Mekke ve Medine Sevdası: Türk’ün Gönlünde Bir Mührün Adıdır

Mekke ve Medine Sevdası: Türk’ün Gönlünde Bir Mührün Adıdır

Türk milleti tarihin her döneminde sevdasını yüksek sesle söyleyen bir millet olmuştur. Vatanı sever, bayrağı sever, ekmeği bölüşmeyi sever… Ama bir sevgi vardır ki gönüllerin tam orta yerinde durur; adı Peygamber sevgisidir. O öyle bir sevgidir ki Türk’ün yüreğinde yer edinmiş, nesilden nesile aktarılmış, dededen toruna miras kalmıştır.

Kahramanmaraş Umre kafilesi olarak Medine, Mekke Ziyaretlerimizin sonuna yaklaşırken, gitmeden gelme özlemini yaşamaya başladık.

Peygamber sevgisi : Kimimiz çocukken ninelerimizin dizinin dibinde dinlediğimiz siyer hikâyeleriyle tanırız O’nu… Kimimiz bir yağmur kokusunda, kimimiz bir ezan sesinin titrek melodisinde hissederiz varlığını. Muhammed Mustafa (sav) adı geçince gözleri dolan nice anne babalar biliriz… İşte o an anlarız; bu sevgi kuru bir bağlılık değil, ilahi bir yakınlıktır.

Sevgili okurlarım : Burası anlatılmaz , yaşanır naslı mı ? , Mekke ve Medine denince kalbimiz başka türlü atar. Siyah örtülü Kâbe’yi düşlerken göğsümüzde aynı anda bir sızı ve bir huzur belirir. Belki hiç gitmemişizdir ama sanki bin defa tavaf etmişiz gibi hasret çekeriz. Medine’yi düşününce ise insanın içine ince bir serinlik dolar; Ravza’da atılan her adımda kalp yumuşar, sesler kısılır, dünya küçülür. Çünkü biliriz ki orası Sevgilinin şehridir. O şehirde rüzgâr bile daha edepli eser.

Ne zaman uçak Medine’ye yaklaşsa, dudaklarımızdan aynı kelimeler dökülür: "Ya Resulallah geldik..." Hacda, umrede, ziyaretlerde; o ilk adımda gözyaşı kendiliğinden bulunur yolunu. Bu gözyaşı pişmanlıkla, özlemle, sevgiyle karışıktır. Türk’ün gönlündeki Peygamber muhabbeti işte burada kendini en saf haliyle gösterir.

Asırlar önce ecdadımız minareler yükseltti, Kur’an’a hizmet etti, ilim taşıdı, vakıflar kurdu. Her fırsatta Medine’ye hizmet etmeyi şeref bildi. Çünkü bilirlerdi ki gönlün kıblesi doğruysa yol da doğru olur. Türk milleti bu sevdayı hiçbir zaman kaybetmedi, elindeki ekmeği bölüşürken bile Peygamberinin adını anmayı unutmadı.

Bugün dünyanın dört bir yanında binlerce insan hacı olmak için yollara düşüyor. Bir valize sığdırılmış dua, bir gönüle sığmış hasret ile… Kimi genç, kimi yaşlı, kimi bastonuna yaslanmış ama hepsinin gözünde aynı ışık: “O’na kavuşma sevinci…” Mekke’ye varıp Kâbe'yi görünce kelimeler biter, gönül konuşur. Medine’ye varınca sesler susar, kalp secdeye iner.

İşte Türk’ün Peygamber sevdası budur. Ne zamana ne mekâna sığar. Bu sevda, toprağımıza düşen her yağmur damlasında, sabah ezanının serinliğinde, Ramazan’ın bereketinde yaşar. Biz biliriz ki O’nun sevgisi gönülde bir nurdur; karanlıkları aydınlatır, yolumuzu buldurur.

Allah bizleri bu sevdanın kıymetini bilenlerden eylesin. Mekke hasretimizi dindirsin, Medine’ye varmayı nasip etsin. Sevgili Peygamberimizin şefaatine nail olan kullarından eylesin.

Ve her şeyden önemlisi; gönlümüzdeki o mührü hiç silmesin.

Şimdiden 2026 nasıl geliriz , kimlerle geliriz onun hesabını yapıyoruz umre arkadaşlarımız güzel dostlar.. Mekke den selam ve dua ile

Hayırlı Günler Diliyorum

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazarlar Haberleri