Geçtiğimiz hafta PKK tarafından, Çukurca’da bulunan askeri birliklerimize açılan ateş sonucu, 24 askerimiz şehit edilmiştir. ALLAH’TAN rahmet, yattıkları yer nur olsun. Kederli ailelerine baş sağlığı diler, 22 yaralı askerlerimize de acil şifalar ve ailelerine sabır dilerim. Böyle bir acıyı, Türk milletine yüce ALLAH bir daha yaşatmasın.
23.10.2011 tarihinde Van ili ve ilçesi Erciş ve köylerinde 7.2’lik büyük bir deprem ile sarsılmıştır. Şehitlerimizin acısı dinmeden Van’dan gelen deprem ülkemizi, yasa boğmuştur. Yüzlerce yaralı, onlarca ölü haberi Türk milletini ayriyeten derinden yaralamıştır. Ölenlere ALAH’TAN rahmet yaralılara acil şifalar dilerim.
21.10.2011 tarihinde televizyon kanallarında Libya’nın devrik lideri Muammer Kaddafi’nin öldürülüşü ve yapılan işkencenin görüntüleri yayınlandığında, tüylerim ürperdi. 42 yıl Libya’nın başında olan aynı devleti idare eden, bir lidere yapılan savunmasız zulmün insanlık adına utanç verici görüntülerini TV’de izledik.
Görüntüler iç açıcı olmamakla beraber, Kuzey Afrika ülkeleri ve Ortadoğu’daki Arap ülkelerine, Amerika tarafından bir gözdağı verildiği, liderlere benim dediğimi yapmazsanız, sonunuz bu olur diye bir mesaj vermiştir. Değerli okuyucular, bir kişi ne kadar zalim, kaddar, acımasız olursa olsun, 42 yıl ülkesini idare etmiş, o ülkenin insanları tarafından bağırlarına basılmış, bütün dünyaca tanınmış bir devletin başkanı, savunmasız olarak öldürülemez. Hele yaralı iken isyancılara da teslim edilmesi, zihinleri karıştırmıştır.
Resmi kaynaklara göre Kaddafi ve adamlarını taşıyan konvoy, Sirte’nin düşmesinden sonra kentin batı yakasından kaçmaya çalıştığı sırada, 100 araçlık konvoy, Fransız savaş uçakları ve bir ABD prator insansız hava aracının saldırısına uğramıştır. 15 aracın vurulduğu, havaya uçmayan araçların birinde olduğu söylenen Kaddafi, araçtan inerek korumaları ile kaçtığı ve anayolun altında bulunan kanalizasyon borularına saklandığın, Libya Ulusal Geçiş Konseyi, devrik liderinin burada canlı olarak ele geçirildiği söylenmektedir. Bunlar bir varsayımdır, dış kaynaklardan alınan haberdir. Devrik lider Kaddafi’nin burada yaralı olarak ele geçirildiği ifade edilmesine rağmen, neden koruma altına alınmamış, direnişçilerin eline teslim edilmiştir. Ulusal Geçiş Konseyi bu davranışından dolayı insanlık suçu işlemiştir. Savunmasız ve yakalandığı anda hiçbir direniş göstermeyen, Kaddafi teslim alındıktan sonra, konsey tarafından bir açıklama yapıldığını, Kaddafi’nin çapraz ateş sonucu yaralandığı duyurulmuştur. Vuranların kimliklerinin tespit edilmediği söyleniyor ama başındakiler belli. Teslim alındıktan sonra, televizyondaki görüntülerden hunharca öldürüldüğü görülmektedir.
Devrik lider Kaddafi’ye yapılan işkence, ölünceye kadar devam ettirilmesi ve muhalif isyancı gruplar tarafından sopa ve ayakkabılarla kafasına vuruyorlardı. Dünya bunu izliyordu. Oğlu Mutassım da, babası gibi eziyet görüyor, biraz sonra o da işkence ile göz göre göre öldürüldüğü görülüyordu. Kaddafi sanki öleceğini biliyor ve kendisine eziyet etmemelerini istiyordu, ne kadar acı! Kaddafi öldürülmeden önce etrafını saran muhaliflere “Bu yaptıklarınız haramdır. Siz günah işliyorsunuz evlatlarım, ben sizin babanızım” diyor. Dinleyen kim? Kin ve nefret bürümüş bu insanları durdurmak çok zor. Arap Basını: Cesede işkence etmenin İslam da yeri yoktur diye makale atması anlamlıdır. Yaralıya ve ölüye işkence ederek ülkeye demokrasi getirmek hangi anlama geliyor, izahı mümkün değildir. Demokrasi bu mu? Demokrasiye geçiş buysa vay Libyalıların haline! Kaddafi’ye diktatör diye baş kaldıranlar, ülkelerini kana bulayanlar, şu anda Ulusal Geçiş Konseyi olarak görev yapanlar, Kaddafi’den ne farkınız kaldı? Sizde diktatör gibi davranmadınız mı? Kaddafi ve oğlunu teslim alıp, koruma altına almanız gerekirken, göz göre göre ölüme teslim ettiniz. Kaddafi’nin diktatör olduğunu söylüyorsunuz, bu yaptıklarınız diktatörlük değil mi? Adalet önüne çıkartıp adil olarak yargılama yapsaydınız daha iyi olurdu, şaibe altında kalmaz, suçlu duruma da düşmezdiniz.
Devrik lider, Kaddafi’nin son anında, “Evlatlarım beni öldürmeyin” diye yalvarması, yürekleri parçalamıştır. Kıymetli okuyucular devrik lider Kaddafi’yi sevdiğim için değil, insanlık adına yapılanlara kızıyor ve utandığım için yazıyorum. 42 yıl Kaddafi ülkesindeki insanlara diktatörlük etmiş ise neden, dünya devletleri sessiz kalmış? Dünya devletleri ile haşir neşir olan ve ticaret yapan, yiyip içen ve karşısında el pençe duranlar, ülkelerinde bedevi çadırı kurdurup ağırlayanlar ülkeler, şimdiye kadar neden seslerinizi çıkartmadınız? Tabi yeraltı kaynaklarını sömüreceksiniz değil-mi? Bu devletler 42 yıl kendi deyimleri ile diktatör olan Kaddifi’ye neden göz yummuşlar? insanlık adına suç işlemiş olmuyorlar mı? Libya’daki Ulusal Geçiş Konseyi üyelerine sesleniyorum. Sizler şimdi, Libya’nın başındasınız, ilerde size de baş kaldırırlarsa, merhum Kaddafi’nin durumuna düşmeyeceğinizin garantisi mi var? Libya’da amaç, demokrasiye geçiş mi? Yoksa yeniden diktatörlüğe mi geçiş? Libya Ulusal Geçiş konseyi üyeleri, bu yaptığınız, ilerde yapacağınızın teminatı sakın olmasın!