Ünal: Türkiye tehdit edilecek bir ülke değil

Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal CNN Türk yayınına katılarak ABD ilişkileri, Olağan Kurultay ve Yerel seçim ile ilgili açıklama yaptı

Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal CNN Türk yayınına katılarak ABD ilişkileri, Olağan Kurultay ve Yerel seçim ile ilgili açıklama yaptı

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mahir Ünal CNN Türk’te gündemdeki önemli konuları değerlendirdi. CNN Türk’ün haberine göre;

ABD İLE İLİŞKİLER NEREYE GİDİYOR?

Türkiye bütün ittifaklarına bir NATO müttefiki olarak bütün sorumluluklarını yerine getirmekte midir, evet. Uluslararası anlaşmalardan kaynaklanan sorumluluklarını yerine getirmekte midir, evet. 15 Temmuz'dan sonra Amerika'dan suçluların iadesi anlaşması çerçevesinde talep ettiğimiz, anlaşmanın 9. ve 10. maddesinin gereklerini Amerika yerine getirmiş midir, hayır. Biz daha o dönemde FETÖ elebaşısıyla ilgili dedik ki, bakın talep bu, gereğini yapın, yapıldı mı, hayır. İstediği belgeleri klasör klasör verdiğimiz halde bunların mahkemeye intikal etmediği ortaya çıktı. Biz bütün sorumluluklarımızı yerine getirmemize rağmen, hem Suriye'de terör örgütüne silah yardımına tutun da, hemen bizim sınırımızda PKK'dan milis gücü oluşturma cüretine maalesef Amerika kalkıştı. Rahip Brunson üzerinden Türkiye'ye twitter üzerinden tehditler savurulması kabul edilemez. Görünen o ki, bu kişi onlar için çok önemli. Onlar için bu kadar önemliyse şunu sormak gerekiyor; Savcının hazırladığı iddianameye bir bakma gereği duydular mı? Biz sanki bu kişiyi tutmuşuz içeri atmışız. Hayır, Türkiye'de yargı süreçlerinde gözaltı süreci daha sonra tutuklamaya karar verirken savcının ortaya koyduğu iddianame, iddanamede ortaya koyduğu belgeler bunlarla ilgili tek bir kelime kimse konuşmuyor. kalkıp bunu serbest bırakın demek her şeyden önce Türkiye'nin yargısına bir saygısızlıktır. Türkiye'nin egemenlik haklarına yönelik bir saygısızlıktır. Amerika, böyle bir tarz geliştirdi, twitter üzerinden bir ülkeyi tehdit edip o ülkeden istediklerini almak gibi tuhaf bir yöntem geliştirdiler. Türkiye öyle sosyal medya üzerinden tehdit eidlecek bir ülke değil. Bu tehdit dili Türkiye'yi korkutmayacağı gibi çok uzun bir döneme yayılan stratejik ortaklığımıza model ortaklığımıza zarar vermektedir.

Bir bakıyorsunuz Trump bir tweet atıyor Suriye'den çekiliyoruz diyor. Sonra bakıyorsunuz savunma bakanı hayır efendim bunu nereden çıkardınız diye başka bir cevap veriyor. Menbiç konusunda bir kanat bir yaklaşım sergilerken başka bir kanat başka bir yaklaşım sergiliyor. Bir kafa karışıklığı mı var yoksa bu yeni bir yönetim stratejisi mi? Bu bizim sorunumuz değil. Bizim çizgimiz son derece net. Öncelikli olarak uluslararası anlaşmalardan ve müttefiklerimize kaşrı sorumluluklarımızdan herhangi bi taviz vermeden yolumuza devam ediyoruz. Amerika ile olan müttefikliğimiz bu şekilde devam ederse Amerika'nın şunu bilmesi gerekiyor, çok ciddi anlamda ilişkilerimiz zarar görecektir. Çünkü Türkiye boyun eğecek, korkacak geri adım atacak bir ülke değil. Daha makul, daha diplomasiye, nezakete uygun bir dil ve yaklaşıma dönmesi gerekiyor ABD'nin.

CHP'NİN YARGI İLE İLGİLİ İDDİALARI

Türkiye'de yargının olmadığını, hakim ve savcıların iktidardan talimat aldığını, yurt dışına, yatırımcılara dönük bir söyleme dönüştürdü CHP bunu.  Bunu yoğun olarak FETÖ yargılamalarının olduğu dönemde yaptılar. Çünkü FETÖ yargılamaları sonuçlandığında muhtemelen bazı FETÖ'cü avukatlar bunu alacaklar Avrupa İnsan hakları Mahkemesi'ne taşıyacaklar. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne götürdüklerinde bu kararlarla ilgili altlığı CHP hazırlamış durumda. Adalet Yürüyüşü sonra Adalet Çalıştayı ve ondan sonra hazırlanan bir rapor vardı. Sadece o raporu alıp götürseler AİHM için bir altlık niteliğinde. Peki FETÖ yargılamaları CHP'nin dediği gibi mi oldu? Hayır, son derece şeffaf, uluslararası hukuk normları birebir uygulandı. Ama CHp sistematik olarak bu işi AİHM'de bozduracak altlığı hazırladı. Bu ülkenin hakimi savcısı onurlu insanlardır. Kimseden talimat almazlar. CHP'nin kalkıp da bu ülkenin hakimlerine savcılarına iftira etme hakkı yoktur. Bu fotoğrafı görmek gerekir. CHP'nin yaptığı muhalefet terör örgütleriyle söylem birliği ve Türkiye düşmanlarının dilini içerde siyasal bir söylem haline getirmektir. CHP'nin aldığı pozisyona baktığınız zaman her konuda Türkiye'nin yanında bir pozisyon olmadığını görürsünüz. CHP özellikle Kılıçdaroğlu'nun CHP'si bunu sistematik olarak sürdürüyor. 50 bine yakın belge koyabilirim açık kaynaklardan bu konuda. Bu konuda kitap da önerebilirim, "Yolunu Şaşıran Ok" CHP'nin bu konuda yaptıkları kitap oldu.

CHP'DE KURULTAY TARTIŞMALARI

Bizim CHP'nin içiyle bir sorunumuz olmaz. Bunlar onların sorunları. Bana bir soru soruldu, ben de dedim ki; Muharrem İnce'nin yenilgiyi kabul etmeyenler zafer kazanamazlar sözü kıymetlidir. Kılıçdaroğlu yenilgiyi kabul etmezken İnce dedi ki bu yenilgiyi kabul etmemiz gerekir. Kazanmadığınız her seçimi şaibeli görüyorsunuz, anayasayı, cumhurbaşkanlığını gayri meşru görüyorsunuz. Bu illegaliteye davettir. İnce'nin davranışı demokrasimiz açısından takdir edilmesi gereken bir davranıştır dedim. Bir de bana sordular; Sayın Cumhurbaşkanı'ın oyu partinin oyunun üstünde dediler ben dedim ki liderlerin oyu partilerin oyunun üzeirnde olur. Sayın İnce2nin oyu da CHP'nin oyunun üzerinde buradan da böyle bir anlam çıkarabilir miyiz diye sordular, ben de görünen o ki İnce CHP'nin doğal lideri konumuna gelmiş gözüküyor dedim. Şimdi ben şu soruyu soruyorum; Bir insanı Türkiye'yi yönetmesi için seçeceksiniz ama partinizi yönetmesine izin vermeyeceksiniz. Buradan iki şey çıkıyor: CHP Türkiye'den büyüktür diye düşünüyorsunuz ya da bu ülkeyi CHP kurdu tabi ki CHP Türkiye'den büyüktür anlamı çıkıyor. Seçimi kaybedenlerin kesinlikle bir öz eleştiri yapması gerekir. Biz karşımızda güçlü bir muhalefet istiyoruz. Muhalefette zihinsel değişim şart. Kılıçdaroğlu gider kalır bu beni ilgilendirmez ben CHP'nin Türk siyasetine yansıyan durumuyla ilgileniyorum. CHP'nin Türk siyasetini zehirlediğini düşünüyorum.

Vesayetçi akla göre cumhurbaşkanının millet tarafından seçilmesi bunları rahatsız ediyor. Çünkü eski sistemde cumhurbaşkanı vesayet sisteminin sigortasıdır. vesayet sistemi tarafından seçilir. Artık cumhurbaşkanını halk seçiyor. Muhalefet bu sistem değişikliğini bir türlü hazmedemedi. CHP her zaman iktidardaydı. CHP bütün darbeleri alkışladı. CHP 28 Şubat'ın da 27 Nisan'ın da alkışlayıcısı değil miydi?

AK PARTİ KONGRESİ HAZIRLIKLARI

Aslında Ağustos ayı oldukça yoğun. 4 Ağustos'da kadın kolları kongresi var. 14 Ağustos'da bizim kuruluş yıl dönümümüz var ve uluslararası bir sempozyum hazırlıyoruz. AK Parti'nin 16 yılının tartışıldığı, 16 yılda yaptıkları, 4 ciltlik bir yeni kitap çalışması, onlarca akademisyenin çalıştığı çok ciddi makalelerin olduğu bir kitap yayınlandı bu kitapların da değerlendirileceği büyük bir sempozyum. 18 Ağustos'ta kongremiz var. Biz her genel seçimde yüzde 50-55 oranında bir yenilişme gerçekleştiririz. Aşağıdan yukarıya bir yenileşme oluşturmazsanız siyasetinizin sürdürülebilirlik krizi ortaya çıkar.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Eğitim Haberleri