Dağ Fare Doğurdu: Mahkemeler Devam Edecek!

Aile Sen Başkanı Dr. Lütfi Tiyekli: “Kısır bir inat uğruna başlayan “Aile Hekimliğinde” nöbet uygulaması dipsiz bir kuyu haline dönüşmek üzeredir” dedi.

Tiyekli açıklamasında: “Apar topar, konunun uzmanlarına danışılmadan, sivil toplum kuruluşları ile işbirliği yapılmadan, dünya örnekleri incelenmeden yapılan düzenlemeden olumlu bir sonuç çıkması hayalcilikten öteye gidemezdi.

Aile Sen Başkanı Dr. Lütfi Tiyekli: “Kısır bir inat uğruna başlayan “Aile Hekimliğinde” nöbet uygulaması dipsiz bir kuyu haline dönüşmek üzeredir” dedi.

Tiyekli açıklamasında: “Apar topar, konunun uzmanlarına danışılmadan, sivil toplum kuruluşları ile işbirliği yapılmadan, dünya örnekleri incelenmeden yapılan düzenlemeden olumlu bir sonuç çıkması hayalcilikten öteye gidemezdi. Zaten durum ortadadır. Devlete güveni kaybettirilmiş bir aile hekimliği sistemi, mahkemelerde yığınla dosya….

Sorun acil başvurusundaki artış olduğu herkes tarafından kabul edilirken çözüm olarak acile başvurunun teşvik edilmesindeki ironiyi kimse açıklayamamaktadır. Her gün şikayet edeceğiz “Acile başvuru sayımız fazla. “ diye, sonra da “Vatandaşın başvuracağı daha çok acil yeri açalım” mantığı sorunu çözümsüzlüğe taşımaktadır. Oysa ki sorunun kaynağına inilip acile başvuru için bir standart getirilse sorun kendiliğinden ortadan kalkacaktır.

Meclise sunulan son kanun tasarısı da sorunu çözmekten çok uzaktır, aksine yeni sorunlar ortaya çıkaracaktır.

Son tasarı ile 657 sayılı kanun ek 33. maddesinde nöbet tutulacak yerler arasına “aile sağlığı merkezleri ve toplum sağlığı merkezleri” ibaresi eklenmektedir. Bu şekilde mahkemelerdeki davalardan kurtulmak hesap edilmektedir. Oysaki aynı madde de yer alan “kesintisiz 6 saat” ve 5258 sayılı kanunda yer alan “asgari 8 saat “ ibareleri ile birlikte değerlendirildiğinde fiili olarak nöbetlerin 8 saat olacağı anlamı çıkmaktadır. Nöbet saati bölünemeyecektir. Bölünürse ücret ödenemeyecektir. Akşam sat 17:30 dan sonr 8 saat nöbeti hiçbir hukuki zemine oturtamazsınız. Başvuran herkes mahkemeden nöbet listelerinin iptalini isteyecektir ve kazanacaktır. Sonuç gene kaos olacaktır.

Sadece hafta sonları nöbet yazılabilir hale gelecektir. Bu da sorunu azaltmayacak aksine daha da artıracaktır.

Yine tasarıda yer alan bir maddeye göre “Türkiye Halk Sağlığı Kurumunca belirlenen aile sağlığı merkezlerinde acil hizmeti verileceği “ söylenmektedir. Aile Sağlığı Merkezlerinin aile hekimlerce kiralanan veya sahiplenilen yerler olduğu unutulmaktadır. Isparta ilinde tefeci şartlarında aile hekimlerini borçlandıran devlete aile sağlığı merkezlerinde hangi şartlarda nöbet hizmeti için kiralayacaktır?

Devlet dün özelleştirdiği aile sağlığı merkezlerini bugün kamulaştırma mı yapacaktır. Aile Hekimlerine binalar yaptıran, kiralattıran kamu, bu binaları hala kendinin mi zannetmektedir?

Aile Sağlığı Merkezlerinde “acil sağlık hizmeti” verilirken şart olan ekipmanı, malzemeyi kim karşılayacaktır?

Acil dediğimiz kavram bu kadar ucuz mudur? Aile sağlığı merkezlerinin acil müdahaleler için uygun olmadığını sağlıkla en ufak bilgisi olan herkes bilmektedir. Bu “sözde” acillere güvenip getirilen hastaların gerçek acil olması durumunda oluşan ceza davalarında sorumlu bu sözde acilleri açanlar olmayacak mıdır?

Bir de bu aile sağlığı merkezlerine dışarıdan personel görevlendirilecekmiş. Bu durumda oluşacak olumsuzlukları yazmakla kimse bitiremez herhalde.

Neresinden baksanız çözüm değil sorunu artırma odaklı bu tasarı maddeleri, var olan kaosu daha da artıracaktır.

Sivil toplumu dışlayarak yapılan bir düzenlemeden zaten başka bir şey beklenemezdi” dedi.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Eğitim Haberleri