"İSTANBUL’DA SU YOKTU, ŞİMDİ İZMİR’DE OLMADIĞI GİBİ"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Çoğunuz benim İstanbul'a Büyükşehir Belediye Başkanı olduğum dönemi bilmiyorsunuz. O dönemde benim İstanbul'da...

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Çoğunuz benim İstanbul'a Büyükşehir Belediye Başkanı olduğum dönemi bilmiyorsunuz. O dönemde benim İstanbul'da nelerle savaştığımı bilmiyorsunuz. İstanbul'da su yoktu. Şimdi İzmir'de olmadığı gibi" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı vesilesiyle Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde düzenlenen programda gençleri kabul etti. Kıbrıs'tan ve 81 ilden gelen temsilci gençlerle Külliye'de bir araya gelen Erdoğan, şuanda tüm Türkiye'de 183-184 üniversitenin olduğunu belirterek, "Artık her ilimizde üniversitemiz var. Çocuklarımızın eğitim için başka şehirlere gitme mecburiyetlerini bundan kaynaklanan mağduriyetlerini ortadan kaldırmış durumdayız. Yurtların yatak kapasitesi aynı şekilde 182 binden 601 bine çıkartıp odaları konforlu hale getirmek suretiyle yine yurtlarda ücretsiz internet ve beslenme yardımı gibi imkanları sağlayarak, harçları kaldırarak, kredi ve burslar nereden nereye iki haneli rakamdan lisansta 425 liraya, yüksek lisansta 950 liraya doktorada bin 275 liraya çıkartmak suretiyle gençliğin önünü açtık. Her alanda öğrencilerimizi destekledik. Sporda da çok önemli hizmetler gerçekleştirdik. Bugüne kadar bin 807 yeni spor tesisini gençlerimizin hizmetine sunduk. 27 aynı şehrimizde toplamda 720 bin seyirci kapasitesi olan 30 stadyumun projesi hızla sürüyor. Şuana kadar bu stadların 9'u tamamlandı ve hizmete girdi" diye konuştu.

"O DÖNEMDE İSTANBUL'DA SU YOKTU..."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

"Yeni bir adım atıyoruz şimdi inşallah. Bununla birlikte sizlerin bizzat yaşamadığı, tecrübe etmediği, sadece belki duyduğu resimlerini ve görüntülerini gördüğü bir eski Türkiye var. Bunu özellikle bilmenizi istiyorum. Bu eski Türkiye'de sizin şuanda hayatınızın doğal bir parçası gördüğünüz, yokluğunu hayal dahi edemediğiniz imkanların hiçbiri bulunmuyordu. Anneleriniz, babalarınız, büyükanneleriniz, büyükbabalarınız o günleri çok iyi bilir. Çoğunuz benim İstanbul'a Büyükşehir Belediye Başkanı olduğum dönemi bilmiyorsunuz. O dönemde benim İstanbul'da nelerle savaştığımı bilmiyorsunuz. İstanbul'da su yoktu. Şimdi İzmir'de olmadığı gibi. Aynen bide onlar kuyruktaydı. Evlerin küvetlerine, o bidonlarla su taşınırdı. İçme suyu için sistem oluşmuştu. İçme suyu için su istasyonları vardı. Oradan su satın alırsınız veya şimdi olduğu gibi pet şişelerle su alırsınız evde bunu kullanırsınız. Çöp dağları almış başını gidiyordu. Öyle bir berbat İstanbul vardı. Hava kirliliği almış başını gidiyordu. Unutmuyorum gazeteler maske dağıtıyordu. Niye biliyor musunuz? Zehirlenmeyelim diye. Hamdolsun biz geldik, Trakya'dan dağlardan o kar birikintilerini dağları delerek İstanbul'a aktardık. İstanbul'un su sorununu o gün bugündür çözdük. Onunla da kalmadık, çöp dağlarını iki senede yok ettik. İstanbul'un çöp sorunu diye bir şeyi kalmadı. İstasyonlar oluşturduk. O çöplerden bizler dedik ki, geri dönüşüm sağlayalım ve bunları kompost gübre haline dönüştürelim ve kompost gübre haline getirmek suretiyle bunları en azından hiç olmazsa park bahçelerde gübreleme çalışmalarında kullanırız. Bu adımları attık. Ama çöpü de yok ettik. Çünkü çöplerinde çeşitleri var. Bunları ayıklayacaksın tabi. Bu ayıklamaları da yaptık. Bütün bunların yanında doğalgazı süratle evlere yaymaya çalıştık ki, kirli havayı ortadan kaldıralım. Bunu da başardık. 2,5 milyar dolar borçla devraldık. Bir taraftan yatırımlar, kavşaklar, köprülü kavşaklar bunlar devam etti. Bir taraftan da borcu indirdik ve 1 milyar 250 milyon dolar borcu bıraktık ve cezaevine girdik. Biz böyle çalıştık. Ama bu bir sevda işi, aşk işi. Sevda, aşk olmayınca bu iş olmaz. O gün bugündür İstanbul'u İstanbullu başkasına vermedi. Türkiye'de derdimiz bizim aynıydı. Nasıl bir Türkiye aldık. Geldiğimiz nokta ortada. İnşallah eğitimde de, sağlıkta da, adalette de, ulaşımda da işte her şey ortada. Sizler hemen matematik olarak kafanızı çalıştırdığınızda bunu göreceksiniz. 79 senede bu ülkede 6 bin 100 kilometre bölünmüş yol yapıldı. Ama biz şu 15 seneye, 17 bin kilometre bölünmüş yol sığdırdık. Halep oradaysa arşın burada. Nerede böyle yollar."

"DİYORUZ Kİ TRİBÜNDE İZLEYEN OLMAYALIM"

Bu sabah İstanbul'dan misafirleri olduğunu söyleyen Erdoğan, "Dediler ki, "Artık İstanbul Ankara'ya uzak değil ki yakın, arabayla geldik." Her şey değişiyor. Bunu görmek yakalamak Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü, Osmangazi Köprüsü'nü, Marmaray'ı, Avrasya Tünelini görmek, yaşamak bunların hepsi bize güç katıyor. Benim ülkemde de bunlar var bunu diyoruz. Şimdi 18 Mart Çanakkale Köprüsü'nün de temeli atıldı. Asya'yı Avrupa'ya bir de oradan bağlayacağız. Çin'deydim. Çin ile neyi konuştuk biliyor musunuz? Orta koridoru, kuzey koridoru, güney koridoru. Peki orta koridorda ne var? İşte bu dediklerim var. Yani Türkiye var. Neyle var? Yavuz Sultan Selim Köprüsü'yle, Osmangazi Köprüsü'yle, Marmara'yla, Avrasya Tüneli'yle ve 18 Mart Çanakkale Köprüsü'yle var. Çünkü bunların hepsi Avrupa'yı Asya'ya bağlıyor. Bakın daha onlar başlamadan biz işi bitiriyoruz. Nereden nereye. Bütün bu projelere baktığımız zaman trilyonlarca dolar yatıyor burada. Ama mesele ufuk meselesi. Bugün sahip olduklarımızın kıymetini ancak çok değil, 15-20 yıl öncesinde yaşananlardan haberdar olursak anlayabiliriz. Bundan sonraki hedeflerimize de yine aynı tecrübenin ışığında sağlıklı bir şekilde yürüyebiliriz. Değişimin kesintisiz bir süreç olduğunu unutmayınız. Sürekli güncellemeye mahkumsunuz. Eğer güncellemeyi sürekli yapmazsanız geri kalırsınız. Birileri gelir sizi geçer. Biz 20-30 sene önce Kore'yle aynı noktadaydık. Ama Kore geldi bizi solladı geçti. Şimdi biz izliyoruz. Bizde diyoruz ki; tribünde izleyen olmayalım. Sahada oynayan olalım ve işi bitirelim" ifadelerini kullandı.

"VATANIMIZI KİMSEYE BÖLDÜRMEYİZ"

"Son 3 yılda yaşadığımız güvenlik ve ekonomi ağırlıklı sorunlar bundan sonrası için hepimize çok önemli dersler vermiştir" diyen Erdoğan, "İnşallah geleceğin Türkiye'sini sizlerle beraber inşa ederken bütün bu tecrübelerden ilham alarak, birlik ve beraberliğimize çok daha güçlü bir şekilde sahip çıkacağız. Her fırsatta ifade ettiğim; 4 temel ilkemizi burada tekrarlamak istiyorum aman bundan kopmayalım. Tek millet, 80 milyon tek millet olacağız. Türk'ü, Kürt'ü, Laz'ı, Çerkez'i ne olursa olsun tek millet. İki; tek bayrak bizim bayrağımıza eş paçavraları asla kabullenemeyiz. Bayrağımızın rengi kutsaldır. Şehidimizin kanıdır. Hilal bağımsızlığımızın ifadesidir. Yıldız, şehitlerimizin ta kendisidir. Bu bayrağa eş herhangi bir paçavra kabullenmiyoruz. Kararlı duracağız burada. Üç; bunu da unutmayın tek vatan. 780 bin kilometre ile tek vatan. Vatanımızı kimseye böldürtmeyiz. Vatanımız üzerinde hesap yapanlar şimdi Tendürek'te, Cudi'de, Gabar'da, Bestler Deresi'nde nasıl bedel ödüyorlarsa, böyle bedel ödemeye devam ederler bunu böyle bilsinler. O şehitlerimizin kanlarını biz yerde koymayız. Dört; tek devlet. Bizim Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nden başka devletimiz yok. Bunu herkes böyle bilecek. Bunu herkes böyle bile, başka hiçbir hesabın içine girmeye. Girerlerse bedeli ortada. İşte bu ilkelere sıkı sıkı sarılarak, önce 2023 hedeflerimize ulaşacak. Ardından 2053 vizyonumuzu sizlere emanet edeceğiz" açıklamasında bulundu.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Politika Haberleri