DEMOKRASİMİZİN NAMUSU CHP’ YE KALDI İSE

.

Erken seçim istemine yönelik gerekçede demokrasimizin namusu var onu kurtarmak istiyoruz demiş hazret.. CHP nere demokrasinin namusu nere…  Şöyle bir yerimize oturup başımızı iki elimizin arasına koyup  filmi geriye doğru saralım mı?

 Chp’nin 1946  öncesi demokrasi namusundan başlamayacağım. Benim de hatırlayabildiğim yılları yani son 40 yılı göz önüne alacağım. 12 mart muhtırasını alkışlamalarından başlayalım ve  daha sonra gelen 12 eylül, 28 şubat ve 27 mart askeri kalkışmalara karşı duruşunu hatırlayarak günümüze gelelim.

 Hafıza-i beşer nisyan ile malüldür. Bizim milletimiz için çok yerinde ve geçerli bir  deyim. Unutulmaması gereken şeyleri çabuk unuturuz .  Halbuki unutacak şey var unutmayacak şey var. Dipçik, aşağılanma, hakaret , inanç özgürlüğü ile mücadele ve kişisel değerlere saygısızlık hiç unutulur mu?

 Bu halk yıllarca adam yerine konmadı bu acımasız zihniyet sayesinde. İnançlı olmak büyük bir suçtu yıllarca.

 Rahmetli Özal   CHP marifetli 27 mayıs anayasasındaki  163 maddeyi ne zorluklarla kaldırdı hatırlayalım. Kaosa kalkan 411 el manşetini nasıl unuturuz. Saymakla bitmeyecek  marifetlerin(!) büyük çoğunluğu demokrasimizi katletmekle ilgili olduğu halde bugün demokrasiyi hatırlayıp havarisi kesilmek ve demokrasinin namusunu korumaya talip olmak doğrusu inandırıcı gelmiyor bana. 

 En son 15 temmuz duruşunu hatırlamamız bile CHP zihniyetini tanımamız için yeterde artar da. Amma velakin gaflet ve dalalet insanların algılarını  bozabiliyor. Şeşi beş görebiliyor insan.

  Zor ve çetrefilli bir dönemin bire bir yaşayanı insanlar olarak dünyamızın ne hallere getirildiğini görerek  ülkemizin zor günlerinde önceliklerimizi öteleyerek daha çok birlik ve beraberlik içerisinde olmamız gerekirken eften püften gerekçelerle dış güçlerin ekmeğine yağ sürmenin ne anlamı var.

 Adalet yürüyüşü garabetini unutmadan şimdide demokrasinin namusunu kurtarmaya talip olmak gülünç olmaktan öte bir iz bırakmaz bu millette.

  Sen önce kendine bak. Aynada duruşuna içine dışına deruni bir bakış ile yönel ve bu milletin ferasetinden kork. Millet seni niçin iktidarın yakınına bile yaklaştırmıyor bunu gerçekten  anlarsan belki bir umut olursun. Yoksa unutulmaya mahkumiyetin devam eder.

 İYİ PARTİ

  Ülkemizde halen  100 den fazla siyasi parti var. Halkımız tarafından parlementoya temsil edilmesi için gönderilen parti sayısı ise tüm dönemlerde iki  elin parmaklarını geçmemiş. Yani ülkemiz bu anlamda parti çöplüğü desem kurulu partilerimize hakaret olmaz.

 15 yılı aşkındır iktidarda olan Ak Parti ise  tüm zamanların rekorunu kırıp  kendisini egale ederek ülkemizde iktidarını devam ettiriyor. Zor zamanların iktidar partisi olmak kolay olmasa da EVVELALLAH    REİSİMİZ   bunu  başardı.

  Yıkılması için proje üzerine proje üreten yerli ve yabancı işbirlikçilerin tüm gayretlerini  halkın feraseti boşa çıkardı ve çıkarmaya da devam ediyor. Son zamanlardaki yorgunluğunu fırsat bilen içindeki  kötü niyetlilerin partiyi zora sokan davranışlarından medet uman çevreler  adı iyi olan bir parti  kurarak durumdan vazife çıkarmaya çalışıyor.

 Fakirin azığı olan umut dünyasında bu çırpınışı ben halkımızın lehine olarak yorumluyorum. Partisi içindeki yorgunların cukkacıların ve halkına tepeden bakanların çekilmesini samimi bir dille gündeme getiren REİS gerçek bir lider. Kendi partisini bu asalaklardan iyi parti sayesinde temizleyebilirse  iyi olur.

  Daha öncede bir çok  umutlarla kurularak arz-ı endam eden partiler oldu.. Nerede Boynerler   nerede Uzanlar. Sadece kendileri değil partilerinin adını bile hatırlayanımız yok.

 Cennetmekan Abdülhamid Han’ıın taktiğini uygulamak bizi doğruya götürür gibime geliyor. Malum medya ve yerli yabancı bildik çehre  yeni kurulan bu partiyi iyi üfleyerek bir umut olarak parlatmaya çalıştıklarına göre bizim duruşumuz dikkatli olmayı gerektirir.

 Sık uyguladığı  bu taktikle çok şey kazanmış ve ülkemize de çok şey kazandırmış Abdülhamid Han’ı    rahmet ve şükranla yad ediyorum.

 Ondan ders almaya bugün her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var. Onun zamanı ile bugünümüz bir farkla tam örtüşüyor. Fark ise düşmanlarımız o gün bugünden daha ketum idi. Bugün her şey meydanda.

 Bu kadar açık oynamalarına rağmen düşmanlardan tarafa kaymak ve onların dümen suyuna gitmek ancak aklımızı kaybettiğimizde mümkün.

 Yüksek zeka, bazen insana Yaratanın verdiği aklı kullanmak varken böyle bir maceraya götürerek kargaları kendine klavuz yapabilir. Kılavuzu  karga olanların düştüğü akıbete de düşürür.

    CUMHURİYET RESEPSİYONLARI

 Eski Türkiye’de malum çevrelerce kutlanan cumhuriyetimizin kuruluş yıl dönümleri , son yıllarda REİSİN art  arda  yaptığı hamlelerle halkımızın her kesiminden insanların katılımı ile adına layık olarak kutlanmaya başlandı.

 Bu değişim bile  anlayana her şeyi anlatıyor. Ama nerede o feraset nerede o akıl. Varsa yoksa kuru gürültüden ibaret olan ütopik hayaller. Beyler atı alan Üsküdar’ı çoktan geçti. Bor’un pazarı  da kapandı artık.

  Bugünlük de bu kadar. Kalın sağlıcakla.

   

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazarlar Haberleri