Maraşlı’nın musluk derdi…
Eskiden bağ evlerinin altında su ambarı vardı. Yağan yağmur ve kar suyuyla dolan bu depolar, yaz boyu o evlerin su ihtiyacını karşılamaya yetiyordu.
Bugün Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanı Fırat Görgel, Onikişubat Belediye Başkanı Hanifi Toptaş, Dulkadiroğlu Belediye Başkanı Mehmet Akpınar, Türkoğlu Belediye Başkanı Mehmet Karaca, Pazarcık Belediye Başkanı Haydar İkizer, Göksun Belediye Başkanı Selim Cüce, Andırın Belediye Başkanı Ahmet Sinan Gökşen, Afşin Belediye Başkanı Koray Kıraç, Elbistan Belediye Başkanı Erkan Gürbüz, Ekinözü Belediye Başkanı Harun Vicdan, Nurhak Belediye Başkanı İlhami Bozan ve Çağlayancerit Belediye Başkanı Yemliha Göktaş bir araya gelerek; bundan sonra yapılan her konut ve iş yerinin altına mutlaka su deposu yapılmasını karara bağlamalıdır.
Çölleşme sadece Sahra Çölü’nde ilerleyen kumların hikâyesi değildir. Anadolu’nun, Mezopotamya’nın, Orta Asya’nın ve dünyanın pek çok verimli toprağı sessizce kayboluyor. Bir zamanlar buğday ambarı olan toprakların verimsizleşmesi, göllerin kuruması, ormanların yok olması hepimizi bekleyen büyük bir tehlikenin habercisidir.
Küresel ısınma ve çölleşme sadece doğayı değil, insanlığın geleceğini de tehdit ediyor. Tarımsal üretimde düşüş, gıda krizleri, su savaşları, kitlesel göçler ve ekonomik dengesizlikler artık uzak bir ihtimal değil. Eğer bugünden önlem almazsak, çocuklarımız çok daha zor bir dünyada yaşam mücadelesi verecek.
Maraş Ovası, Göksun Ovası, Elbistan Ovası, Afşin Ovası, Pazarcık Ovası ve verimli tarım arazilerine konut ve fabrika yapılmasına izin verilmemeli. Bugünden sonra çıkacak savaşlar, petrol için değil; verimli tarım toprakları ve su için olacaktır. Bugün Ukrayna’da yaşananların bir sebebinin verimli tarım toprakları olduğunu görmek gerekiyor.
İsrail’in, Türkiye, Suriye, Irak ve İran’dan toprak koparmak için yıllardır çalıştığını da unutmamalıyız. Özellikle Güneydoğu’da tarım alanı var, Fırat Nehri var, su kaynakları var. Eğer bugün bunu göremezsek, yarın çok geç olacaktır.
Peki çözüm yok mu? Elbette var.
Enerji kullanımında yenilenebilir kaynaklara yönelmek, israfı önlemek, suyu bilinçli tüketmek, ormanları korumak ve en önemlisi doğaya saygılı bir yaşam biçimi geliştirmek zorundayız. Bireysel olarak küçük gibi görünen adımlar, küresel ölçekte büyük bir dönüşümün temelini atabilir.
Unutmayalım ki dünya bize miras değil; gelecek nesillere emanettir. Eğer bu emaneti koruyamazsak, tarih bizi sadece doğayı değil, insanlığı da yok eden bir nesil olarak hatırlayacaktır.
Kahramanmaraş’ta kuruyan göller, artan yaz sıcakları, tarımda su sıkıntısı kendini hissettirmeye başladı. Bugünden sonra savaşlar petrol için değil, su için olacak. Sularımızın denize gitmesine izin vermemeli; binalarımızın altında depolamalı, tarım alanlarına konut ve iş yeri yapılmasına engel olmalıyız. Bu görev, belediye başkanlarımıza düşüyor.
Hayırlı günler diliyorum.