Sosyal Toplum Mu Sosyal Devlet Mi?

Avrupa standartlarını yakalama çalışması kapsamında ki uygulamalar, alt yapısını oluşturmadan hayata geçirildiğinden beraberinde de olumsuzlukları ortaya çıkarmaktadır.

Tarım çalışanını azaltarak sanayi işçisini çoğaltma yoluna giderken, sanayiyi çoğaltamadan tarım çalışanını azalttık. Teknolojiyi tanıyamadık.

Günümüzde Avrupa sanayisini geri kalmış ülkelere kaydırarak kendi teknoloji toplumunu ortaya çıkarmaktadır.

Bu nedenle köy nüfusumuz azalırken şehir nüfusumuz hızla artmıştır.

Alt yapıdan yoksun, sanayisini oluşturamamış kentlerimiz, bu nüfus yoğunluğunu taşıyamaz hale gelmiştir.

Nüfus yoğunluğunu taşıyamayan kentlerimiz, gelişmeyi bir kenara bırakın gerileyerek genişleme yoluna gittiğinden, genişleyerek- köyleşen kentler meydana çıkmaya başlamıştır.

Tarımdan uzaklaştırdığımız bu kesim, ülkemizde sanayinin yeterli olmayışıyla birlikte işsizliği patlatmış, tarımsal girdilerde ve hayvansal gıdalar da dahi üretim azalırken pahalılık başlamıştır.

Doğallıktan suniliğe geçiş yaşanmıştır.

Sanayi yatırımını tamamlayamayan ülkemiz, teknolojiyi de tanıyamadığı için, tarım işçisini de azaltmasıyla çoğalan fakirlik ve çarpık kentleşmenin önüne geçememekte, tedbir olarak da çareyi devleti sosyalleştirmekte bulmaktadır.

Sosyal devlet olma kapsamında, çalışmayan-çalışamayan insanlarımıza yapılan maddi yardımlar insanların sosyallikten uzaklaşmasına yol açmaktadır. Devletten beklentileri fazlalaştırmaktadır.

Devletin sosyalleşme kapsamında yaptığı yardımlar ortaya sadaka toplumunu çıkartırken, devlet güvencesine alışan insanlar birbirlerine ihtiyaç duymama noktasına gelmektedir.

Bu da;

İnsanlar arasında yardımlaşma duygusunu,

Sahiplenme duygusunu,

Dertleşme duygusunu,

İhtiyaç duyma duygusunu,

Paylaşma duygusunu,

Bir ve beraber yaşama gibi toplumsal barışı önde tutan duygusal davranışları, düşünce dünyamızdan hızla uzaklaşarak bizleri yalnız ve güvensiz yaşayan insanlar haline getirmektedir.

Sosyallikten uzaklaşan insanlar yalnızlaşırken, devletten beklentiler fazlalaşmakla beraber gelişen dünya yapılanmasında lüks yaşam istemi, yetersizliği ortaya çıkarmakta ve toplumsal barışa sekte vurmaktadır.

Toplum olarak psikologa gitmeyen, gidene de deli diyen bir toplumduk!

Bizim canımız sıkıldığında bir dostumuzun yanına gider kolumuzu omzuna atar veya kol kola girer ve dertleşirdik. İşte orada dertlerimiz, sıkıntılarımız paylaşılır-hafiflerdi.

Bizim için her dost bir psikologdu!

Sosyalleşme adına yapılan çalışmalar bizleri sosyallikten alarak psikologa ihtiyaç duyan, dostlarını yitirmiş bir insan toplumu ortaya çıkarma seviyesine ulaşmıştır.

Toplumsal sosyalleşmeden uzaklaşı ve devletin sosyalleşmesiyle devletten olan beklentilerimizde ki artış aynı zamanda bizi de devletten uzaklaştırmakta karşılıklı güveni zedelemektedir.

Kentleşmekten kasıt gelişmektir, kırsal nüfusu azaltmak değil.

Eğitim, sağlık, yol, su, alt yapılar gibi sosyal yaşam standartlarıyla, sanayi iş gücünün artması. Sanayi ağırlıklı ve teknolojiyi yakalamış, üreten toplum gibi, iş alanını düzenleyici tedbirler, Ülke geneline yayılarak üretimin her noktadan harekete geçirilip işsizliği ortadan kaldırılması ve de aynı zamanda kültürlü-gelişmiş-müreffeh bir toplum ortaya çıkarmak devletin asli görevi sosyal hizmetidir.

Devletin sosyal olma hali de bu tedbirleri zamanında ve yerinde almasıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin GAZİ Arşivi