En Güzel Gül

.

Genç iken burnu havalarda, ayakları yere basmayan, önüne çıkan tüm kısmetleri elinin tersiyle iten, hayal âleminde yaşayıp geleceği hiç düşünmeyenlere…

 

Zamanın birinde bir köyde yaşayan dünyalar güzeli bir kız varmış. Öylesine güzelmiş ki, köyün bütün kızları ona benzemeye çalışır, ayna karşısında oyalanır, onun güzelliğini tatlı bir heyecanla, ama acı bir kıskançlıkla anlatıp dururlarmış. Haliyle, isteyeni de çokmuş güzel kızın. O bölgedeki en yakışıklı ve en varlıklı delikanlılar ilk bu güzel kızı istetirlermiş. Fakat o güzeller güzeli yüzünü kimseye göstermeden bekler dururmuş. Çünkü güneşleri gölgede bırakan bakışlarını hayalinde büyüttüğü bir delikanlıya saklamaktaymış…

Zamanla köyün bütün kızlarının kısmeti açılmış, tatlı sıcak yuvalarında eş ve anne olmanın mutluluğunu yaşamaya başlamışlar. Bu arada, köyün en yakışıklı ve sevilen delikanlısı da askerliğini yapıp köye dönmüş. Beklendiği gibi o da genç kıza talip olmuş. Ama güzeller güzeli kızımız hayalindeki aşkı uğruna bu delikanlıyı da reddetmiş. Delikanlı sırf aşkının hatırına uzunca bir süre beklemiş. Nafile, kız dönüp bir kez olsun ona bakmamış.

Delikanlı aşkının karşılıksız çıkmasına kederlenip çok uzaklara gitmiş. Uzak bir diyarda kendisine yeni bir hayat kurmuş. Evlenmiş, çoluk çocuğa karışmış. Hayalini süsleyen ilk aşkını ise hiç unutmamış. Onu, kalbinin bir köşesinde saklamış.

 

Bir gün adamcağızın yolu doğup büyüdüğü şirin köyüne düşmüş. Köyden ayrılırken geride bıraktığı arkadaşları gelmiş aklına. Hurşitlerin Ahmet’i, Ballıların Bekir’i, Kuşçuların Davut’u ve tüm çocukluk arkadaşları geçmiş gözünün önünden. Bir heyecanla köyün kahvesine yönelmiş. Ayakları titreyerek kahveden içeri girmiş. Bomboş kahvede sadece yaşlı bir adam oturuyormuş. Ona doğru yönelmiş. Kendini tanıtmış yaşlı adama. Çaylar söylenmiş yeniden. Sohbet başlamış eskilerden. Tek tek sormuş eski arkadaşlarını yaşlı adama. Tüm merek ettiklerini bir bir öğrenmiş. Esas sormak istediğini, ilk aşkını ise soramıyormuş bir türlü. Tüm cesaretini toplamış ve yüzünde mahcup bir edayla, titreyen bir sesle çekinerek de olsa köyün dünyalar güzeli kızını sormuş nihayet. Yaşlı adam önünde gül bahçesi olan bir evi göstererek; “Evlendi, şu evde yaşıyor” demiş. Delikanlı bir zamanlar herkesi reddeden kızın kocasını merak etmiş ilkin. Yaşlı adam kızın kendisinden hayli yaşlı, karısı ölmüş, fukara bir adamla evlendiğini, şimdide kocası öldüğü için dul kaldığını söylemiş adama. Adam iyice şaşırmış duyduklarına. 

İzin alarak çıkmış kahveden. İlk aşkının yaşadığı evin önüne gelmiş uçarcasına. Çekinerek çalmış kapıyı. Bir müddet sonra usulca açılmış kapı. Yüzündeki ıstırap izleri güzelliğini gölgelemiş olsa da gözlerindeki parıltı olduğu gibi duran orta yaşlı kadını hemen tanımış adam. Kısık bir sesle kendisini tanıtmış hanımefendiye.

Kadın derin bir şaşkınlıkla bakarken adamın yüzüne, adam; “Neden böyle birisiyle evlendin” diye soruvermiş kadına. Kadın, arkasındaki gül bahçesinden en güzel gülü koparıp kendisine getirirse cevap vereceğini söylemiş. Yalnız en güzel gülü bulmak için bahçede ilerlerken bir daha geriye dönmemesini ve arkasına bakmamasını da şart koşmuş. Adam, en güzel gülü kadına getirmek için yüzlerce gülün bulunduğu bahçede ilerlemeye başlamış. Birden çok güzel sarı bir gül görmüş. Tam onu koparıp almak üzereyken az ileride kocaman pembe bir gül gözüne çarpmış. Ona yaklaşmış, tam koparacakken az ötede muhteşem güzellikte kırmızı bir gül goncası görmüş… Hangi gülü koparacak olsa daha güzelini görüyormuş. Aranıp dururken gül bahçesinde birde bakmış ki, bahçenin sonuna gelmiş. Geride bıraktığı muhteşem gülleri almak için geriye de dönemezmiş. Çaresizce hemen önündeki solmuş, buruşmuş gülü koparıvermiş. Kadın, elinde solmuş cılız bir gülle kendisine doğru yürüdüğünü görünce adamın hiç şaşırmamış. Sadece güzeller güzeli yüzünde buruk bir tebessüm belirmiş. “Bak gördün mü demiş adama; daha iyisini bulmak isterken ömür bitip gidiyor. Fark edemiyorsun. Sonunda en kötüsü de olsa razı oluyorsun. İsteklerine her zaman kavuşamıyorsun. Oysa kendine sıradan bir gül seçip onu ellerinle büyütüp en güzel gül haline sen getirmelisin.” Hatalı davrandığımı öğrendim ama iş işten geçmişti diyen kadın evine girerek gözden kaybolmuş…

 

 

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (2)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

Yazarlar Haberleri