2025 yılını geride bırakıp 2026 yılına Rabbimizin izniyle adım atıyoruz. Ömür sermayemizden bir yıl daha eksildi. Bize emanet edilen nefeslerden bir kısmı daha geride kaldı. Yeni bir yıl, aslında yeni bir başlangıçtan çok; hesabı verilecek bir zaman dilimi olarak karşımızda duruyor.
Ne yazık ki her yıl aralık ayı yaklaştığında toplumumuzda batılılaşma adına ciddi bir savrulma yaşandığını üzülerek gözlemliyoruz. İnternet, televizyon, basın ve sosyal medya mecralarında, bizlere ait olmayan bir yılbaşı kültürü adeta dayatılıyor. Eğlence adı altında israf, günah ve ölçüsüzlük normalleştiriliyor.
Oysa yılbaşı kutlamalarının ne dinimizde ne de tarih boyunca taşıdığımız kültürde bir karşılığı vardır. Bizim için 31 Aralık / 1 Ocak gecesi, sadece miladi takvime göre bir yılın bitip diğerinin başlamasından ibarettir. Batı dünyasında ise mesele bundan çok daha farklıdır.
Bu noktada “Noel” kavramının ne olduğu iyi anlaşılmalıdır. Türkçede sıkça yılbaşı ile karıştırılan Noel, Latince “diesnatalis” ifadesinden gelir ve Hz. İsa’nın doğumunu kutlama günü olarak kabul edilir. Yani Noel, doğrudan Hristiyan inancına ait dinî bir bayramdır.
Noel kutlamalarının vazgeçilmez unsurlarından biri olan çam ağacının kökeni ise Yunan ve Roma pagan kültürüne dayanmaktadır. Attis’e atfedilen bu ağaç, ölümsüzlüğü ve bereketi temsil eder. Ağaca asılan mumlar, ay, güneş ve yıldız figürleri de Babil ve pagan inançlarının izlerini taşır. Bu semboller zamanla Hristiyanlığa geçmiş, oradan da modern dünyaya yayılmıştır.
Bugün gelinen noktada yılbaşı geceleri;
alkolün bolca tüketildiği,
kumarın normalleştirildiği,
israfın zirve yaptığı,
haramların eğlence adı altında meşrulaştırıldığı bir zaman dilimi hâline gelmiştir.
Oysa dinimizin açıkça yasakladığı bu fiiller, tam da bu gecede yaygınlaşmaktadır.
Peki, bir mü’min yeni yıla nasıl girmelidir?
Mü’min, yeni yıla girerken önce nefis muhasebesi yapmalıdır. Kendisine şu soruyu sormalıdır:
“Geçen yılı Rabbimin rızasına uygun yaşayabildim mi?”
Nefsini sorgulayamayan insan, zamanla nefsinin esiri olur. Kur’ân-ı Kerîm bu hakikati şöyle haber verir:
“Nefsinin arzusunu ilâh edinen, Allah’ın; (hâlini) bildiği için saptırdığı, kulağını ve kalbini mühürlediği, gözüne perde çektiği kimseyi gördün mü? Artık onu Allah’tan başka kim doğru yola iletebilir?”
(Câsiye, 23)
Elmalılı Hamdi Yazır bu ayeti tefsir ederken şöyle der:
“Hevâ ve şehvet; gözü kör, kulağı sağır, kalbi hissiz eder. Kişi âlim de olsa, ilmine rağmen hakkı duymaz olur.”
Resûlullah (sallallâhü aleyhi ve sellem) ise akıllı insanı şöyle tarif eder:
“Akıllı kişi, nefsini hesaba çeken ve ölümden sonrası için çalışan kimsedir. Aciz kişi ise nefsinin arzularına uyan ve Allah’tan olmayacak temennilerde bulunan kimsedir.”
Bir başka hadisinde Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurur:
“Ölüm gelip çatmadan önce, nefsanî arzularınızı terk etmek suretiyle bir nevi ölünüz.”
Bu söz, mü’min için bir hayat ölçüsüdür. Ölmeden önce ölmek; nefsin heva ve heveslerini terk etmek, Allah’ın razı olmadığı hâl ve davranışlardan uzak durmak demektir. Mü’min, her an son nefesini verebileceğini bilerek yaşar ve bu bilinçle hareket eder.
Yılbaşı kutlamalarının temelinde Hz. İsa’nın doğumu vardır ve bugün Hristiyanlar tarafından kutlanır. Peki Müslümanlara ne oluyor da başkalarının dinî bayramlarını taklit eder hâle geliyoruz?
Kur’ân-ı Kerîm bu konuda açık bir uyarıda bulunur:
“Ey iman edenler! Yahudi ve Hristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostlarıdır. Sizden kim onları dost edinirse, o da onlardandır.”
(Mâide, 51)
Bir başka üzücü manzara ise yılbaşı yaklaştıkça uzayan piyango kuyruklarıdır. Haram olduğu açıkça bilinen kumar, umut kapısı hâline getirilmektedir. Toplum, helal rızık yerine haramdan medet umar duruma düşmüştür.
Mü’min ise yeni yıla;
-Duayla,
-Nefis muhasebesiyle,
-Tevbe ve istiğfarla girer.
Rabbinden sağlık, sıhhat, huzur ve helal rızık ister. Eğlenceyle değil, şuurla; taklitle değil, teslimiyetle yaşar.
Allah’ım,
Geçip giden zamanın hesabını en iyi bilen Sensin. Ömür sermayemizden eksilen yılları bize ibret eyle. Geçmişte bilerek ya da bilmeyerek işlediğimiz kusurlarımızı affeyle.
Allah’ım,
Yeni bir yıla girerken kalplerimizi nefsimizin esaretinden kurtar. Bizi heva ve hevesin peşinden sürüklenenlerden değil, hakkı bilen ve onunla yaşayan kullarından eyle.
Allah’ım,
Bizleri başkalarına benzemeye çalışanlardan değil, inancıyla ayakta duranlardan eyle. Dinimize, değerlerimize ve emanet ettiğin zamana sahip çıkmayı nasip eyle.
Allah’ım,
Haramı süslü, günahı sıradan gösteren her türlü anlayıştan bizleri muhafaza eyle. Helal rızıkla hayatını idame ettiren, kanaatkâr ve şükreden kullarından eyle.
Allah’ım,
Yeni yılı bizler için imanımıza güç, ahlâkımıza istikamet, kalplerimize huzur vesilesi kıl. Son nefesimize kadar istikametten ayırma.
Rabbim bizlere özümüze dönmeyi, İslâm’a uymayan hâl ve davranışları terk edebilmeyi nasip eylesin. Bizleri kendisine layık kul, Peygamber Efendimiz’e layık ümmet eylesin.
Âmin.