Yüz yıldır sözde “soykırım yalanı” ile Ermenistan dünya genelinde büyük prim yaptı. Ermeni Diasporası; uydurma bir tarih, abartılı sayılar ve hadiselerle bir asırdır başta Türkiye olmak üzere küresel çapta dönem dönem gündemi değiştirmektedir. Osmanlı Devleti’nin 1915 yılında çıkardığı “Tehcir Yasası” öncesi ve sonrasında ABD’ye ve Avrupa’nın çeşitli ülkelerine yerleşen Ermeni toplulukları, Ermeni kimliğinin korunması sorununu Yahudi Holokost’undan esinlenerek “1915 sevk ve iskânı sırasında Ermenilere soykırım uygulandığı” iddiasını ortaya atarak gündemde tutmaya çalışmışlardır. Ermeni kiliseleri, siyasi partiler ve Ermeni kanaat önderlerince benimsenen bu asılsız iddia, diaspora Ermenileri tarafından da desteklenmiş ve onların Türk ve Türkiye karşıtlığı paydasında bütünleşmesini ve bunun sonucunda da Ermeni kimliğinin bu düşmanlık söylemi temelinde korunmasını sağlamıştır.[1] Aynı Ermeni lobisi, Türkiye’nin dışında kardeş ülke Azerbaycan’a yönelik de kirli propaganda yürütmektedir. Ermeniler yaklaşık 30 yıl boyunca işgal ettiği Dağlık Karabağ sorununa karşı öyle bir lobi faaliyeti yürüttük ki dünya kamuoyu meseleye sadece Ermenistan cephesinden baktı. Öyle ki kirli oyunlar lokomotifi olan Ermeni Diasporası hep Azerbaycan’ı saldırgan olarak sunarak bu meselenin çözümünü zorlaştırmıştır. Ermenilerin her türlü oyununu rağmen Azerbaycan Ordusu haklı davasını nihai bir karara bağlamak için Eylül 2020’de harekata başladı ve 44 gün süren 2. Karabağ Savaşı’nda Ermeni lobisinin her türlü faaliyetlerine rağmen Azerbaycan ile Türkiye’nin izlediği başarılı politika sonucu, bölgedeki Ermeni işgali sonlanmıştır. Her ne kadar savaş bitmiş ve Ermenistan büyük bir mağlubiyete uğramış olsa da Ermenistan Ordusu ateş ile oynamaya devam etmektedir.
Bu kanlı oyunların benzerini yüzyıl önce Anadolu’da yaşadık. Şöyle ki; 1915 ile 1919 yılları arası Ermeni çeteleri özellikle Taşnak ve Hınçak çeteleri Doğu Anadolu'da birçok kentte katliamlar yaptı. Aynı çetelerin torunları yüzyıl sonra Dağlık Karabağ’da yıllarca kadın, yaşlı, çocuk demeden binlerce masumu hayattan kopardı. 44 gün savaşından sonra Azerbaycan ve Türkiye’nin barış ve huzur ortamı için her türlü girişimde bulunmasına rağmen son günlerde Ermenistan Ordusu Azerbaycan’a karşı saldırıya geçmiştir. Taşnak ve Hınçak çetelerinin kalıntıları Ermenistan yönetiminin talimatlarını dinlememektedir.
Bu çete üyeleri Ermenistan Ordusunun içinde çokça bulunduğu gibi siyaset ve bürokraside aktif rol almaktalar. Tıpkı bir dönem Türkiye’de ki FETÖ terör örgütünün yapılaşması modelinin kopyası gibi…Bu son saldırıların talimatlarını veren akıl aynı üst akıl ve bunlar Ermenistan Başbakanı Paşinyan ve yönetiminin kontrolünde çıkmıştır… Ermenistan halkının bir kez daha Azerbaycan ile savaş alanında karşı karşıya gelmek istemediği halde bu çeteler savaş ortamı oluşturmaya çalışmaktadır. Çeteler dışında, Ermenistan’ın saldırılarının altında Batı’nın kışkırtması da büyük rol almaktadır. Ermeni ordusu işgalden kurtarılan bölgelere yaptığı saldırının bedelini ağır kayıplar vererek ödemiştir.
Azerbaycan’ın haklı davasını hazmedemeyen Ermeni çeteleri bu tür mütecaviz eylemlere, kanlı ve hain provokasyon girişimlerine hep başvuracaktır. Ama şunu da herkes bilsin ki Türkiye, Azerbaycan ile sonuna kadar dayanışma içindedir. Can Azerbaycan, terör devleti Ermenistan ve arkasında duran zalimler karşısında asla yalnız değildir. Millet olarak her daim kardeşlerimizin yanındayız. Vatan, Millet, Bayrak uğruna ŞEHİT düşen kahraman askerlerimize Cenab-ı Allah'tan rahmetler niyaz ediyor, kardeş Azerbaycan halkına baş sağlığı diliyorum. Unutulmasın ki bir kere yükselen bayrak bir daha inmeyecektir.
[1] Ömer Faruk An, “Türkiye’nin Dış Politikasına Etkisi Bakımından 2015’e Doğru Ermeni Lobisi”, Ermeni Araştırmaları Dergisi, 2013, Sayı 45, s. 201.