Serdar Erdoğanyılmaz

Serdar Erdoğanyılmaz

Yine hazan mevsimi geldi…

Sonbahar  geldi ve geçiyor Kış göründü.

Genelde sıkıntılı olur bu mevsim.

Yaprak dökümünde hüzünleniriz.

Suriye ve Irak sınırımız karışık...

İnsanların perişanlığını görüp üzülüyoruz.

Yüreğimiz burkuluyor.

Çocuklar, kadınlar, evlerinden ayrı  perişan...

Milli Takım galip geldi ama hüzün dağılmadı...

Maden kazalarından bu yana biraz karamsarız sanki...

Ağlayan analar, bacılar derken, hazan mevsimi geldi.

Sıkıntılardan mevsim değişimini de kaçırıyoruz.

Sonbaharın güzelliklerini de göremez olduk.

          ***

Hafta sonu sonbahar manzaralarını yakından gördük.

Dökülen yaprakların, doğadaki renklerin fotoğrafını çektik.

Arif Avize, Mehmet Temizdemir ve bir çok doğa sever arkadaşımız dağlardaki güzellikleri deklanşörleriyle yakalamaya çalıştı.

Ortak noktamız Yüce Allah'ın bize sunduğu güzellikleri fark edip şükretmekti...

Deklanşöre basmaya çalışırken kulağımıza hoş bir seda takıldı...

Radyodan güzel bir nağme geliyor.

Davudi bir erkek sesi…

Yaşar Özel’i andırıyor.

Öyle güzel söylüyor ki…

Hüznümüzü daha da arttırıyor.

“Yine hazan mevsimi geldi.

  Yine yapraklar rüzgarların peşi sıra gidecek.

  Yine deli gönlüm yine bu mevsimde ah..

  Hicranımı yalnız başına çekecek.

  Hüsranını yalnız çekecek.

  Gelecek belki de o zaman.

  Ne o yapraklar ne o rüzgar ve ne o ben olacağım.”

               ***

Evet Sonbahar, eski adıyla Hazan Mevsimi.

Bence hazan mevsimi daha anlamlı…

Sanki daha çok şey ifade ediyor.

Son ve Bahar daha basit gibi…

Doğanın son baharı…

İnsanların son baharı…

O kadar  çok ortak nokta var ki..

Hazan Mevsimi’ni anlatmaya sayfalar yetmez.

Şairlere, bestekârlara ilham veren mevsim...

Biraz hüzün biraz ayrılık kokan mevsim…

Şarkılar da hep ayrılık üzerine değil mi?

               ***

Ölümlü dünya ve hazan…

Hazan’dan türeyen başka kelime hüzün…

Ömür tükeniyor.

Sayılı günler bitiyor.

Vakit her an dolabilir.

Son pişmanlık fayda vermez.

Kırılan kalpler.

Küstürülen dostlar.

Bunlar geliyor göz önüne.

Geriye bakıyoruz.

Ne yaptık insanlar için?

Ne yaptık kendimiz için?

Ne yaptık öbür dünya için?

                ***

 Ot gibi yaşamışsan…

Kendinden başkasına faydan olmamışsa…

Ot gibi de gideceksin demektir.

Yüce Allah her yolu göstermiş.

Her nimeti sunmuş.

Görememişsen kime ne…

Yine de son fırsat.

Belki bir gün belki bir yıl...

Belki de hemen.

Her an veda edebiliriz bu Dünya’ya.

               ***

Hatalarımızı masaya yatıralım.

Telafi edelim yanlışlarımızı.

Onaralım kırılanları.

İşte nimetler.

İşte dostlarımız.

İşte akrabalarımız.

Kendimize düşeni yapalım.

Hiçbir şeye aklınız ermiyorsa...

Açın telefon listenizi.

Dostlarınızı arayın ve hal hatır sorun.

Dostlarınız hayatta mı onu öğrenin.

Sararan yapraklarla duygulandık...

Ve bir Sonbahar  şarkısı bizi nerelere getirdi.

İyi günler.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Serdar Erdoğanyılmaz Arşivi