Norveç, İspanya, Hollanda, Belçika, Danimarka ve Portekiz'le de imzalandı. Bu antlaşmalar kapitülasyon sistemini sağlamlaştırdı, Osmanlı sanayine büyük bir darbe vurdu. Osmanlı İmparatorluğu'nun diğer devletlere borçlanmasına yol açtı ve mali çöküntüsünü hızlandırdı.

           Bunların sonucu olarak özellikle Batı Anadolu ( İzmir - Buca ) İngiliz tüccarların hayat alanı oldu. Levantenler olarak tanımladığımız, Not: (LEVANTEN Osmanlı İmparatorluğu döneminde genelde İstanbul ve İzmir’de yaşayan, Cumhuriyet döneminde de az da kalmış olsalar mevcut olan Fransız ve İtalyan gibi batı Avrupa kökenli azınlıklara denirdi.) Forbes, Aileleri en başı çekenlerdendi. (Whittall, Wilkin, Baltazzi, Perkins, Edwards,) gibi aileler Buca başta olmak üzere İzmir’in diğer ilçelerine yerleşirken, Aydın ve bölgesinde Türk çiftçilerin tarlalarının kenarlarında çer-çöp diye attığı MEYAN KÖKLERİNİ toplayıp, Fabrikalar kurarak servetlerine servet kattılar. Forbes’ler Söke’de 1851 yılında ilk Meyan Kökü Değirmenini kurdular, o yıllar Osmanlı Devleti konunun önemini hala kavrayamadığı için üretimlerinden dolayı Levantenlerden vergi bile almıyordu. Taki 1854 yılında ‘’ Mac Andrews and Forbes Company’’ adlı şirketin Aydın’da kurduğu dev fabrikaya kadar. Forbes hemen ardından Söke, Kuşadası ve Nazilli’de üç fabrikayı birden açtılar. Bunu takiben Manisa Alaşehir’de bir Fabrika daha kurdular.

               Forbes’in Gediz ve Menderes havzasının tamamında Meyan Kök’ü toplama merkezlerinin adı da ilginçtir ‘’ TOKAT ‘’ adını verdiler. Mac Andrews ve Forbes 1875 yıllarından sonra Meyan Kökü toplama ve Üretimde tekelleşmiş, Anadolu’nun tamamında Meyan Kökü ve Balının tek temsilcisi olmuştur. Anadolu’da 1854 yılından 1875 yılına kadar 20 yıl içerisinde Yurtdışı ihracatını 12 katına çıkardılar. 1875 yılında Abacıoğlu adı altında bir Ermeni tarafından Aydın ve Söke’de iki Meyan Fabrikası kurularak Forbes’lere ihracatta rakip oldu.

Abacıoğlu en büyük ihracatı ABD’ye yapıyordu. 1881 yılında ABD Hükümeti Meyan Balı ithalatından alınan gümrük vergisini yükseltince Abacıoğlu zarar görerek piyasadan çekildi. Forbes 1879 yılında Osmanlı Hükümetinin Meyan Balından tamamen vergiyi kaldırması ile Aydın’da 20.000 Sterlin’lik bir yatırım yapıp, Abacıoğlu’nun da piyasadan çekilmesiyle Aydın bölgesinde 18 kilometrekarelik bir alanı da kiralayarak gücüne güç kattı.

Forbes, Aydın, Nazilli ve Söke civarındaki Linyit Madenlerine de el atarak, adeta Dünya çapında dev sermaye oldu.(Buca – Aydın Tren yolunun yapılış nedenlerinden biride bu konudur). Emperyalist bir Pazar sürecine giren Meyan Kökü, Meyan meydan savaşlarına dönüşerek, Almanların da pazara girmesini sağladı. 1886 yılında Aydın’da binlerce dönüm arazi kiralayıp Meyan Balı Fabrikası kurdular, yalnız kimliği belirsiz  200 civarında kişi fabrikayı basıp talan ederek, Almanların piyasadan çekilmesini sağladılar. Bu olay Forbes’i daha büyüterek yaklaşık 312 kilometrekare araziyi daha kiralayarak Dünya devi olmasının yolunu açacaktır. İskenderun, Urfa ve Kilis’te fabrikalar kurup, binlerce kilometrekare Anadolu topraklarını kiralayarak Batı Anadolu’nun yanında, Doğu ve Güney Doğuya da açılmaya başladılar. Merkezi Aydın Söke’de bulunan Forbes, Meyan Balı Fabrikaları zaman, zaman, Rum çetelerinin baskınları ile karşı karşıya gelince, zamanın en güçlü Efe’si Çakırcalı’dan yardım aldılar, olayların devam etmesi üzerine, daha sonraları 1902 yılında ABD vatandaşlığına geçerek Merkezlerini New York’a taşımışlardır. 

Meyan Kök’ü Amerikalılar için neden bu kadar önemli idi? Bu günün Petrolü ne kadar önemli ise o yıllar Meyan Kökü de Petrol kadar önemlidir. Amerika’nın Dünya Devleri Sigara üreticisi Philip Morris Meyan Kökünü sigarada Aroma, Coca Cola ise tatlandırıcı olarak kullanmaktadır...

Osmanlı coğrafyasında yetişen bir bitki olan meyan kökü, Osmanlı toplumu tarafından bilinmekteydi. Şifa ve keyif verici olarak istifade edilen bu bitkinin Batı endüstrisi tarafından keşfedilmesi, binlerce yıllık geleneksel kullanımını değişime uğrattı. Böylelikle meyan ve yetiştiği coğrafya için yeni bir dönem açıldı. Endüstriyel kapitalizme entegre(bütünleşmiş) edilen meyan kökünün kullanım alanı olabildiğince genişledi, bitki bir anda olağan üstü değer kazandı. Bunun neticesinde meyan kökünün yetiştiği Osmanlı memleketleri bilhassa Aydın ve civarı, meyan kökü ticareti ile ilgilenen yabancı şirketler için cazibe merkezi haline geldi.

 Evvela İngiliz MacAndrews & Forbes olmak üzere birçok yabancı ve yerli şirket bu işi yapabilmek için sıkı bir rekabete giriştiler. Bu bağlamda Osmanlı memleketlerinde yetişen meyan bitkisi üzerine yaşanılan emperyalist rekabet ve neticesinde ahalinin, arzın, nebatat ve hayvanatın nizam ve intizamının bozulması çalışmamıza konu olmuştur. Meyan kökünün değerinin anlaşılması Aydın'da kıyasıya bir rekabetin ortaya çıkmasına neden oldu. 

1875’ten itibaren kök alımı, pazarlaması ve işlenmesi alanında olan Mc Andrews And Forbes Company ile diğer şirketler arasında kıyasıya bir rekabet yaşandı. Meyan kökü ticaretinin en güçlü kuruluşu olan Mc Andrews And Forbes Company Aydın’da yeni bir fabrika daha açtı. Eldeki belgelere göre 1879’da 12 000 kadar köylü şirket hesabına sürekli olarak meyan kökü toplamakta, balyalamakta ve Forbes fabrikalarına sevk etmekteydi. Buna bağlı olarak, balı üretimi, ihracatı ve sözünü ettiğimiz işleme tesisleriyle beraber arttı. 1882’de Aydın’da iki, Nazilli, Sarayköy ve Söke’de birer tane olmak üzere beş adet kök işleme tesisi vardı.

 Bu rekabetin yarattığı gerilim 1886'da Alman şirketi depolarının 200 kişilik silahlı bir gurup tarafından basılarak, bekçilerin öldürülmesi, kökü ve balı stoklarının yakılmasıyla sonuçlandı. Şirket siparişleri karşılayamaz hale gelince de iflas ederek piyasadan çekilmek zorunda kaldı. Böylelikle Abacıoğlu’nun fabrikalarını da 1879-1880’de etkisiz hale getirmiş olan Forbes meyan kökü ticaretinin en güçlü kuruluşu olan Mc Andrews And Forbes Company Aydın’da yeni bir fabrika daha açtı. Yöre köylüleri köylü şirket hesabına sürekli olarak meyan kökü toplamakta, balyalamakta ve Forbes fabrikalarına sevk etmekteydi   

Mc Andrews And Forbes Company Aydın’da meyan kökü işinde rakipsiz kaldı ve kök toplattığı tarla miktarını artırdı. 1 Nisan 1891'de Nazilli’ye bağlı Gencelli Köyü civarında Forbes kumpanyasına mensup İtalyan devleti tebaasından Yorgi Florınsın’ın evi 7- 8 kişiden oluşan bir çete tarafından basılmış, eşya ve parası alınmış, Florınsın çok ciddi bir şekilde yaralanmıştı. İstanbul Sabah Gazetesi bu haberi bir eşkıyalık olayı olarak değerlendirmiş, ancak dönemin Hizmet Gazetesi yapılan inceleme sonucundaki gerçeğe dayanarak olayın bir eşkıyalık hareketi olmadığını bildirmişti. İşin iç yüzü şöyleydi; çete tabir olunan kimseler Gireniz Köyü'nden Rençper'di ve bu suçu da zannedildiği gibi soygun maksadıyla işlememişler, Florınsın ile aralarındaki bir husumetten dolayı bu saldırıyı gerçekleştirmişlerdi

1889 tarihindeki meyan kökü Amerika’nın ithalat payının, İngiltere’ninkinden ortalama 20 kat, Fransa’dan da 200 kat fazla oluşu ticaretin tek ülke alımına bağlı kılmakta, eğer bu ülkede bu ürün üzerine bir sorun çıkarsa ürün ticaretinin sekteye uğramasına açık bir durum daha doğrusu risk arz etmekteydi.  

Faydalanılan Kaynaklar:

           Pamuk, Şevket (2008). Osmanlıdan Cumhuriyete.

          Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları.

          Osmanlı İmparatorluğu'nun antlaşmaları


 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Adnan GÜLLÜ Arşivi