Hac’dan gelenler okusun: “Hacım hoş geldin!”

.

Resûller Resûlü Efendimiz Aleyhisselâtüveselâmın ulvi mirasına, sünnetine ve hadislerine bîgâne olan, Medinetün-din, yâni Onun (s.a.v.) medeniyet anlayışının kökünü kazıyan Suud idarecileri ham ve kaba meşrebiyle İslâm’ın ruh ve mânasından uzak, sevimsiz bir güruh…

“İnsanlık için atacağı adımlarda başarılı olmaları için” Amerika Başkanı Donald Trump'a sözde dua eden, İslâm ülkelerinin en azılı düşmanı Amerikan Devleti’yle birlikte oldukları için “Allah’a hamdediyorum. Bugün Suudi Arabistan ve ABD dünyanın iki kutbu. Allah'a hamdolsun dünyayı birlikte yönetiyorlar…” diyen Kâbe’nin imamı ve Mescid-i Haram ile Mescid-i Nebevi İşleri Genel Başkanı Abdurrahman es-Sudeysi’nin şuursuzluğunu hatırlayın.

Ne yazık ki zerre kadar ümmet şuuru taşımayan ve sulbünü taşıdığı Arab sahabelerine çekmiş bir damla seciyesi olmayan medeniyetsiz Suud krallarının temsilcisi bu imamın arkasında namaz kılınmaz diyen âlimlerin söyledikleri de kısa zamanda unutuldu.

ve tasavvuftan gıdalanmayan, aşksız ve fikirsiz Suud kralları İslâm medeniyet değerlerinden o kadar nasipsizdirler ki Kâbe’ye ettikleri terbiyesizlik haddi hududu aştı. Şeddâdî binalara meftun Suud oligarkları Kâbe’nin etrafını Amerikan mahsulü gökdelenlerle çevirerek çukurda bırakmaktan hayâ etmezler. Çünkü din-i mübin-i İslâm’ın ulvî şeref ve derûnunu idrak etmekten âciz bedevidirler.

İngilizler sâyesinde elde ettikleri ve Devlet-i Âli-i Osman Türklerinden çaldıkları Hadimül Haremeyn sıfatını bir asırdır utanmadan kullanan Suudlar, bu ulu sıfata layık olmadıkları bir yana, ümmetin mes’uliyetini havi bu sıfata leke düşürmeye devam ediyorlar.

Türkiye Yazarlar Birliği Şeref Başkanı D. Mehmet Doğan, adı geçen birliğin web sitesinde, Suud krallarına buğzetmeyen, şeytan taşlarken Amerikan uşağı bu güruhu “göz önüne getirmeyen” hacılara “Hacım hoş geldin!” başlıklı ibretlik bir sitemnâme yazmış. Hacca giden ve gelen her kişi bu dokunaklı yazının vermek istediği mesajı ve şuuru idrak etmeli, diyoruz:

“HACIM HOŞ GELDİN!

Mübarek bir seferden dönüyorsun; memlekete hoş geldin, sefalar getirdin. Hayatının bir dönüm noktası hacc; inşallah lâyıkıyla değerlendirmiş, ibadetlerini hakkıyla ifa etmişsindir; Allah kabul etsin. Haccın mebrur olsun!

Hac farizası varlıklı Müslümana mahsus. Ciddi bir meblağ ödeyip kutsal topraklara gittin, “keremli” Mekke’yi, “aydınlık” Medine’yi ziyaret ettin. Kâbe’yi tavaf ettin, Safa-Merve arasında say yaptın, Arafat’a çıktın, vakfeye durdun, şeytanları taşladın…Medine’de Aziz Peygamberimiz, Adı güzel kendi güzel Hz.Muhammed’in kabrini uzaktan temaşa eyledin…Mescid-i Nebevî’de namaz kıldın…                                                                                                        

Herşey iyi hoş da, yediğin içtiğin senin olsun; mukaddes beldelerde başka neler gördün?                                                                                                                         

Mekke hâlâ keremli mi, Medine hâlâ münevver mi? 

İçinizde Avrupa’ya, Amerika’ya gitmiş, oraların büyük şehirlerini, bu şehirlerdeki yüksek binaları görmüş olanlarınız vardır. Kutsal şehirlerde gördüklerinizle o şehirlerde gördükleriniz arasında bir fark var mıydı? Avrupa’nın, Amerika’nın meşhur otel zincirlerinin ışıklı tabelalarını Harem-i Şerif’in burnunun dibinde görmek sizi mes’ud etti mi? Bu devasa yapıların meydana getirdiği modern kuyunun dibinde Kâbe’yi görmek sizde nasıl bir hissiyat uyandırdı?                                                             

Harem-i Şerif’in kapılarında, geçitlerinde Suud krallarının isimlerini gördün, Peygamber Efendimizin, dört halifesinin isimlerine rastladığın oldu mu?                     

Kaldığınız otellerde Suud kırallarının resimlerini seri halinde seyrü temaşa ettin mi? Hz. Muhammed’in, reşid halifelerinin resimleri yokken, Suud krallarının bed çehrelerinin her yerde görülmesini nasıl yorumladın?                                                 Siz mukaddes beldelerde hac farizasını yerine getirirken Filistin’de Siyonist zalimlerin ne kadar masum Müslümanın kanına girdiğinden haberiniz oldu mu? Değil sivil halk, küçücük bebeklerin katledildiğini duydun mu? Duysa idin, tavaf sırasında kalbin titrer, vücudun dalgalanırdı.                                                  

Kudüs’de ABD operasyonunun Suud Krallarının tasvibi ile yapıldığını hiç aklından geçirdinmi?                                                                                                                     Arkasında namaz kıldığın Kâbe imamlarından birinin ABD’nin azılı İslâm düşmanı başkanı Tramp’a dua etiğini biliyor muydun? Kâbe imamının/imamlarının şu sıralar ABD’nin ekonomik saldırıları karşısında zor günler geçiren Türkiye için dua ettiğine şahid oldun mu?                                               

Hiçbir Suud’lu yetkilinin mazlumların lehine tek söz sarfettiğine dair bir bilgin var mı?                                                                                                                             

Daha ötesi, Suudların Suriye iç kavgası sürerken mağdur olan bir tek ferdi ülkesine kabul etmediğini, Halep’te, Hama’da, Şam’da mazlum sivil halkın katledilmesi karşısında kılını kıpırdatmadığını biliyor muydun? Filistin’de mazlum Müslümanlar katledilirken Suud müftülerinin İsrail’le savaşın caiz olmadığına dair açıklamasını işitmiş miydin? Hepsi bir tarafa, tam da sen haccederken, Suud kralının PKK’nın Suriye uzantısı PYD’ye 100 milyon dolar bağışladığından haberin oldu mu?            Ey hacı! Eğer bunlardan bîhaber haccettiysen, hoş gittin boş geldin! Hac sırf ferdî bir ibadet değildir, toplu bir ibadettir; milyonlarca Müslümanın birbiriyle kenetlenmesini gerektiren bir farizadır. Hacda böyle bir kenetlenmeye, kaynaşmaya şahid oldun mu?                                                                      

Müslümanların ortak vicdanının tezahür etmediği bir hac gerçek mânasıyla hac olabilir mi?                                                                                                                   

Senin hac maksadıyla Suudilere verdiğin paraların Türkiye düşmanı teröristlere aktarılmadığından, onların da vatan evladı Mehmetçiklere silah doğrultmak için kullanmadığından emin misin?

Büyük şairimiz Mehmed Âkif ne diyor bakın:

Hakkı bir zâlime ihtâr, o ne şâhâne cihâd!

“En büyüktür” dedi Peygamber-i pâkîze-nihâd.

“Hakkı bir zalime ihtar ne kadar şahane bir cihad; bunun en büyük cihad olduğunu temiz yaradılışlı Peygamber söyledi…”

Bütün dünya Müslümanlarının mukaddes topraklarda olduğu bir sırada, yani tam zamanında, Suud kralına ulaşamasan bile, halka, vatandaşa ulaşıp “Mescid-i Aksa ne olacak? Kudüs zulümden ne zaman kurtulacak? Filistin Müslümanlarının kendi topraklarında esareti ne zaman bitecek?” sorularını sorabilirdin. Bir milyon Müslümanın hac esnasındaki sorusu her şeyi değiştirmez miydi? ABD’nin, İsrail’in önünde eğilen bu sapkınları korkudan tir tir titretmez miydi?

Ey hacı, şeytan taşlarken Suud krallarını gözünün önüne getirmediysen, Kâbe’de dua ederken bunların saltanatlarının yerle yeksan olmasını Allah’tan dilemediysen, düşün ve kendine dön! Tövbe istiğfar et!”

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazarlar Haberleri