Utanç!

Rabb olan Allah kitabı Kur'an-ı Kerim'de kaleme yemin etmiştir. Kalemle yazı yazmak her harfinden sorumlu olacağınız bir işe girişmektir.

Bu bir imkandır ve bu imkanı ne amaçla kullandığınız da bir meseledir.

Bir haberle sarsılmasam yazı yazmak aklımdan bile geçmiyordu. Fakat bu haberi duyunca dumura uğradım, aklımdan bütün bir tarih akıp geçti. Biz kimiz ve nereye doğru gidiyoruz?

Diyarbakır'dan acı haber! 14 yaşındaki kız fuhuş baskınında yakalanınca balkondan atladı

Diyarbakır’ın Yenişehir ilçesinde güvenlik güçleri, günlük kiralık evlere yönelik operasyon gerçekleştirdi. Baskında evde bulunan 14 yaşındaki kız, 4. kattaki balkondan atlaması sonucu hayatını kaybetti.

14 yaşında bir çocuğumuz, bir kızımız kendini balkondan atarak canına kıyıyor. Diyarbakır'da, fuhuş baskını esnasında...

Kızımız ölmüş ona mı yanayım? O kıza tevessül eden insanlık dışı mahluklara mı yanayım! Yoksa bu utancı yaşayan insanlığımıza mı yanayım?

Diyarbakır'da peygamberler, evliyalar diyarı güzel şehirde böyle bir olaya mı yanayım!

Olan oldu bu sözler boşuna diyenler olabilir fakat tüm Türkiye'de ahlaki bir yok oluş, bir çürümüşlük yok mu?

Cahiliyye Araplarının kötü adetlerinden biri de, kız çocuklarını diri diri toprağa gömmeleriydi. Onlar bunu namuslarını korumak veya ar telakki ettikleri için, bazıları da sakat ve çirkin olarak doğduklarından yapıyorlardı. Kur'an-ı Kerîm'de bu duruma şu ayetlerle işaret edilir:

"Onlardan birine, Rahman olan Allah'a isnat ettikleri bir kız evlâd müjdelense, içi öfkeyle dolarak yüzü simsiyah kesilirdi." (Zuhruf, 43/17)

"Diri diri toprağa gömülen kız çocuğunun hangi suçla öldürüldüğü kendisine sorulduğu zaman... " (Tekvir, 81/8-9)

Cahiliye döneminde insanlar kızlarının gelecekte kötü yola düşeceğini düşünerek onları diri diri görmüyorlardı.

Şimdi biz neslimizin haya ve namusunu nasıl muhafaza edeceğiz bunu düşünelim.

Her gün haberlerde bir kadın cinayeti bir mazlumun ölümü. O zaman bir yerde hata yapılıyor. Demek ki bu suçları işleyenler devletin vereceği cezadan korkmuyor.

Diri diri hayatın bataklıklarına ve de toprağa gömülen çaresiz ve savunmasız bebelere, özellikle de o zavallı kız çocuklarına huzur-u ilâhîde sorulduğu zaman:

Ey kulum sen niçin canına kıydın?

Ey kulum sen niçin bu işleri yaptın?

Bu sorulara muhatap olan 14 yaşındaki çocuk. Bu milletten, idareden, devletten şikayetçi olmayacak mı?

Bizim hiçbir sorumluluğumuz yok mu?

Devletten beklentilerimiz tabiki olacaktır. Ama bütün bir millet olarak silkinip kendimize gelmenin vaktidir.

Ya devlet başa ya kuzgun leşe, adaletin olmadığı yerde toplum kendi adaletini oluşturmaya çalışır. Denilebilir.

Tüm ahkamıyla tatbik edilmek üzere kısas belki de bu tür dramları engelleyecektir. Denebilir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Murat Çolak Arşivi