Terör; maalesef son yarım asırdaTürkiye’nin hem toplumsal hafızanın derinlerine işlemiş bir acı hem de ülkenin gelişim yoluna atılan en ağır gölgelerden biri oldu. Onlarca yıldır süren bu mücadele, kimi zaman dağların eteklerinde, kimi zaman şehirlerin kalbinde, kimi zaman da bir annenin evlat acısında karşımıza çıktı. Fakat bugün, bu karanlık tablonun karşısında yeniden bir umut cümlesi kurmanın zamanıdır: Terörsüz bir Türkiye mümkün mü?Bu sorunun yanıtı, sadece güvenlik politikalarının başarısına değil, aynı zamanda toplumsal birlik, ekonomik istikrar, siyasal dengeler ve küresel gelişmelere bağlı bir denklem içerir. Yıllardır hep yazıp çizdiğim ama bazı kimselerin görmezden geldiği bir gerçeği tekrar yazma gereksinimini hissettim. Aslında hepimizin bildiği; terör yalnızca bir güvenlik meselesi değil, aynı zamanda bir siyaset meselesidir. Bu ülkede terörün beslendiği boşluklar çoğu zaman siyasal rekabetin kirli sayfalarından çıktı. Kimileri terör örgütlerinin uzantılarına seçmen hassasiyeti diyerek göz yumdu, kimileri uluslararası masalarda verilen sözlerin iç politikadaki maliyetine göre tutum değiştirdi. Terörle arasına net çizgi çekmek yerine, gri alanlar yaratıldı. Bu gri alanlar da örgütlere nefes borusu oldu.Ancak bir gerçek var ki; Türkiye son yıllarda terörle mücadelede önemli mesafeler kat etti. Sınır ötesi operasyonlar, istihbarat kapasitesinin güçlenmesi, yerli-milli savunma teknolojilerinin gelişimi ve uluslararası iş birlikleri, güvenlik açısından caydırıcı bir tablo oluşturdu. Şunu ifade edelim ki; yalnızca sahadaki başarılar değil; iktidarın yıllara yayılan tutarlı, kararlı ve tavizsiz duruşu terörün belini kırmıştır. Bugün “Terörsüz Türkiye” idealini dillendirebiliyorsak, bunun arkasında güçlü bir siyasi irade, kesintisiz operasyon kabiliyeti ve devlet aklının sürekliliği vardır. Artık hiçbir terör örgütü, eskisi kadar organize hareket edemediği gibi sahalarda cirit atamıyor. Türkiye, terör eylemlerini kaynağında engelleyen bir strateji izliyor.Bugün Türkiye’nin önünde, uzun yılların acısını artık geleceğe taşımama fırsatı duruyor. Terörsüz bir Türkiye yalnızca güvenlik politikalarının başarısı değil, toplumun tamamının ortak iradesiyle mümkün olabilir. Bu ülkenin insanı, hangi görüşten olursa olsun, çocuklarının huzurlu bir ülkede yaşamasını istiyor. Bu talep, siyasetten ekonomiye, diplomasiden toplumsal yaşama kadar her alanda yön verici bir güç olabilir.Türkiye, bin yıllık Anadolu yürüyüşünde nice düşmanı, nice oyunu, nice ihaneti gördü. Ama hiçbiri bu milletin iradesini kırmayı başaramadı. Bugün de tablo değişmiş değil. Terör, adı ne olursa olsun, hangi maskeyi takarsa taksın, bu topraklara dışarıdan dayatılan bir projedir. Ve bu proje, ancak milli iradenin gücüyle tarihin çöplüğüne gömülecektir.Bugün sokakta, fabrikada, köyde, üniversitede, pazarda tek bir irade var. Siyasi tartışmaların ötesinde MİLLİ İRADE, partiler üstü DEVLET AKLI ve en önemlisi milletin kararlı duruşudur.Terörün kökü kazınacaksa —ki kazınacaktır— bu, milletin iradesinin zaferiyle olacaktır.Çünkü bu ülke bir kez daha göstermiştir ki;Vatan söz konusuysa, gerisi teferruattır.Ve MİLLİ İRADE sürdüğü sürece, ‘‘Terörsüz Türkiye’’ yalnızca mümkün değil, kaçınılmaz bir gerçektir.
Milli İrade
Milli İrade
İlk yorum yazan siz olun