Yaşam Serüveni

.

Bugüne dair gayem olan her şeyi ifa ettim çok şükür. Batıda köklü bir üniversitede eğitim alma gayem vardı, dil ve tarih eğitimi almayı arzu ediyordum. Çeşitli sebeplerle girmiş olduğum Polislik ve Askeri sınavları kazanmama rağmen üniversite hayalimden vazgeçmedim.

Dil eğitimimi Dokuz Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi’nde; Tarih eğitimimi Anadolu Üniversitesi Tarih Bölümü’nde tamamladım. Çok değerli hocalarımız vardı, hepsinin tecrübesinden, donanımından, birikiminden ziyadesiyle istifade ettim. Hocalarımın yanında aynı sıraları paylaştığım çok değerli arkadaşlarım oldu. Her biri ülkenin güzide coğrafyasında mesleklerini icra ediyor. Lisans eğitimim süresince okumayı hedeflediğim kitapların çoğunu okudum.

Lisans eğitimi sonrası ikinci gayem olan Master eğitimimi tamamlamak üzere Sakarya Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Tarih Eğitimi Master Programını kazandım. Bu programda yaşamımın bundan sonraki evresine yön verecek olan gerek çalışma disiplini, gerek insani ilişkileri, gerek kitap/dergi/çalıştay vb çalışmaları ile her fırsatta öğrencisi olmaktan ismiyle anılmaktan onur duyduğum değerli Prof. Dr. Ahmet Şimşek hocamın öğrencisi olma şerefine nail oldum.

Master ders dönemi sürecinde şahsının önderliğinde yaptığımız okumalar, sohbetler, makale, sempozyum, çalıştay vb çalışmalar ile akademik havayı teneffüs etme ve bilhassa çalıştaylar aracılığıyla ülkenin önde gelen akademisyenleriyle tanışma sürecinde akademik gelişimimize önemli katkıları oldu.

Asistanlığı sürecinde daha yakından gözlemleme imkânına eriştiğim çalışma disiplini/titizliği bu süreçte en çok dikkatimi çeken husus oldu. Bunların yanında öğrencileriyle olan samimi, zarif ilişkisi ve öğrenci/hoca mesafesini ayarlayışındaki zarafet gıpta etmekten kendimi alıkoyamadığım ayrı bir ciheti oldu.

Vakit olursa hocamın duruşu, çalışmaları ve tavrıyla akademisyen kimliğinin muhtevasını nasıl doldurduğunu (haddim olmadan) bir gün kaleme almak isterim. Kısaca ifade etmem gerekirse tarih eğitimi/yazıcılığı alanında isminin doldurduğu boşluk, ilerleyen süreçte zaten ziyadesiyle anlaşılacaktır.

Bu süreçte Doç. Dr. Hüseyin Çalışkan hocamın bilimsel araştırma yöntemleri başta olmak üzere nitel/nicel araştırmalar hususunda yaptığı rehberlik ve alanında yaptığı çalışmalar gelecek çalışmalarımızın metodolojisini kavramak bağlamında ciddi katkılar sundu. Bu hususta hocamızın yerinin doldurulamayacağını gönül rahatlığıyla ifade edebilirim.

Öğrencileriyle olan yaklaşımı/samimiyeti ve sıcaklığı ise ayrı bir yazı konusu. Fildişi kulelerinde oturan hocaların yanında böyle içten bir hocayı tanımak/ders almak şanssızlıkla geçmiş hayatımın en büyük şanslarından biri olsa gerek. İleride düşündüğüm “akademi notları” başlıklı yazı serilerimde bu husus üzerine özenle eğileceğim.

Bu süreçte Yerel ve Ulusal olmak üzere çeşitli gazete ve haber sitelerinde köşe yazıları kaleme aldım. Bu mecralarda yazılarımdan derlediğim fikir yazılarını içeren bir kitap yayınlama gayretindeyim. Taslak çoktan hazır ama Çetin Altan’ın; “yazı dediğin 100 sene sonra birileri baktığı zaman dangalak demesinler diye özenle yazılmalıdır” sözünden hareketle hassasiyet gösteriyorum.

Fikir yazılarımdan oluşan kitap çalışmamın yanında uzun süredir üzerine çalıştığım “Popüler Tarihçilik Açısından Necip Fazıl Kısakürek’in Eserlerinden Tarih Anlayışı” başlıklı master tezimi savunup onu da kitaplaştırıp yayınlayacağım.

Ciddi sorunlar/engellerle karşılaşsam da lisans yıllarımdan itibaren itibaren neyi hedeflediysem nihayete erdirdim. Şans faktörü hep aleyhime işlese de mücadelemden hiç vazgeçmedim.

Ne kazandımsa emeğimle ne hak ettimse gayretimle ne buldumsa çabamla oldu.

Olmayanlarda da ben vardım olanlarda da.

Ne başarılarımda birileri oldu ne başarısızlığımda.

Ve binlerce şükürler olsun ki arzuladığım hedeflerimi gerçekleştirebilme imkânına eriştim.

Gerek öğretmenlik, gerek akademi, gerekse yazarlık olmak üzere uzun vadede temel gayem; fikirleri merak edilen bir entelektüel olmak, bir düşünür olarak anılmak...

Hangi mecrada olursam olayım bir genç olarak uzun yıllardır ülke meselelerine zihin yormamın, kalem oynatmamın temel gerekçesi/gayesi budur.

Dilerim nihai gayemi ifa edebilecek ömre/vakte sahip olabilirim.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazarlar Haberleri