Ey genç kardeşim,
Bu çağ, seyirci olma çağı değildir.
Bu çağ, “birileri yapsın” deme çağı hiç değildir…
Toplumlar tembellikle çürür.
İnançsızlıkla dağılır.
Vurdumduymazlıkla teslim olur…
Bugün etrafına bak:
Yüz kişilik bir toplulukta çoğu zaman yalnızca bir ya da iki kişi yükü sırtlanıyor. Diğerleri izliyor. Konuşuyor. Eleştiriyor. Ama harekete geçmiyor. İşte çöküş tam burada başlıyor…
Biz böyle bir gençlik istemiyoruz.
Biz, sağına soluna bakmadan “ben varım” diyebilen bir gençlik istiyoruz…
Necip Fazıl’ın dediği gibi:
“Kim var?” denildiğinde,
kimseyi aramadan,
kimseye bakmadan,
ben varım diyebilen bir gençlik…
Ey genç kardeşim,
Bil ki toplumları ayağa kaldıranlar kalabalıklar değildir.
Azimli, inançlı, fedakâr öncülerdir.
Tarihteki bütün büyük dönüşümler, birkaç insanın konforu terk etmesiyle başlamıştır…
Mekke’de her şeyini kaybetmiş küçük bir topluluk vardı.
Kimsesiz ve güçsüzlerdi.
Ama imanlıydılar.
O iman onları Rüstem’in karşısına çıkardı.
Sasanî saraylarına değil, insanlığın vicdanına yürüdüler…
Amaçları toprak değildi.
Mal değildi.
Saltanat değildi…
Amaçları şuydu:
İnsanı insana kulluktan kurtarmak…
Bu yüzden sahabeler dünyanın dört bir yanına dağıldı.
Afrika’ya gittiler.
İstanbul surlarına geldiler.
Anadolu’nun her köşesine ulaştılar…
Eyüp el-Ensârî İstanbul’a,
Ukkaşe Hazretleri Maraş’a,
Ebuzer Adıyaman’a…
Hepsinin tek derdi vardı:
Tevhid…
Tevhid, insanı ayağa kaldırır.
Tevhid, insanı özgürleştirir.
Tevhid, “kul” olmayı öğretir ama köle olmayı reddeder…
Şirk ise insanı küçültür.
Birilerine bel bağlatır.
Sisteme, güce, paraya, makama kulluk ettirir.
İnsanı edilgenleştirir, tembelleştirir, sürü hâline getirir…
Bu yüzden Kur’an, şirki akılsızlıkla anar.
Çünkü Allah’ı yaratıcı olarak kabul edip;
bir ağaca,
bir heykele,
bir lidere,
bir nizama
mutlak teslim olmak, insanın fıtratına aykırıdır…
Ey genç kardeşim,
Bugün yaşadığımız zilletin, dağınıklığın, ekonomik ve ahlaki çöküşün temelinde bu vardır. Tevhidi kaybettik. İradeyi kaybettik. Sorumluluğu erteledik…
Ama hâlâ geç değil…
İzzetin adresi tevhiddir.
Birliğin adresi tevhiddir.
Çalışkanlığın, üretmenin, fedakârlığın kaynağı tevhiddir…
Sen tek başına bir toplum değilsin.
Ama sen ayağa kalkarsan, toplum da ayağa kalkar…
Kimse yok mu diye sorma.
Kalabalığı bekleme.
Zamanı erteleme…
Sen ol.
Şimdi ol.
Burada ol…
Çünkü bu çağ,
“ben varım” diyebilenlerin çağdır…
Mehmet AKPINAR