Tavanarasından İki Anekdot Osmanlıda Nüfus Sayımı

Osmanlıda her 30 yılda bir nüfus sayımı yapıldığı yazılır.

Oysa bu gerçek değildir.

Osmanlı 'da ilk nüfus sayımı 1831 yılında askeri ve vergi toplama amaçlı olarak; II. Mahmut zamanında yapılmıştır. Bu dönemden sonra da yapılan sayımlar genelde aynı amaçla yapılmıştır. Bu sayımlarda kadınlar sayılmamıştır. Azınlıkların sayılması, vergisi alınacak hayvanların sayılması, askere alınacakların sayılması, Müslüman nüfusunun sayılması gibi amaçlarla, nüfus sayımları yapıldı.

Bu sayımlarda, ne kadar Ermeni, ne kadar Yahudi, ne kadar erkek, ne kadar büyük ve küçükbaş hayvan ve hatta 1914 sayımında İstanbul da ne kadar köpek olduğunu biliyoruz da, ne kadar kadın yaşadığını bilmiyoruz.

1850 li yıllara kadar aynı durum, ABD ve İngiltere gibi ülkelerde de böyle idi. atlar bile sayılır ama kadınlar sayılmazdı.

Cumhuriyet döneminde ilk, modern, genel ve sağlıklı nüfus sayımı ise 1927' de yapılmıştır. Dünyanın geneline ters olarak kadınlar da bu tarihte sayılmıştır.

63 vilâyet, 328 kaza ve 39.901 köy sayılmış ve Türkiye'nin o günkü nüfusu 13.649.945 kişi olarak belirlenmiştir. Bu nüfusun 7.065.541’i kadın, 6.584.404’ü erkektir.

Kadın nüfusunun bu kadar fazla olmasının nedeni , tabi ki çoğunun cephede can vermesi idi..

  **

OSMAN GAZİ ve BALA HATUN

Ertuğrul Gazi 91 yaşında vefat ettiğinde Osman Gazi 24 yaşındaydı. Bu arada Şeyh Edebali devrin ve bölgenin en ünlü din alimi olup Eskişehir'e bağlı İtburnu köyünde dergahında yaşamaktaydı. Bölgenin Ahileri arasında çok sevilen ve sayılan bir şahıstı. Osman Gazi de kendisini çok sever ilim irfan sahibi olmak için sık sık ziyaretlerinde bulunurdu. Yine bu ziyaretlerinden birinde Osman Gazi Şeyh'in kızı güzeller güzeli Bala Hatun'u dergahın bahçesinde uzaktan görüp ona aşık olur. Hiç vakit kaybetmeden Osman Gazi Bala Hatun'u babası Şeyh Edebali'den ister. Ancak Edebali Osman Gazi ile denk olmadıkları için Osman Gazi'nin kendi obasından bir kız ile evlenmesini salık vererek isteği geri çevirir. Osman Gazi yine de vaz geçmeyerek ve pes etmeyerek ısrarlarında devam etse de Edebali kararından dönmez ve kızını Osman Gazi'ye vermez.
Osman Gazi bu isteğinden ve aşkından vazgeçmemiştir. Bu kez başka bir yol deneyerek Eskişehir Bey'inden yardım ister ve durumu anlatır. Eskişehir Bey'inin Edebali kızı Bala Hatun'u kendisine istemesini rica eder. Eskişehir Beyi bunu kabul eder ve Şeyh Edebali'nin dergahına gider kızı istemeye. Eskişehir Beyi Bala Hatun'u görünce o da Edebali'nin kızını görür görmez aşık olur ve Osman Gazi yerine kendisine ister. Şeyh Edebali Eskişehir Bey'inin karakterini hiç sevmediği için onu eşkıya kılıklı arsız ve densiz biri bulduğu için kızını vermez. Ayrıca kızını vermediği gibi artık huzuru kalmayacağını düşünerek pılını pırtığını toplayıp Osman Bey'e sığınır. Bu duruma içerleyen Eskişehir Beyi hem Bala Hatun'u kaçırıp hem de Osman Gazi'den intikam alabilmek için bir dizi sinsi plan arayışı içine girse de başarılı olamayarak beyliğine geri döner.

BU OLAYDAN BİR SÜRE SONRA OSMAN GAZİ MEŞHUR RÜYASINI GÖRÜR.

Bu rüyada Osman Gazi bir gün şeyh Edebali'nin evinde misafir olur. Şeyh'in kucağından çıkan bir ay büyüyerek Osman Gazi'nin kucağına gelir, aynı zamanda da Osman Gazi'nin göbeğinden ulu bir Çınar çıkıp dal budak sararak dağları, denizleri yerleri gökleri sarar. Kafkas, Toros, Atlas dağları, Dicle, Fırat ve Tuna nehirleri de yine onun gölgesi altında kalmıştır. Yeşil ovalar, ormanlar arasından akan çaylar, şehirler, kasabalar, köyler üzerinde hilaller görünüyordu. Bu esnada çıkan kuvvetli bir rüzgar yere düşmüş yaprakları tüm kentlere köylere dağılır. Ağacın bir dalından kılıç şeklinde parlak bir mücevher peydah olup güneş pençesi gibi bir kaç kere Konstantinopolis tarafını gösterir. Osman Gazi ertesi gün rüyasını Şeyh Edebali'ye anlatır. Şeyh rüyanın açıklaması olarak "Ya Osman, sana ve senin evladına muştu olsun ki hak teala saltanat verdi, bütün alem evladının himayesi sayesinde olan ve kızım sana helal oldu" dedikten sonra kızını Osman Gazi'ye nikahlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Adnan GÜLLÜ Arşivi