Kahramanmaraş’ta bütün camilerde mukabeleye devam ediliyor. Bu camilerden biride Borsa Mescidi, öğle namazından önce hafızlar kuranı ezbere okurken, cami cemaati de Kuran’ı yüzünden takip ediyorlar. Her gün bir cüz okunan mukabeleyi yaklaşık 30 kişilik bir gurup takip ediyor.
Cami İmam Hatibi Mehmet Kır, konuyla ilgili olarak şu bilgilere verdi; Biz her yıl diyanet işleri başkanlığı, dolayası ile il müftülüğümüzün isteği üzerine camimizde mukabele yapıyoruz. Hafızlarımız bu yılda 13 cüz okudu.
Bilindiği gibi Peygamberimiz Efendimiz Ramazan’da Kur’anı karşılıklı okumak için arkadaşları ile bir araya gelirdi. Bu sünnet günümüze mukabele olarak gelmiştir. Mukabele, karşılıklı yapılan iş, karşılıklı yapılan okuma, karşılaştırma manalarına gelir. Mukabeleye arz ve arza kökünden gelen muaraza da denilmektedir ki bu da her yıl Ramazan ayında, o zamana kadar nazil olan ayet ve sureleri Cebrail (as)’in Hz. Peygamber’e O’nun da Cebrail’e okuması manasında bir terimdir.
Kainat durdukça insanlara bir hidayet ve nur olarak gönderilen bu Kitab-ı Kebir’in okuması da yine öyle kainat çapında büyükler tarafından yapılacaktı. Bunun üzerine Allah’ın sevgili iki elçisi, Kur’an-ı Kerim’i birbirlerine okumak üzere Ramazan ayında her gece bir araya gelmekteydi. Her yıl bir defa yapılan bu karşılıklı okuma işi Allah Resulu’nun vefat edeceği yıl iki defa yapılmıştı. Bu son yapılan okuma işine de ‘Arza-i ahire’ denilmiştir. Allah Resulu bu mukabele (karşılıklı okumanın) iki defa yapılmasından vefatının yaklaştığını anlayarak bunu sevgili kızı Hz. Fatıma’ya bir sır olarak bildirmiştir.
KURAN HİDAYET KAYNAĞI
Kır Kuran okumanın fazileti üzerinde durdu ve şunları söyledi; “Bakara Sûresi, Kur’ân-ı Kerim’in hem bir hidayet rehberi, hem bir hidayet kaynağı olduğunu beyan eden âyetle başlar. Âyet şöyledir: “Elif Lâm Mim. Şu yüce kitap ki, onda asla şüphe yoktur. O Allah’ın emir ve yasaklarına karşı gelmekten sakınanlar için bir hidayet rehberidir. cisimleşen hidayet nurundan Kur’ân meydana gelmiştir. “Hidayet-i Kur’ân öyle ince bir dereceye varmıştır ki, hakikati idrak edilemez. Ve öyle geniş bir sahayı işgal etmiştir ki, ihatası ilmen kabil değildir.
Bu ifadeden anlaşılıyor ki, Kur’ân’ın hidayeti, kalbimizin en ince bir doğruluk arzusundan, dünyanın İslâmiyet’e yakın olsun, uzak olsun tüm bölgelerinde “iyi ve doğru” olarak kabul gören her değer yargısına kadar kuşatmıştır. Yani dünyanın neresinde olursa olsun, her iyi olan anlayış, her doğru olan kavrayış, her hak olan kabulleniş, her güzel olan değer yargısı ve her isabetli olan (yanlış ve batıl olmayan) yaşayış Kur’ân’ın hidayetine dâhildir. Bu nedenle Kuran okumak, dinlemek çok faziletlidir. Ben bütün müminlerin bu Ramazan atmosferinde Kuran’ı mukabele ile dinlemeye davet ediyorum” dedi.