Depreme Hangi Hazırlık Yapılıyor?
Hükümetin çürük yapı stokunu yenilemek için kolları sıvadığı ve ev sahiplerinin karşısına ‘arsa satışı’, ‘takas karşılığı’, ‘kat karşılığı’ gibi alternatifler konulduğu bugünlerde Kahramanmaraşlının iki talebi var.
Binevler, Serinkent ve Sümerevlerde oturan vatandaşlar ile görüştük, burada 4 katlı depreme dayanıksız evlerde oturduklarını belirten ev sahipleri, evlerimiz araştırılsın, denetim yapsınlar” derken. Valilik bu konuda önümüzdeki günlerde çalışma başlatacağını söyledi.
Bazı vatandaşlar da herşeyi devletten beklemek gerek, sadece devlet değil, özel sektörde kentsel dönüşümü destek vermeli. Bunun örneğini biz gördük. Bir müteahhit ile ev sakinleri anlaştı. Bina yıkıldı, 90 metre karelik 4 katlı evin yerine 130 m2 çok katlı apartman yapıldı. Böylece evler güçlendirilmiş oldu. Şimdi konut sahipleri de bundan kar etti, inşaatı yapanda’ dediler.
GÜNDEMDE KALMALI
Öte yandan Tekke Mahallesinde ikamet eden vatandaşlarda, şehre hakim bir tepede oturduklarını hatırlatarak, ana caddeye bakan yol kenarındaki evlerin istimlak edilerek, geriyi çekilip buraya çok katlı binalar ve işyerleri yapılabileceğini, bunu kendilerinin de istediklerini vurgulayarak şu teleplerde bulundular. Bedel adil tespit edilsin ve çabuk olunsun. Mimarlar ise Tekke Mahallesinde zemin etüdü yapıldığını, etek kısımlarında çok katlı binalar yapmak yerine villa tipi evler yapıldığını iyi alıcı bulunacağını vurgulayarak, vatandaşların ikna edilerek, kentsel dönüşümün bu semtte de başarılı olunabileceğini ancak bunun için belediyenin insiyatif kullanmasının bir zorunluluk olduğunu söylüyorlar.
EVLERİ GÜÇLENDİRMEKLE BAŞLANABİLİR
Hükümetin çürük yapı stokunu yenilemek için kolları sıvadığı ve ev sahiplerinin karşısına ‘arsa satışı’, ‘takas karşılığı’, ‘kat karşılığı’ gibi alternatifler konulduğu bu günlerde İstanbul ve Ankara’da bazı belediyelerin ‘çürük ev’ mahkûmlarına alternatif öneriler sunması ulusal basında yer alırken; depremle bu kadar ‘iç içe’ yaşamak zorunda olduğumuz şu günlerde Kahramanmaraşlılarda aslında tedirgin.
Halkın bir kısmı fakir, evinin depreme dayanıklı olmadığını da biliyor, ancak parası olmadığı için güçlendirme yapamıyor. Bunun için eli kolu bağlı bir şey yapamıyor. İşte bu ev sahiplerine mahallelik bilinci verilerek veya köylerde olduğu gibi imece usulü ile çok çürük toprak evler güçlendirilebilir önerisi bir çıkış yolu olabilir.
Belediyeler yada özel ekipler, öncelikle depreme dayanıklı olmayan evleri tespit edip, neler yapılması gerektiğini halka anlatmaları gerekiyor. Yani insanların önüne bir çıkış yolu konulması gerek.
KAHRAMANMARAŞ’TA BİNALARIN % 50 Sİ DEPREME DAYANIKLI
Mevcut binaların çoğu eski ve daha şimdiden harap. Konuştuğumuz semt sakinleri arasında, 1999’dan bu yana evini güçlendiren hemen hemen hiç olmamış. Amahükümetin açıkladığı yeni projeyle ilgili haberleri hepsi merakla izliyor.
Kahramanmaraş’ta Kocaeli Depreminden sonra çıkan yasadan sonra binalar denetim altında, depreme dayanıklı olarak yapılıyor. Ancak bunlar daha çok şehrin batı kısmına yapılıyor. Doğuda ise özellikle Dulkadiroğlu Mahallesi ve çevresindeki kaçak yapılarda sorun olduğu biliniyor.
BEDEL TESPİTİ ADİL OLURSA EVİMİZİ SATARIZ
İnsanlar güvenli bir evde oturmak adına evlerini satabileceklerini ancak bedel tespitin adil olması gerektiğini savunuyorlar. İşte bu konuda vatandaşın görüşü “ Evin çürük olabilir, bu evden çık da diyebilirler. Yeter ki,devlet makul fiyatlarla önümüze gelsin, 3 liralık binayı bana 5 liraya satmaya kalkmasın, parayı kendine rant olarak döndürmesin” diyor ve sözünü şöyle bağlıyor: “Biraz çabuk ve cesur olsunlar. Bir an önce. Geç kalırlarsa vebali onların üstüne olur.
BELEDİYEYE GÜVENMELİYİZ
Kahramanmaraşlı vatandaşlar, kentsel dönüşümün zor olduğu bilincinde ancak depremde yaptıkları evin altında da can vermek istemiyorlar. Bunun için belediye yapacağı hizmetin kutsal olduğu bilincinden hareket ederek, elini taşın altına koymalı. Çünkü bir yerde binlerce can kurtarmak söz konusu. Kaldı ki ilimizde deprem olursa, Allah göstermesin bu gün veya yarın bu binalar yine sorun olacak. Onun için çürük binalar yıkılıp yerine sağlam binalar yapılmalı. Bizde elimizdeki parayla projeye destek veririz. Bu arada konuşmaya katılan bir başka semt sakini “Eğer emlak değerleri vergi üzerinden hesaplanırsa hepimizin vay haline, Türkiye’de kimse evinin gerçek değeri üzerinden emlak vergisi ödemez ki” demesi dikkatlerimizden kaçmadı. Kocası kalp hastası, torunu zihinsel engelli bir anneanne. Şimdiye kadar hiçbir tedbir almadan yaşamışlar evlerinde. Ne duvarın kuytusunda bir şişe su, ne başuçlarında bir düdük... “İşte öylece canımız bedavaymış gibi yaşıyoruz” derken kendi tevekkülüne kendi de şaşar gibi... Ama son günlerde bir umut doğdu içimize diyor.
Mehmet Bey, 99 depremini de yaşamış, kapıların üzerine kırmızı işaretler konulduğundan bahsederek Diyor ki; “Doğrusu, insan kendini onların yerine koyunca hak veriyor. Eğer Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın açıkladığı 14 bin ‘mezar ev’den birinde oturmaya devam etmek zorundaysanız, her akşam evinize döndüğünüzde o kırmızı çarpıyı görüp ürpermeyi mi tercih ederdiniz, yoksa üstünü boyayıp unutmaya çalışmayı mı? Göz göre göre canlarını tehlikeye atanlara neden evlerinin hasarlı olduklarını bildikleri halde başka bir yere taşınmadıklarını sorduğumuzda aldığımız yanıt hem basit hem acı:“Elimizdeki parayla nereye gidebiliriz ki?” Bu küskün cevap dışında, ya ihmalden ya vurdumduymazlıktan işi tevekküle vurmak veya ‘kazık yeme psikolojisi’ ile eyleme geçmeye karşı durmak gibi yaklaşımlarla da karşılaşmak mümkün ne yazık ki.
YIKIP YAPMA EN DOĞRUSU
Görüldüğü kadarıyla hükümetin sunduğu üç seçenekten en fazla tercih edileni oturmakta oldukları binaların yıkılıp yerlerine yenilerinin yapılması. Ancak birinci tercih bu olsa da, birçoğu farklı seçeneklere de hayır demiyor. Ayşe hanım; “Bizim semtte 13 tane hasarlı bina var, bizim oradaki binaların çoğu çürük, ben de evime güvenmiyorum. Başbakan bana dese ki ben TOKİ’de bir yer yapıyorum gel kardeşim otur buraya. Senin dairenin değeri bu kadar, 10 bin, 20 bin fazla vereceksin, ben vermeye hazırım! Canımızı sokakta bulmadık, çoluğumuz çocuğumuz var” diyor.
İSTANBUL MODEL ALINABİLİR.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), kentsel dönüşüm projelerini deprem, stratejik, tarihi mirasın korunmasına yönelik ve diğer olmak üzere 4 başlık altında topluyor. Deprem odaklı kentsel dönüşüm projeleri Fikirtepe, Okmeydanı, Bayrampaşa, Küçükçekmece-Ayazma, Zeytinburnu Sümer Mahallesi, Kayabaşı ve Tepecik çalışmalarını içeriyor.14 Ocak’ta Belediye Meclisi’nden geçen Fikirtepe Kentsel Dönüşüm Projesi’nin kapsadığı 131 hektarlık alanda 6 bin 341 bina bulunuyor. Dönüşüm sürecinde kişiler inşaat firmalarıyla ya da müteahhitlerle, İBB’nin belirlediği imar hakkı çerçevesinde anlaşıyorlar. Ancak kentsel dönüşüm projeleri, halkta aynı ‘duyguları’ uyandırıyor olmalı ki, bu projeler bir türlü hızlanamıyor. İBB’ye göre bu çalışmalarda, ‘rant beklentisi’, ‘insanların yaşam alanı çevresinden ayrılmama kararlığı’, ‘deprem bilincinin yetersizliği’ gibi vatandaşlardan kaynaklanan sorunlarla karşılaşılıyor. Onların yaşadıkları sıkıntı yada açılımlar kentimiz için bir model olabilir. Ama şimdiden kolları çelmemeliyiz.
Bugün Gazetesi

Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.