Siyaset kazanı

Şunu da istiyoruz; yeri ve zamanı geldiğinde sesini yükseltecek, yüksek sesle düşünecek, yerel yönetim ve sivil toplum kuruluşları yanında üniversite ile de yakından ilgilenecek, bunlardan gelen projeleri değerlendirip, hayata geçmesi için elini taşın altına koymak yetmez, yüreğini de ortaya koyacak cesur yürek istiyoruz.

Mızmız, uyuşuk, pısırık, ne dediği anlaşılamayan bürokratlarla çalışmak ve onlara sahip çıkmak, kollamak yerine, gür sesini hizmetleriyle bütünleştirecek üst düzey bürokratların kazandırılması için de pazarlık ve arayış içinde olacak.

Maraş’a gelenler, bürokrasiyi burada öğreniyor. Hani acemi berber tıraşı ahmağın kafasında bellermiş ya, o hesap işte. Bize gelenler acemi, biz de ahmak olunca, tıraş yanında kafaları da ütüleyen siyasetçileri de buna eklerseniz, bu şehir bir adım ileri gitmiyor sağdan-soldan “Bu şehir sahipsiz, bu şehirden bir halt olmaz!” yakınmaları da eksik olmuyor.

Bir Kahramanmaraşspor için bile kimse cesaretini, yüreğini ortaya koyamadığı gibi, cebinden çıkarıp da üç kuruş verip, “Bizim de bu çorbada tuzumuz bulunsun!” demiyor, modern dilenci kılığına düşürülen başkana da ancak akıl veriyorlar.

Valla, onu bunu bilemeyiz; Kahramanmaraşsporun başına deli Talat’ı getirsek, bu takımın hiçbir maddi sorunu kalmayacak. Transfer yasağı bile şimdiye kadar on kez kalkmış olurdu.

Kurban bayramında, “Sevdamız millet, kararımız hayra alamet!” diyerek basına ilanlar veren, mesaj gönderen siyasetin popüler ismi,  Başbakan Erdoğan’ın ayrı bir önem verdiği aktif siyasetçi Akif Ercan var İstanbul’da, bekliyor.

İşi, evi-barkı İstanbul’da ama, aklı mecliste, milletvekilliğinde. Bunun için partideki görevinden istifa ettiğini bilmeyen kalmazken, onun yapacağı vekilliğin çok farklı olacağını da hatırlatmak isteriz.

O’nun İstanbul’dan aday gösterileceğini dillendirenler çoğunlukta iken, siyasette 24 saat çok kısa bir zaman. En iyisi beklemek. Daha köprülerin altından çok sular akacak nasıl olsa.

*

Fatih Erkoç’un milletvekilliği için AK Parti il başkanlığından ayrılacağını bekleyen çok kişi var. Göz diken. Atıf Şirikçi’nin il başkanlığı döneminde yardımcısı olarak görev alan bu güzel insan, dost siyasetçi Selahaddin Sandaloğlu’nun gönlünden il başkanlığı geçtiğini biliyor musunuz?

Bir kızı on kişi ister, ama kız bir kişiye varır. Bakalım o talihli Sandaloğlu olacak mı?

CHP siyasi yaşamın biri parçası, gerçeği… Bize göre siyasi partiler içinde yeri en garanti olan isim, Durdu Özbolat. İlk sıradan… Kariyer var, para dersen var, gayret, çalışma dersen gani. Daha ne!

Bu düşüncemizi geçen sayıda da dile getirdik.

Partinin bir değil, 2 veya 3 milletvekili çıkartacağına inanırsa, arkasında Galip Yılışın var, Mehmet Parlakyiğit sessiz sedasız ve derinden gidiyor, onu da unutmamak gerek.

Merkez ilçe ve il başkanlık seçimlerinde hepe karşı tarafta yer aldı, fakat kendisi açık açık demese de, yeniden vekilliği düşündüğünü bilmeyen yok.

*

Mehmet Yılmazcan’ı unuttunuz mu? Ne mümkün! Pazarcıklı kendisi. Geçmişi dönemde AK Partiden milletvekilliği yaptı. Ancak şu İLKSAN olayı biraza başını ağrıtmadı değil. Şimdi duyduk ki, kulağımıza da geldi ki, vekillik için niyetli.

Pazarcık’ın tanınmış eşraflarından olan Yılmazcan, şansını deneyecek, ya tutarsa hesabı,  yeniden vekil olacak!

Zor mu, bilemeyiz artık!

Av.Niyazi Paksoy’u unutmak mümkün değil. Paksoy ailesinin yüz akı. Senelerdir İstanbul’da ve yaklaşık 30 bin avukat içerisinde en seçkin ve saygın yeri olan insan. İyi bir ülkücü, sağlam kumaş. MHP’de sürdürdüğü siyasi yaşamını milletvekilliği ile süsleyebilir. İstanbul’da, MHP il başkan yardımcısı aynı zamanda. Çok güçlü. Her ne kadar çıkıp da vekilliği düşünüyorum, aday adayıyım demediyse de, vekillik için adı geçenlerden… Eeeee, ne dedik, bizim görevimiz kazanın altına odun atmak, ateşi söndürmemek…

Yakışır da Paksoy’a…

*

Gelelim Faruk Aksu’ya. Bu yılın Mayıs ayında yapılacak olup da, sonradan iptal edilen Karacasu belediye başkanlık seçimi için AK Parti’den aday olmuştu. İyi bir eğitimci, güzel insan, iyi bir partili. Enerji dolu. Kulağımıza geldi, onun da aklında fikrinde varmış vekillik. E, hadi hayırlısı. “Gelin binmiş deveye, gör kısmeti nereye!” Olursa fena mı olur yani?

Türkiye Partisi il başkanı İsmail Ş.Alkış’ı herkes tanıyor.

Gönül kârda gezer derler ki doğrudur. Her gönülde bir aslan yatıyor, siyasetin içinde olup da milletvekilliğini düşünmeyen, istemeyen çok az insan çıkar. Alkış da geçmişte DYP’de, takiben AK Parti’de siyaset yaptı, belediye başkan adayı ve milletvekili aday adayı oldu. Şimdi Türkiye Partisi’nden vekil olma düşüncesi var. O da temkinli hareket edenlerden.

Bekir Kılıç’a gelince…

Efendi, adam gibi adam dediğimiz tipten biri. Beyefendi kimliği yanında, esnaflığı da dört dörtlük. Siyasi sabıkası yok, halende BBP’nin il başkanı. Dedik ya, gönül kârda gezer diye. Belki içinden geçiriyordur.

İktidarda olduğu için bu ve önümüzdeki “siyaset kazanı” sayfalarında AK Parti ve adaylarına daha çok yer vermemiz normal.

Mustafa Aydoğar… Tek suçu suçsuz olmak olan, bu anlamda; Erbakan Hocamızın kadrine uğrayıp, 1 trilyonluk zimmet suçundan Ceyhan ve Bahçe’de 5,5 ay cezaevinde yatan değerli dost, AK Parti’nin kurucu isimlerinden kardeşimiz de başbakan sayın Erdoğan’ın gönlünde özel yer ayırdığı bir isim. O’nun da gönlünden vekillik geçiyor. Zamanla dostlarıyla ve bazı basın mensupları ile bir araya gelerek yanan siyasete kazanı altına odun atmaya devam ediyor.

Üstelik de başbakan sayın Erdoğan’ın çok sevdiği, güvendiği bir isim.

Daha ne olsun yani?

Her geçen gün yeni yeni aday adayları çıkıyor, kazan başına birikiyorlar. Ramazan Okumuş Örneğin. Eski bir eğitimci ve şimdi il genel meclisi başkanı. Kulağımıza gelen bilgilere göre, o da milletvekilliğini düşünüyormuş ve muhtemelen aday adayı olacak. AK Parti  cenahından… Kaliteli bir isim olduğu kesin yalnız.

Murat Aras… Siyasetin düzgün isimlerinden biri. Birkaç partiden teklif almış, katılım için. Şimdilik bekliyor, havayı kokluyor. Meşrebine, dünya görüşüne, karakterine ve özel yaşamına en uygun hangisi ise, o partide siyasi hayatını sürdürmek istiyor ama, temkinli ve tehennili hareket ediyor.  

Yusuf Gündoğan. Afşin’li, eski bir ülkücü. Fakat siyasi yaşamına AK Parti çatısı altında devam ettirmek istiyor. Bir de kitap yazmış, yağ-bal dolu iktidara. Fakat Ankara camiasında ve bürokrasisindeki sicili tartışmalı. Pek bilinen biri değil. Soruyor millet, “Necidir, kimdir?” diye…

Mevcut vekiller içinde geçtiğimiz sayıda Mehmet Sağlam’a yer verememiştik. Cafer Tatlıbal, Fatih Arıkan ve Avni Doğan’a teşekkür edip, “yeter!” demiştik.

Yeteri bilirlerse yani… Bilecekler de…

Herkes bize soruyor, “Mehmet Sağlam bu kez meclise gider mi, yoksa o da son baharını mı yaşıyor?” diye.

Deneyimli siyaset adamı Sağlam, bakanlık vaadi ile AK Parti’ye geçti ve DYP oylarının büyük kısmını AK Parti’ye kanalize etti. AK Parti’nin oylarının tırmanmasındaki rolü büyük. Ekibiyle birlikte…

*

Sağlam’dan söz edince tanınmış işadamı, tecrübeli siyaset adamı Haluk Şerbetçi’yi hatırlamamak olmaz. Geçmişte, siyaset yaptığında her konuda arkasındana konuşturmadı kimseyi, gazetecileri üzmedi özellikle.

İşinde ede, siyasetinde de hep düzgün insan oldu. Örnek oldu.

O’nun da aklından geçiyor mu bilinmez, ama siyaset onu çok seviyor. Geçse de, yakışır derdim valla…

*

Ökkeş Şendiller farklı bir güzergâh çiziyor. Açıklamaları, sivri ve olay yaratan dalışları,  özellikle yerel meselelere ilişkin çıkışları, ilkin “Belediye başkanlığına oynuyor” havası estirdiyse de, ortaya çıkan bir gerçek şu oldu, Şendiller bağımsız milletvekili adayı”

Geçmişte vekillik yapmış, Maraş olaylarının bir numaralı sanığı olarak yargılanmış, aklanmış, kitap yazmış bir derya.

Kahramanmaraş insanı bağımsız adaya oy verir mi, orası biraz düşündürücü işte.

*

Esnafın yükselen sesi Şeref Kazancı’nın da meclise gitmek gibi bir niyetinin olduğunu duyduk. Sanayide yükselen bir ses…

Kısmetinde varsa niye olmasın?

Hayırlısı demek düşer bize.

Daha önce de dile getirdik, tabi ki siyaset sadece AK Partiden ibaret değil. Bu ülkede, bu şehirde muhalefet de var ve olmalıdır. “Ancak AK Parti önünde yeterli siyaset ve muhalefet yapamayan CHP ve MHP, bakalım önümüzdeki yıl yapılacak genel seçimlerde umduğunu bulacak mı?” demiştik.

MHP’ye dönelim isterseniz, geçen dönemde (2007) milletvekili adayı olan Kerim Yılmaz… Ve diğer ciddi isim, yine önceki dönemde şansını denemeye çalışan Ejder Oruç.

Ankara’da, bekliyorlar. Bakalım ne zaman Maraş’a gelecek, resmen çalışmalara başlayacak. Ha, ara sıra geliyor, ilçeleri, seçmeni dolaşıyor, ama yeterli mi, değil. Biraz daha hareket, bereket… Lakin, Allah için ikisi de mükemmel kumaş. İddia edildiği üzere, M.Akif Paksoy’dan sıdkını sıyıran seçmen, yeni bir yüz arıyor.

“Bunlar neden milletvekili olmasınlar?”  diyerek bir yerde Paksoy’u çiziyorlar ki, bu nihai ve hayati kararı genel merkez ve parti teşkilatı verecek. Ön seçim olmaz ise, pek çok kişi de aday adaylığı için başvurmayacak.

*

MHP saflarına girmişken devam edelim, Paksoy’un genel merkezdeki gücü büyük. Genel Başkan Yardımcıları Recai Yıldırım ve Bülent Didinmez ile iyi dostlar ve hatta okul arkadaşları. Aynı sıralardan geldiler. Mecliste, temsil noktasında fena da sayılmaz. Bu Paksoy için artı faktör olsa da, siyasette bu zamanda babana bile güvenmeyeceksin. Kimsenin yeri garanti değil. Çünkü siyasette 24 saat çok uzun bir zaman dilimi.

Günay Kodaz. Avukat ve Ankara’da yaşıyor. Ancak Kahramanmaraşlıların düzenlediği sosyal-kültürel etkinlikleri kaçırmıyor, hepsine katılıyor. Çok değil, yaz ortasında Göksun’da adaylığı konusunda basın mensupları ile bir araya geldiğini de biliyoruz.

Sonra… Yine Göksun… Bu kez mali müşavirlik yapan, önemli bir isim Alparslan Kenger de MHP’den milletvekili olmayı hedefleyenlerden. Aday adayı olduğunu aylar öncesinden açıklayan yiğit bir kardeşimiz. Müthiş bir ülkücü.