Yumurta Kapıya Gelince..!

.

Sıcaklık 45 derece. Belediye işçileri bu sıcakta, üstelik güneşin altında harıl harıl kazma-kürek, Başbakan gelecek diye çalışıyorlar.

Hele içlerinde oruç tutanlar da varsa… Ki, vardır. Allah yardımcıları olsun valla. Şahsen ben, kılımı kıpırdatmayıp evde oturduğum halde akşamı zor ediyorsam; onları varın siz düşünün.

Az-uz da değil; tam 16 saat…

Ne diyelim Allah (cc) hepsini görüyor.Tüm gün klimalı lüks ofisinde oturduğu halde tutmayanı da; bu sıcaklarda kazma kürek çalıştığı halde tutanı da…

Neyse, bizi ırgalamaz. Bizimkisi sadece bir tesbit. Varsın “hesabını” verecek olanın kendisi düşünsün!

Evet, kısmet olursa Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 20 Ağustos Cuma günü “referandumda evet mitingi” için şehrimize gelecek. Başbakan’ın her gelişi öncesi özellikle Gaziantep Yolu istikametinde, havalanına kadar olan bölümde bir çalışmadır başlarki sormayın gitsin.

Gene öyle!

Gene çalışmaya başladı belediye işçileri harıl harıl; gece-gündüz. Servis yolları asvaltlanıyor, orta refüjler yapılıyor, kaldırımlar döşeniyor, kaldırımlar boyanıyor, ağaçlar dikiliyor…

Olağanüstü ve göz yaşartıcı bir gayret; bir çalışma!

İnsanın “Ya şu Başbakan birkaç ayda bir gelse Maraş’a” diyesi geliyor.

Hemde her gelişinde faklı yerlerden girse şehre.

Mesela bir gelişinde Dereköy taraflarından!

 Bir gelişinde Kayseri Yolu’ndan, Orman Dairesinin oralardan!

Bir gelişinde Adana Yolu’ndan…

Arsan Center ve KMTSO’nun bulunduğu Sümerbank Kavşağı’nın ordan tutun, Erkenez Köprüsü’ne kadar “şantiye gibi” yol kenarları.

Aslında buraları çoktandır şantiye gibi de…

Yalnız durmuş bir şantiye gibi. Duruyor, Başbakan gelecek vakit hareketleniyor. Sahi, belediye neden bir yere hizmete başlar, orayı bitirmeden başka yere gider, orası yarım kalır?

 …………..????

Şimdi bir çalışmadır almış yürümüş.

Oradan geçen biri hemen “Hee, gene Başbakan gelecek galiba” diyor. Yani “Başbakan gelmese böyle alel acele yapılmazdı” düşüncesi hâkim, haklı olarak halkın kafasında. Bu da örneğin, belediyenin halk nezdindeki îtibârının “laçkalaşmasına” sebep oluyor.

Bahsettiğimiz yerler şehrimizin vitrini diyebileceğimiz yerler. Başlandığı zaman yoluyla, kaldırımıyla, ağaçlandırmasıyla, altyapısıyla her şeyiyle dört dörtlük yapılsada her zaman pırıl pırıl dursa fena mı olur?

Hem, bir “büyüğümüz” geldiğinde böyle telâşa gerek kalmaz, hem şehrimiz daima daha derli toplu olur.

Hem de belediye işçileri bu sıcaklarda bu mübarek günlerde güneşin altında çalışmak zorunda da kalmazdı şimdi.

Değil mi ama?!!

Bu durum, aslında bizim toplumumuzda kronikleşmiş bir vak’a dır. Sadece sivilde de değil. Askerde bile böyle değilmi dir?

Bir üst rütbeli komutan bir birliğie geleceği zaman adetâ alarm verilir, temzilikler yapılır, kaldırımlar boyanır falan filan.

Yani hep yumurta kapıya dayanınca…

Sahi biz niye hep böyleyiz?

Niye yumurta kapıya gelince koşturmaya başlarız? Önceden neden her şeyimiz yerli yerinde olmazda “zurnanın zırt dediği” zaman aklımıza iş yapmak düşer.  Bu durum bireysel olarak da böyle, ne yazıkki kurumsal olarak da…

Allah (cc) bu sıcaklarda öncelikle güneş altında tarlalarda, bahçelerde, bağlarda, inşaatlarda ve yollarda(!) çalışan bütün insanlarımıza kolaylık versin. Oruç tutanların oruçlarını kabul etsin,  sabırlar versin.

Herkesin Ramazan-ı şerifi mübarek olsun.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazarlar Haberleri