Sağlığımız Tehdit Altında!

Sağlığımız Tehdit Altında!
GDO’nun Yasası çıktı, eskiyi arar hale geldik.

Kamuoyunda kısaca GDO olarak bilinen Genetiği Değiştirilmiş Ürünlerin sağlımızı tehdit etmeye devam ettiği ileri sürüldü. Özellikle büyük kentlerde alışveriş merkezleri ile sokaklarda satılmaya devam edilen bardak mısırların GDO içerdiği, başta yem bitkileri olmak üzere, halkın tüketimine sunulan gıdaların ne ölçüde GDO içerdiğinin bilinmediği iddia edildi.

         Konu,  TBMM’de yaptığı gündem dışı bir konuşmayla dikkat çeken MHP Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif PAKSOY, Hükümeti GDO’lü ürün ve gıdalarla ilgili gerekli tedbirleri almamakla suçladı. PAKSOY konuşmasında, 26 Ekim 2009 tarihinde yürürlüğe konulan Yönetmelikle ülkemizin GDO’lu ürünlerin pazarı haline getirildiğini, gelen tepkiler üzerine Yönetmeliğin yürürlüğünün durdurulduğunu iddia etti.

         Geçtiğimiz aylarda kabul edilen Biyogüvenlik Yasasının da ihtiyaca cevap vermekten uzak olduğunu ve bu yasa ile yürürlükten kaldırılan Yönetmeliğe geri dönüldüğünü belirten MHP Milletvekili PAKSOY, sözlerini şöyle sürdürdü: “26 Ekim 2009’a geri döndük. Bakanlığa göre GDO’lu olmayan bize göre GDO’lu oldukları konusunda hiçbir şüphemizin olmadığı mısırlara giriş izni verildi. Şimdi bu ürünler Alışveriş merkezlerinin her köşesinde, hatta sokaklarda bardak bardak satılıyor. Bu GDO’lu ürünler yemeklerimize giriyor. Kimseden çıt yok.

         Yaklaşık 1 ay bekledim.           Televizyon televizyon gezenlerden çıt yok. Sayın Bakan şimdi ne yapalım kardeşim Kurul böyle karar verdi. Bilimsel komite böyle karar verdi. Siz bilime inanmıyor musunuz? Diyecek ve olayı kapatacak.

         Sayın Bakana tekrar sesleniyorum. Bu iş yanlıştır. Bu karar ile ülkemiz GDO’lu ürünlerin pazarı yapılmıştır. Bundan bu ürünleri yiyen insanımız zarar görecektir. Çiftçimiz zarar görecektir. Alınan bu yanlış kararı düzeltin. Sözünüzün arkasında hiç olmazsa bu sefer durun” dedi.

         İthalat, Et fiyatlarını daha da artırdı

          Konuşmasında yaklaşık bir yıldır sürekli artan et fiyatlarına da değinen PAKSOY, Hükümetin et fiyatlarını düşürmek için ithalata izin vermesini eleştirdi. Sorunun ithalatla değil, çiftçinin ve hayvancılığın desteklenmesi ile çözülebileceğini ifade eden MHP Milletvekili Mehmet Akif PAKSOY “Sayın Başbakan et ithalatı ile et fiyatlarının düşürüleceğini ifade ettiğinde biz bunun çözüm olmayacağını, aksine et spekülatörlerinin iştahını kabartacağını söyledik. Nitekim öyle oldu. Et fiyatları tekrar artmaya başladı. Şimdi ithalat miktarını artırıyorsunuz. Bu çözüm değildir. Bu AB çiftçisini desteklemek demektir. Yine söylüyoruz. Çözüm yerli besiciyi desteklemektir.  Gelin uzun vadeli bir planla kendi çiftçimizi destekleyelim. Çözüm budur” dedi.

KONUŞMA METNİ

Sayın Başkan, Değerli Milletvekilleri,

         Ülkemizde son dönmede, kısaca GDO olarak bilinen Genetiği değiştirilmiş Organizmalar ile ilgili mevzuatta bir takım düzenlemeler yapıldı. Hatırlarsınız, 26 Ekim 2009 sabahı Resmi gazete önümüze geldiğinde Tarım ve Köyişleri Bakanlığının GDO ile ilgili bir yönetmelik yayınlandığını gördük.

            Yönetmelik GDO ile ilgili beklentilere cevap vermedi fakat kamuoyunda yaşanan sert tartışmalar, kısmen gerçek gündemi sulandırmaya yetti. Bu şekliyle de AKePe açısından da başarılı oldu.

        

         Tabii aceleyle doğru iş yapmak mümkün değildi. Yanlış yapıldı.  Bize göre bu yönetmelik ile GDO’lu ürünlerin ülkeye girişi serbest bırakılıyordu. Ülkemiz GDO’lu ürünlerin pazarı oluyordu.

          Ancak, Sayın Bakan bu yönetmelik ile GDO’lu ürünlerin ülkeye girişinin yasaklandığını, şimdiye kadar bu ürünlerin serbestçe ülkeye girdiğini söyledi. Sanki sayın bakan bu ülkede Tarım Bakanı değildi. Sanki Sayın Bakan 5 yıldır bu ülkede Tarım Bakanlığı yapmıyordu. Hatırlarsanız, O günlerde bütün TV kanallarında bilen bilmeyen bu konuyu tartıştı veya tartıştığını zannetti.

         Biz bu yönetmeliğin yanlış olduğunda ısrar ettik. GDO’lu ürünlerin henüz risklerinin bütünüyle ortadan kaldırılmadığını, insan sağlığı ve çevre açısından risklerinin olduğunu söyledik. Hala da söylüyoruz. Bu arada yönetmelik mahkemelik oldu. Birkaç defa değiştirildi. Nihayet, Bakanlık tepkileri göğüsleyemeyince 20 Kasım 2009 tarihinde ithalatı yapılan GDO’lu ürünlerde daha önce binde dokuz olan GDO eşik değerini sıfıra çekti ve böylece GDO’lu ürün girişi yasaklanmış oldu.          

          Bu arada yönetmelikten önce, tonu 450 -500 dolar olan soya fiyatları 800 – 900 dolara çıktı. Yem fiyatları arttı. Besici zarar gördü. Et fiyatları arttı. Tüketici zarar gördü. Ancak, gündem GDO’lu ürünler oldu.  Habur unutuldu. Orada Başbakan’ın iyi şeyler oluyor dediği Habur’da aslında hiçte iyi şeyler olmadığı, adaletin, yargının ayaklar altına alındığı, devletin hâkiminin terör örgütünün militanlarının ayağına gönderildiği tartışmaları unutturuldu. Görev ifa edilmişti. Gündem değişmiş, Habur Unutulmuş, Başbakan rahatlamıştı. Yandaşlar stoklarındaki yem hammaddelerini satmış kasalarını doldurmuşlardı.

         Artık, normal gündeme dönülebilirdi. 2004 yılında hazırlanan Biyogüvenlik Kanun tasarısı meclise sevk edildi. Kanunun görüşüldüğü günlerde gıda ve yemlerde GDO eşik değeri sıfırdı. Bunun kanunda da ifade edilmesini istedik. Bu ülkeye “GDO’lu ürün girmesine izin vermeyeceğini söyleyen Sayın Bakan sesini çıkarmadı. GDO için eşik değer ile ilgili düzenleme bu kanunda yer almadı. Bu karar çıkarılacak yönetmeliğe kurulacak olan kurulun kararına bırakıldı.

          Hatırlayacağınız gibi uzun tartışmalar sonunda kanun kabul edildi ve 26 Mart 2010 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe girdi. Kurul oluşturuldu. Bilimsel komiteler oluşturuldu. Sonunda 28 Nisan 2010 tarihinde Bakanlık GDO’lu ürünlerle ilgili yönetmelikte yeni bir değişiklik yaptı ve GDO’lu ürünlerin tüketim izinlerini AB mevzuatına bağladı.

         Yani 26 Ekim 2009’a geri döndük. Bakanlığa göre GDO’lu olmayan bize göre GDO’lu oldukları konusunda hiçbir şüphemizin olmadığı mısırlara giriş izni verildi. Şimdi bu ürünler Alışveriş merkezlerinin her köşesinde, hatta sokaklarda bardak bardak satılıyor. Bu GDO’lu ürünler yemeklerimize giriyor. Kimseden çıt yok.

         Yaklaşık 1 ay bekledim.           Televizyon televizyon gezenlerden çıt yok. Sayın Bakan şimdi ne yapalım kardeşim Kurul böyle karar verdi. Bilimsel komite böyle karar verdi. Siz bilime inanmıyor musunuz? Diyecek ve olayı kapatacak.

         Değerli Milletvekilleri,

         Bütün bunlar bir senaryo idi. Sayın Bakan, bu konuda rolünü iyi oynadı. Biz de bu filmi seyrettik. Sayın Bakanı ve bu senaryoda rol alanları kutluyorum. Alkışlıyorum.

         Ama, Sayın Bakana tekrar sesleniyorum. Bu iş yanlıştır. Bu karar ile ülkemiz GDO’lu ürünlerin pazarı yapılmıştır. Bundan bu ürünleri yiyen insanımız zarar görecektir. Çiftçimiz zarar görecektir. Alınan bu yanlış kararı düzeltin. Sözünüzün arkasında hiç olmazsa bu sefer durun.

         Sayın Milletvekilleri,

         Değinmek istediğim diğer bir konu et ithalatıdır. Sayın Başbakan et ithalatı ile et fiyatlarının düşürüleceğini ifade ettiğinde biz bunun çözüm olmayacağını, aksine et spekülatörlerinin iştahını kabartacağını söyledik. Nitekim öyle oldu. Et fiyatları tekrar artmaya başladı. Şimdi ithalat miktarını artırıyorsunuz. Bu çözüm değildir. Bu AB çiftçisini desteklemek demektir. Yine söylüyoruz. Çözüm yerli besiciyi desteklemektir.  Gelin uzun vadeli bir planla kendi çiftçimizi destekleyelim. Çözüm budur.

         Beni sabırla dinlediğiniz için, Yüce Heyeti saygıyla selamlıyorum.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.