Bugün size deli gibi bağıran birini anlatacağım..
Bazı insanlar vardır, sesini biraz yükseltince haklılık payının da yükseldiğini sanır.
Hani neredeyse megafonla konuşacak, “Sesim yüksek, demek ki ben haklıyım” tabelasını alnına asacak.
Oysa gerçek tam tersidir…
Haklı olan delil gösterir, haksız olan decibel.
Geçen gün bir tartışmaya denk geldim; biri öyle bağırıyor ki, sanırsınız karşısındaki insan değil, sağır bir duvar. Bağırdıkça bağırıyor… İçimden dedim ki:
“Bu adam haklı olsaydı, şimdi çayını yudumluyor olurdu.”
Bağırmak, suçluluk psikolojisinin en gürültülü hâlidir.
Çünkü insan, mantığı zayıfsa sesiyle kuvvet arar.
Sanki sesi yükseldikçe vicdanı susacak.
Sanki karşı taraf geri adım atınca, gerçekler de geri gidecek.
Bazen de bu bağırma hâli, köşeye sıkışan kedinin tırmalaması gibidir.
Köşeye sıkışır, kanıt biter, mantık tükenir… Eh, geriye bir tek ses kalır.
O da yükselir, yükselir… sonunda odadaki oksijen bile çekilir.
Ama nafile…
Haklılık, bağırarak değil; sakin sakin, tane tane, belgelerle anlatılarak savunulur.
Bağırmak, aslında “Benim başka argümanım kalmadı” itirafının en gürültülü versiyonudur.
O yüzden biri size bağırıyorsa, korkmayın.
Korkmanız gereken, sessizce konuşan ama elinde kanıtlarla gelen adamdır.
Suçluluk psikolojisini bastırma
Kişi içten içe haksız olduğunu bilir ama bu duyguyla yüzleşmek istemez.
Yüksek sesle konuşarak veya bağırarak hem kendisini hem de etrafındakileri “haklı olduğuna” inandırmaya çalışır.
Bu, “inkâr” ve “öfke” evrelerinin bir karışımıdır.
Karşı tarafı susturma ve üstünlük kurma
Bağırmak, tartışmada rasyonel argümanlar yerine psikolojik baskı kurma yöntemidir.
“Ne kadar çok ses çıkarırsam, karşımdaki o kadar az konuşur” düşüncesi devreye girer.
Bu, özellikle otoritesini kaybetmek istemeyen kişilerde görülür.
Kendine güven eksikliğini örtme
Sesini yükseltmek, aslında özgüven değil, özgüven eksikliğinin işaretidir.
İçten içe ikna edici olamayacağını bilen biri, “ses yüksekliği” ile “haklılık” arasında sahte bir bağ kurar.
Köşeye sıkışma tepkisi
Psikolojide buna “savunma saldırganlığı” denir.
Köşeye sıkışan bir kişi, mantıklı açıklamalar yerine, karşı tarafı yıldıracak tepkiler verir.
Kontrolü kaybetme korkusu
Tartışma kontrolünden çıkmaya başladığında, bağırmak bir “kontrolü geri alma” çabasıdır.
Ama paradoksal olarak, bu kontrolsüzlüğün en açık göstergesidir.
Kısacası, haklı olan kanıt sunar, haksız olan sesini yükseltir.
Bağırmak, çoğu zaman mantık eksikliğini ve psikolojik dengesizliği telafi etmeye çalışan bir davranış biçimidir.
Bugün 8 Ağustos 2025 Cuma
Allahın Rahmeti Bereketi Üzerinize Olsun !