Uluslararası terör örgütleri -1-

Burada terör örgütlerine değinirken aslında bahse konu terör örgütlerinin neden kurulduğu önem taşımaktadır. Haksızlığa uğrayan birisinin hakkını kanuni yollardan alamayınca bunu başka güçle alması adil olabilir mi?  Zulüm edene, zulüm edilir mi? “Ne hakkını ye, ne hakkını yedir” düsturunu uygulamak mümkün mü?

Maalesef terör örgütlerinin bazıları İslami kimlikle sunulmaktadır. Halbuki İslâm barış dinidir. Cephede dahi düşman kadına, çocuğa, yaşlıya silah çekilmez. Bunun bir çok örneği tarihte yaşanmıştır. Sivil katliama, soykırıma İslâm karşıdır.

Günümüzde güçlü ülkeler  başta Çin, ABD, AB, RUSYA, teröre destek veriyorlar veya kendileri terör yapıyorlar. Durum böyle olunca terör örgütlerinin ortaya çıkmasına zemin hazırlanıyor. Başka bir görüşle bu terör örgütleri taşeronluk yapıyorlar ya da herhangi bir güce hizmet ediyorlar. Bu terör örgütlerini kuranlar, amaçlarını gizli tutarak taraftarlarını yanıltıp kendilerine hizmet ettiriyorlar. Gerçekten halkını savunan silahlı örgütler de bulunmaktadır. Suriye’de ÖSO gibi. Arakan’da da silahlı Müslüman örgütünün kurulması gibi.

Bu amaçla  BM tarafından terör örgütleri olarak kabul edilen bu örgütleri tanımak önem arz etmektedir:

EL KAİDE:

Dünya çapında faaliyet gösteren İslami görünümlü silahlı örgüt. Kökenleri Sovyetler Birliği'nin Afganistan'a askerî müdahalede bulunduğu döneme dayanan örgüt, 1988 yılında Peşaver’de kuruldu.Kurucuları: Usame bin Ladin, Eymen ez-Zevahiri, Abdullah Yusuf Azzam, Sayeed al Masri,

El Kaide'nin kurucusu Usame Bin Ladin'in, Pakistan'ın Abbotabad kentinde ABD güçleri tarafından öldürülmesinin üzerinden sekiz yıl geçti.

Ladin'in liderliğini yaptığı grubun, bir zamanlar binlerce militanı vardı ve dünyadaki en ölümcül cihatçı örgüt olarak görülüyordu. Aynı zamanda, önemli mali kaynaklara sahip olduğuna inanılıyordu.

Ancak Usame Bin Ladin'in öldürülmesi ve IŞİD'in ortaya çıkmasıyla, El Kaide'nin gücü ve nüfuzu kayda değer ölçüde azaldı.

11 Eylül saldırılarının mimarı olmakla suçlanan Halid Şeyh Muhammed için saldırılardan yaklaşık 20 yıl sonra mahkeme tarihi belirlendi.

Muhammed ve Guantanamo cezaevinde bulunan dört tutuklu daha 11 Ocak 2021'de askeri mahkeme önüne çıkarılacak. Bu beş kişi de 'savaş suçu işlemek', 'terörizm' ve 3 bine yakın cinayetle suçlanacak.

Bu gelişme ile 11 Eylül 2001'de, New York, Washington ve Pennsylvania'da gerçekleşen saldırılarla ilgili Guantanamo'da tutulanlar özelinde ilk kez yargı aşamasına geçilmiş olacak.

Terör uzmanlarına göre, Bin Ladin’in 60 ülkede, 20 binden fazla savaşçısı ve tabii bitmez tükenmez para kaynakları var. Birçok merkezi olan uluslararası çaptaki bu İslamcı terör örgütünü dağıtmaksa imkansız gibi.

 

Suriye El Kaidesi olarak da tanımlanan Selefi cihatçı yapılanma El Nusra Cephesi’  Suriye’deki savaşın başlamasından bir yıl sonra sahada varlık göstermeye başlayan 2012 yılının 22 Ocak tarihinde Ebu Muhammed el Cevlâni tarafından ülkede İslami temelde bir devlet tesis etmesi için kurulmuştu. Heyet Tahrir’üş Şam örgütü, Şam’ın Fethi Cephesi’nin yanı sıra, Ensareddin Cephesi, Ceyş’ül Sünne, Liva el Hak ve Nureddin Zengi Hareketi gibi grupların birleşmesiyle oluşturulmuştu.

 

Daha sonra ABD El Kaide geleneğinin asli temsilcisi olan ve Batı’da eylemlere hazırlandığını iddia eden Hurrâseddin’i zayıflatmak, liderlerini ortadan kaldırmayı tercih etmiştir.

 

İstanbul Emniyet Müdürlüğü İstihbarat ve Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, terör örgütü El Kaide üyesi olan ve aranan teröristler listesinde "turuncu" kategoride yer alan Mevlüt Cüşkün'ün, uzun süre Suriye'de çatışma bölgelerinde bulunduktan sonra kaçak yollarla yurda girerek İstanbul'a geldiği istihbaratı üzerine çalışma başlattı. Soruşturma kapsamında, Başakşehir'de operasyon düzenleyen ekipler, Cüşkün'ü yakaladı. Görülüyor ki örgüt halen aktiftir.

TALİBAN :

Çoğunluğu Afganistan'ın en kalabalık etnik grubu Peştunlardan oluşanı Sünni gruptur. 10 Ekim 1994 te Molla Muhammed Ömer tarafından kurulmuş  olup günümüze kadar Afganistan ve Pakistan da etkili bir örgüttür.  Şu anki Lider Hibetullah Ahundzade’ dir.

Taliban; Arapça talib (öğrenci) kelimesinin çoğulu Taliban (öğrenciler) adını benimseyen örgüt, ülkenin güneyinde Molla Ömer Ahund liderliğinde yaklaşık 50 medrese öğrencisiyle birlikte 1994'te kuruldu. Aslen Kandaharlı olan Molla Ömer, bir süre Pakistan'da ardından da Kandahar'ın kuzeyindeki Meyvend ilçesinde medrese eğitimi aldı. Sovyet işgaline karşı savaştı.

Gelenekçi bir yapıya sahip Afgan toplumu içerisinde hızla taraftar toplayan ve yükselen grup, amacını, Sovyet savaşı ve akabinde patlak veren iç savaşlar sırasında ortaya çıkan savaş ağalarından kurtulmak olarak tanımladı.

Kuruluş felsefesini de Afganistan'da İslam'a dayalı bir yönetim getirmek olarak tanımladı.

Kurulduktan birkaç ay sonra çoğunluğu medrese ve şeriat okulu öğrencileri olmak üzere savaşçı sayısı 20 bini buldu. Kısa süre sonra Pakistanlı Peştun etnik kökenden Mevlana Samiul Hak liderliğindeki Darul Ulum Hakkaniye medresesi öğrencilerinin önemli bir kesimi de yine örgüte dahil oldu. Öğrenciler hareketinin mensuplarının çoğu ülkenin güneyindeki Peştun kökenli kişilerden ve Pakistan'daki medreselerde eğitim gören mülteci ailelerin çocuklarından oluştu.

Aslında Talibanın başlangıcını, Afganistan Zahur Şah döneminden itibaren incelemeliyiz. Zahur Şah zaman içinde Davud Han’dan kalan sorunları çözmeye başlamış ve Davud Han 1973 yılına gelindiğinde yeni bir darbe girişimine girişmiştir ve Zahir Şahı devirmeyi başarmıştır. Monarşi yıkılmaya yüz tutmuş yerini güçlü bir biçimde Marksizm ve ulusal sol almıştır. Zaten Zahir Şaha yapılan darbe girişimi Marksizmler tarafından desteklenmiştir. Rusyada eğitim gören askerler de oldukça bu darbeye destek vermişlerdir. Belli bir süre sonra anti komünistlik oluşmuş kırsal kesime dayalı bir isyan başlatılmış ve 1978 de yapılan anlaşmanın 4. Maddesine dayanarak da Sovyet Rusya 1979 yılı Aralık ayında Afganistan’a saldırmıştır.

Sovyetlerin Batıdaki petrol kaynaklarina göz dikmesi de ABD’ yi rahatsız etmiştir. 1994 yılında Molla Ömer Ahund liderliğinde medrese öğrencileri tarafından Taliban grubu kurulmuştur. Grubun amacına bakmak gerekirse Sovyet savaşının etkisi ile de ortaya çıkan savaş ağalarından kurtulmaktır. Ayrıca büyük destekçi toplamayı da başarabilmişlerdir ki çoğunluğu şeriat öğrencileri oluşturmaktadır. Pakistan da eğitim gören göçmen çocuklar da bu örgüte zorla dâhil olanlar arasında bulunmaktadır. Pakistan istihbarat teşkilatı (ISI) ise bu örgüte yardım etmekte oldukça istikrarlı olmuştur. Gelişmesi için maddi manevi her türlü yardımda bulunmuştur. Zayıf durumda olan Kabil kentinde ilk darbeyi yapmayı başarabilen bu örgüt 1995 yılında birçok kentin kontrolünü kendi eline almıştır. Kendi iddiaları ile asıl yapmak istedikleri güvenli ve emniyetli bir ortam kurmaktır.1995 yılında Kabil’de bir çok müdahaleler meydana gelmiş ve Ahmet Şah Mesut liderliği olan başka örgüt karşısında Taliban örgütü yenilgiye ummadığı bir biçimde uğramıştır ve bu örgüt 1996 yılında kendini toparlayarak ve güçlü biçimde tekrar Kabili almak için uğraş vermiştir. Komutan Ahmet Şah 96 yılında olayların çok daha kötüye gitmemesi adına askerlerini buradan çekme kararı almıştır. Fakat bu olay ile birlikte o alandaki güç azalmış ve buraya hükmetmeleri kolaylaşmıştır. Bu başarının ardından Cumhurbaşkanı(Necibullah) ve kardeşi “vatan haini” söylemleriyle idama mahkûm bırakmışlardır. Bundan sonra kendi hükümetlerini kurduklarını ilan ederek gücü ellerine geçirmiş ve başarıları adına camilerde hutbeler verilmiştir ve kendi yasalarını koymuşlardır ki Rusya’nın desteğini de almıştır.

Bunlardan ayrı olarak bir diğer nokta ise Burhaneddin Rabbani Liderliğinde bir örgütün kurulması ve ’’Kuzey İttifakı’’ adı altında Taliban örgütüne savaş açmasıdır. Ayrıca 2000 yılında Abdül Raşid, Muhammed Muhakul, Abdül Kadir , Sayid Hüseyin Ensari katkısı ile Kuzey ittifakı güçlenmişti. ABD ile beraber Talibana cephe almışlardı. Fakat Taliban büyük bir gücü zaman geçtikçe kendi eline geçirmeyi de başarmıştır. 2001 yılına gelindiğinde ABD’nin Kuzey ittifakına büyük bir desteği olmuştur. Afganistan halkı aslına bakılırsa bu örgütün bir parti olarak kendisini kabul ettirmesini istemiş ve resmi olmasının doğru olacağını düşünmüştür. Fakat örgüt bu tutumu kendince çok benimsememiştir. Çünkü kendi iddiaları parti olmanın çok ötesine geçmiş ve siyaseti benimsememişlerdir.

 ABD 11 Eylül olayları sonrası Talibanı da hedef almıştır, çünkü bu örgütün El Kaide’ye yardım ettiği düşünülmüştür. Bunun sonucunda NATO Talibanı devirmiş fakat lideri yakalamakta aynı başarıyı sağlayamamıştır. Ne kadar barış görüşmeleri yapılsa dahi buna sıcak bakan sadece belli ılımlı bir kesim olmuştur geri kalanlar
ise ABD ile barışı söz konusu dahi etmemişlerdir. Bunun yanı sıra Taliban örgütünün yapmış olduğu bir çok saldırı olmuştur. Hatta DEAŞ ile çatışmış ve 17 DEAŞ üyesini öldürmüştür.

Amerikan işgalinin üzerinden 17 yıl geçmesine rağmen hala adından söz ettiren Taliban, ABD varlığının sona ermesini ve tüm yabancı güçlerin ülkeden çekilmesini istiyor.

Batılı uzmanlara göre, görevden uzaklaştırılmasının ardından gücünü yeniden toparlayan örgüt, potansiyel bir tehlike olarak duruyor. Özellikle de ABD ve NATO güçlerinin Afganistan'dan çekilmesi halinde Afgan ordusunu mağlup edebileceği belirtiliyor.

Son 40 yıldır işgaller ve iç savaşlardan yorulan halkın yeni bir kanlı savaşı kaldıramayacağı göz önünde bulundurulursa, hem Afgan halkı hem de merkezi hükümet, Taliban'ın barış masasına oturmasını istiyor.

Yine Afganlar örgütten siyasi partiye dönüşerek seçimlere girmesini talep ediyor. Böylece Taliban örgütünün halk nezdinde tabanının bulunup bulunmadığı da netleşmiş olacak. Ancak Taliban tüm bunları reddediyor.

Bu arada ABD operasyonlarının başlamasının ardından Taliban lideri Molla Ömer, düzenlenen bir saldırıda öldürüldü. Örgütün bir sonraki lideri de düzenlenen operasyonda öldü. Örgüt her ne kadar bölünmenin eşiğinde olsa da halen Afganistan topraklarının yüzde 40'ına yakınını kontrol ediyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ömer IŞIK Arşivi