Yabancılar giderse ülkede hayat durur mu?

.

Bir önceki yazımda zorunlu eğitimi 12 yıla çıkartılmasının yanlışlığına kısmen vurgu yapmıştım. Meseleyi bu açıdan değerlinderemeye devam ediyorum.

Türkiye’de son yıllarda ucuz işçilik noktasında can simidi olarak Suriyeliler görüldü.  Sanayide çırak ve ara elaman konusunda sıkıntı var. Bu çalışacak eleman azlığından kaynaklanmıyor. Sakat ve sorunlu eğitim politikamızın ortaya çıkardığı bir sonuç olarak karşımıza çıkıyor.

Türkiye gibi genç nüfusun yoğun olduğu ülkelerde zorunlu eğitim bana göre en fazla 5 yıl olmalıdır. 5 yıldan sonra öğrencilerin eğilimleri saptanmalı ve eğilimlerine göre orta ve lise eğitimi verilecek planlamalar yapılmalıdır.

Bu güzel ülkemizde her baba çocuğunun Doktor olmasını istiyor. İstiyor istemesine de, kimse çocuğunun başarı durumuna göre çocuğunu yönlendirme çabası içine girmiyor.

Bunun sonucu Üniversite kapılarını yığılan milyonlarca genç daha acısı ise Üniversite bitiren ve bir baltaya sap olamayan milyonlar…

Bunların suçlusu her halde biz değiliz?

Çocukları üniversite kapılarına yığan bir sistemin neresi iyi olabilir? Bir ülkede herkes doktor olacak ise diğer hizmetleri kimler yapacak?

**

Birkaç dostla ülkemize gelen mülteci konumunda ki insanlar ve onların çocukları ve geleceklerine dair sohbet ediyoruz.

Dostumuzun biri dedi ki; - Suriyeliler giderse Maraş sanayisi durur? Bende bunun üzerine – abi bizim çocuklar nerede ya? Diye sorduğumda cevap veremedi. Kem küm etti. Oysa bizim çocukların nerede olduğu herkes biliniyor. Bizim çocuklar 12 yıllık mecburi eğitim ve sonrasında babasından harçlık isteyerek yetişen asalak, tembel, üretkenlikten uzak bir yaşam biçimi… Açıkça durum bu. Ülkede hiç kimse iğneyi kendine çuvaldızı başkasına batıracak tarzda bir eleştiri içine giremiyor. Hatta konuşamıyor.

Beyler bizim ülkemize, okul bittiğinde hiçbir katkısı olmayan bölümleri, branşları açarak okula giden öğrenci sayısının artırılmasıyla bu sorun çözülmez.

Ülkede, çocuklarımızın geleceği adına atılan adımlara baktığımda günü kurtarmaktan ibaret olan küçük küçük adımlar. Bu adımlar çocuklarımızı bir yere götürmez.

Ülkede radikal can acıtıcı adımlara ihtiyaç vardır.

Mesela; zorunlu eğitim 5 yılla sınırlandırılmalı. Teknik eğitim Ortaokul sıralarında başlamalı. Öğrencilerin eğilimlerine göre öğrenci liselere yönlendirilmeli. Hatta Ortaokulda çocuklar okurken staj uygulaması başlatılmalıdır.

Liselerde çocukların eğitim durumu göz önünde bulundurularak üniversite tercihleri buna göre yapılmalıdır.

Makine mühendisliğine yatkın bir öğrenci yüksek puan alsa bile Tıp fakültesine değil kendi branşında daha nitelikli bölümlere yönlendirilmelidir.

Bu gün ülkemizde lise mezunu, üniversite mezunu milyonlarca insan vardır. Bu insanların geleceğe dair umutlarında; uzman askerlik, polislik gibi meslekler hayallerini süslüyor.

Sokaklarımızda milyonlarca bizim gençlerimiz boş ve işsiz gezerken evlerinde bir kazan kaynadığı için ülkemize gelen mülteciler daha düşük yevmiye ve maaşlara sağda solda çalışmaya başladığında bizlerde havalara hopluyoruz.

Üniversite bitirmiş bir genç sanayide haftalık 300 tl paraya çalışır mı? Çok çok zorunlu değilse dönüp bakmaz bile. Ama buralarında doldurulması gerekiyor. İşte bu alanlar da mülteciler tarafından dolduruluyor.

Çok değil bu gidişle sanayide bir on yıl sonra bizim araçlarımızın tamir ve bakımlarını bu mülteciler işyeri sahibi ünvanıyla yapacaklardır. Çünkü onların çocuklarına zorunlu eğitim yok.

**

Ülkenin ve torunlarının geleceğini düşünmeyen, günü birlik bir hayat yaşayan insanlar işyerlerinde ucuz işgücü anlayışı temel anlayış haline gelmişse orada sorunlar başlar.

Nitekim yurdun dört bir yanında mülteciler ile ilgili kavgalar, tartışmalar, bayrak çekmeler, bayrak indirmeler ve bunların dozajı giderek artacak şekilde planlanıyor gibi duruyor. Planlama meselesinden tam emin değilim ama, birileri bir yerleri kaşıyor gibi geliyor bana…

Mültecilerin ülkeden ayrılması sanayiyi durdurmayacağı gibi gelmesi ve burada kalıcı olarak kalmaları bu milletin geleceğine yapılacak en büyük saldırıdır. Ancak içimizde eritebileceğimiz rakamlarda ki göçlerden de çok işkillenmemek gerek diye düşünüyorum.

Biz her şeyden önce hemen bu eğitim yılında zorunlu eğitimi 5 yıla indirmeli ve teknik okul ve eğitime yönelik müfredat değişikliği yaparak ilk adımı atmalıyız.

Eğitimde radikal değişikliklere hayata geçmez ise çocuklarımızın geleceği çok daha sorunlu bir hal alacaktır….

(Not: Eğitim ile ilgili yazılarımıza devam edeceğiz)

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazarlar Haberleri