TRT DE FAZLA OLMAYA BAŞLADI

Değerli okurlarım son yıllarda ülkemizin bir çok kurumunda olduğu gibi TRT dede  bir şeyler olmaya başladı. Yerli ve milli olan her ne varsa bir bir ortaya çıkartıyor.

Tarihi ve kültürel öze dönüşün adeta  pimi çekildi.

Bu yetmezmiş gibi birde bunları dizi ve belgesel proğramlarla tüm dünyaya yayınlayarak mazlumlara umut zinde zalimlere ise korku salmaya başladı.

Flinta dizisi ile başlayan sürece Diriliş Ertuğrul,  Kuruluş Osman , Payitaht, Seddülbahir32 saat, Uyanış büyük selçuklu ,Teşkilat şimdide Bir zamanlar kıbrıs ve  çekim süreçleri devam eden yeni dizilerle uyuşmuş olan milli şuurumuz uyandırılıyor ve doğru ve yerinde bir karar ile müzmünleşmiş yaralarımıza pansuman olmaya çalışılıyor.

Yakın tarihi yaşayarak gözlemleyen bir vatandaş olarak bu değişim beni ziyadesi ile umutlandırıyor.

Darısı eğitim sisteminin başına diyorum.

Eğitim sisteminin başında bostan korkuluğu gibi kof ve boş millilik kavramının içi ivedilikle doldurulmalı ve körpe beyinler eğitilme yaşında talim ve terbiye iksiri ile yerli ve milli hale getirilmeli.

Bir yılı aşkın süredir pandemi ile yatıp kalkan dünyada ülkemizde böyle güzelliklerin olması ve giderek yeni güzelliklerle bugüne kadar boşluk olan birçok  alanın dolduruluyor olması bizi birakalımda bizden sonraki nesil için gerçekten elzem.

Kıbrıs hadiselerinin olduğu yıllarda  rahmetli büyük babamın haber dinlerkenki üzüntülü ve kederli  duruşunu o günkü aklımla tam kavrayamamış olsamda hafta içerisinde TRT de ilk bölümü yayınlanan Kıbrıs dizisindeki sahneleri görünce tâ o günlere gittim.Rahmetlinin hala hafızamda olan duruşunu ve bakışlarındaki çaresizliğin gerçek sebebinin bir kısmını izlemek bile beni benden aldı o günlere götürdü.

Özellikle yeni neslin birçok şeyden haberi yok. Tarihi dizilerle kısmen de olsa bir  farkındalık oluşturması hasebi ile TRT yi kutluyor ve emeği geçenlere kalbi şükranlarımı sunuyorum.

Ramazan ayında yayınlanan dini içerikli proğramları ile manevi dünyamızı tahkim eden TRT  tarihi dizi ve belgeselleri ile de her iki dünyamıza zenginlik katarak  açlığımızı bir nebze de olsa yatıştırmakta. 

Yunan gavuruna kardeş gözü ile bakan gafiller elbette bu tür dizilerden mutlu olmayacak ve hatta ne gerek vardı tarihin tozlu dehlizlerinde kalmış bir meseleyi ateşlendiriyorsunuz diyebilirler. 
SON SENARYO SAHNEDE

Aslında alıştık alışmasına da insan yine de üzülmeden edemiyor. Adam ceza almış, cezası onanmış ve kendisine bu durum tebliğ edilerek 10 gün içerisinde gel teslim ol cezanı çek denmiş. 

Normal ve rutin bir işlem.

İlgili şahıs verilen süre dolduğu halde teslim  olmayıp devlete kafa tutunca devlet görevini yapıyor ve film başlıyor. Kameramanlar ,figüranlar , piyonlar at ve it izi sürenler hep bir ağızdan başlıyorlar yaygaraya. 

Baş rol oyuncusu senaristin yazdığı şekli ile  rolünü tüm  maharetini kullanarak yerine getirirken bir çok ustaya taş çıkartacak bir hassasiyette aldığı görevi yerine getiriyor. Bu arada turp gibi iken birçok hastalığın taklidini de gerçek hastalardan daha inandırıcı şekilde taklit etmede de maharetini gösteriyor.

Bundan sonrası malum.  Servis edilmesi lazım. Kerizlerin çokça olduğu soy ve  sop  bozukluğu tescilli medyada servis edilir edilmez mal bulmuş mağribiciler dakikalar içerisinde bu filmi tüm dünyaya servis ediyorlar. 

NASIL BİR SERVİS AMA

Allah’tan aklımız ve fikrimizle hareket ediyoruz ve  bu senaryoda  tutmaz deyiveriyoruz. Neler denenmedi ki, müftü karısı dediler işletmeci çıktı ve kerizleri işletti. Açım diye sağa sola salyasını akıtanların sırca köşklerde yediği herzeler meydana döküldü.

Devletten destek  değil köstek yediğini  iddia eden amcaların devletten aldığı paraların dekontunu görünce nevlinin  döndüğünü ve sözün bittiği yerde duruşundaki mahcubiyeti de gözlerimizle gördük bu kadarına da pes yahu diyenlerimiz oldu. 

Daha neler neler…
Her gün yeni bir yalan dolan iftira ve mışlı muşlu cümlelerle etrafa yayılan pis kokular ve bu kokuların sarhoş ettiği yaratıkların ağzından çıkan kelimler cümleler.. Kalın  kitaplar olacak kadar çok .
Bunlara da alıştık alışmasına da şimdide 104 general üfürükten tayyare bir bildiri ile milletimize ayar verme hamlesi ile karşı karşıya kaldık.

Allah akıl fikir versin diyorum beyni sulanmışların hezeyan dolu bildirisi için. 

Daha nelerle karşılaşacağız Allah aşkına.

Neyse ki Türkiyemiz eski Türkiye değil milletimizde kül yutmuyor.

Devletimiz yerinde kararlar alarak bulanık suda balık avlama sevdalılarının oyununu bozdu ve oturun oturduğunuz yerde dedi.

Bugünleri gösteren Rabbime sonsuz teşekkürler...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Dr. Ali Akben Arşivi