“Konaklar Sosyal Hayatta Değerlendirilmeli”

“Konaklar Sosyal Hayatta Değerlendirilmeli”
Mimar Yaşar Özger ve Mehmet Sabri Ağar’da geleneksel Maraş Konaklarının yeniden sosyal hayatın bir parçası olması ile alakalı olarak akademik bir çalışmaya imza attı.

Genç mimarlar yaptıkları açıklamada tarihi yapıların restorasyonu ve yeniden işlevlendirilmesini konusunda yaptıkları çalışmalar hakkında bilgi verdiler. Mimarlara göre; ‘konaklar butik otel veya kafeye dönüştürülerek canlı kalmayı sürdürebilmeli’

“Tarihi zenginliklerle dolu Kahramanmaraş’ın en öne çıkan özelliklerinden biri de kendine has mimarisidir. Hanlardan hamamlara, çarşılardan camilere sayısız anıtsal yapının bulunduğu kentte sayıca en çok konak tipi yapılara rastlanmaktadır. Geçmişin izlerini taşıyan bu yapıların korunması, genç nesillere tarihin ve kültürün öğretilmesi hususunda vazgeçilemez bir öneme sahiptir. Milli mücadele döneminde üstün başarı gösterip istiklal madalyasıyla onurlandırılan Kahraman şehrimizin her bir evladı da bu tarihi öğrenmeli ve geleceği geçmişten aldığı güçle inşa etmelidir. Bu noktada geleneksel yapılar o tarihi havanın solunabileceği eşsiz yerlerdir.

Tüm dünyada ve ülkemizde kültür turizmi önemli bir yer tutmaktadır. Her yıl çok sayıda yerli ve yabancı turistin ilgi odağı olan tarihi kentler, yerel ekonomiyi de ciddi anlamda canlandırıyor. Bu sebeple de Kahramanmaraş’ın tarihi yapıları şehrin tanıtımı ve ekonomisi için çok ciddi bir potansiyele sahip olduğundan; bu meselenin daha da özenle ele alınması gerekmektedir.

 Yerel yönetimler, çeşitli kültür ve çevre işleriyle alakalı kamu kurumlarından elde edilen finansmanla bu restorasyon işlerini devam ettirmektedir. Sınırlı kaynakla ciddi bir yenileme çalışması yürütülmekte olduğu açıkça gözlemlenebilmektedir. Buna verilebilecek en güncel örnek Bahtiyar yokuşudur. Burada yapılan sokak sağlıklaştırma çalışması şehre turistik anlamda ilgi çekecek tarihi mahalle silüeti oluşturmaktadır. Elbette bu çalışmalar çok ciddi paralar gerektiren büyük bütçeli işler. Bir anda toptan bir dönüşüm beklemek mümkün ve gerçekçi değil. Restorasyon zamana yayılan bir iştir.”

“TARİHİ KONAKLAR NEDEN İŞLEVİNİ KAYBETTİ”

“Geçmişten günümüze yaşam şartları değiştikçe konut biçimleri de değişiyor. İlk insanlar mağaralardaydı. Sonradan kolonileşme başladı. Tarım başladı ve şehirleşme başladı. Sanayi devrimiyle şehirler daha da büyüdü. Bugün geldiğimiz noktada konak tipi yapıların tercih edilmesi pek olası değil. Şehirlerde nüfus çok kalabalık. Zaten sığabilmek adına dikey yapılaşmaya geçtik. Konakların olduğu dönemde nüfus şimdiki gibi değildi. Ayrıca yaşam biçimi değişti. Konaklarda 3-4 aile birlikte yaşardı. Şimdi çekirdek aile formatında daha bireysel yaşıyoruz.

Konak için gerekli olan yapı malzemeleri ile ev yapmak şuanki şartlara göre daha maliyetli. Yapımı çok daha uzun zaman alıyor. Ayrıca konak tipi yapılarda kullanılan her bir taş özel üretim. Betonda öyle bir şey yok. Hem zamandan hem işçilikten kazanıyorsunuz. Ayrıca konak yapmanın uzmanlığı çok farklı. Bugün o ustaları bulmak da kolay değil. Dolayısıyla şuanki şartlarda bile hızla artan ev fiyatlarından şikayetçiyiz. Konak tipi yapıları herkesin tercih edeceği bir yapı biçimi olarak düşünmek çok gerçekçi olmaz.”

‘’RESTORASYONLA ESKİ YAPILARI SADECE MÜZEYE ÇEVİRMEK ÇÖZÜM DEĞİL’’

‘’Restorasyonda asıl amaç yapının aslına sadık kalarak yapıyı onarmaktır. Yeniden işlevlendirme ise yapıyı sosyal hayata kazandırarak yapıyı canlı tutmaktır. Bu noktada yarısı yıkılmış bir yapıyı ele alırsak öncelikle yapının nasıl bir planı olduğu konusunda tahminler yapıyor; Sonrasında ayakta kalmış kısımlarına saygı duyarak tamamlamalar yapıyoruz. Bu onarımların fark edilebilir olmasına özen gösteriyoruz. Örnek olarak Boğazkesen camisi verilebilir. Giriş kapısı orjinaline sadık olarak durmakta fakat üzerine yapılan eklemeler taşın cinsinden fark edilebilmekte; dolayısıyla bakıldığında bir zaman okuması yapılabilmektedir.

Restorasyon yaparak tarihi ve mimari değeri bulunan bir yapının günümüz şartlarında fiziken ayakta durabilmesini sağlayabilirsiniz fakat o yapıya doğru bir yeni işlev yükleyemezseniz sosyal hayata adapte olamayacaktır. Bu durumda kültürü genç kuşaklara aktaramayacağı gibi şehrin ekonomisine de katkı sağlayamayacaktır.’’

“Bir konağı canlı tutmak o konağa ekonomik bir getiriye sahip olan işlev yüklemekle mümkün olmaktadır. Genel anlamda müze olarak değerlendirmeyi tercih etsek de halkımız için müze gezmek günlük hayatın bir parçası değil. Bir eğlence aktivitesi olarak da görülmüyor. Dolayısıyla atıl kalma durumu devam ediyor ne yazık ki. Fakat başarılı örnekler arasında Gaziantep ve Şanlıurfa var burada konaklar butik otel ve kafe şeklinde hizmet vererek canlı kalmayı sürdürüyor şehrin ekonomisine katkı sağlıyor.

Kahramanmaraş’tan örnekler verecek olursak Kocabaş konağını herkes biliyor. Neden? Çünkü ticari bir işlevi var. Örneğin belediye bünyesinde ki birçok konak misafirhane ve müze şeklinde hizmet vererek kimsenin haberinin bile olmadığı yerlere dönüşüyor.”

“Sözün özünde restorasyon faaliyetlerine hız verildiği şu dönemlerde verilen onca emeğin ve kaynağın amacına uygun şekilde hizmet edebilmesi için tarihi yapılarımıza ekonomik sürdürebilirlik sağlayacak uygun işlevler kazandırmamız lazım.’’

 

 

 

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.