Siyaset Ve Sorumluluk

Kahramanmaraş’ta son yıllarda siyaset kurumu ve siyasetçilerde çok ciddi bir anlayış değişikliği transformasyon yaşandığını görebiliyoruz.

Şöyle ki;

Basit ifade ve üslup dağınıklığı.

Sorunları çözmek yerine ama, fakat, gibi ifadelerle öteleme alışkanlığı.

Günübirlik konuşma.

Dünkü söylediğini unutma.

Sanal hayat ile gerçeğini ayırt edememe.

İlkesiz duruşlar

**

Bütün siyasi partilerde, partiye ömür verenler değil de partilere sonradan iltihak eden, daha açıkçası iktidar ve iktidar alternatifi partilere, bu partilerden ikbal umarak gelen isimler belli noktalara yerleştirilmektedir. Tabiri caizse dağdan gelip bağcıyı kovmak gibi.

Yukarıda izah ettiğimiz siyasetçi tipi doğal olarak partiye bir ömür verenleri değil de sonradan ilhak olanları tercih edecektir. Çünkü sonradan gelenler goygoycu, pohpohçu ve yalakalık noktasında başarılıdırlar.

Ve belli makamlara gelen insanlar etrafına gerçek partiliyi aldığında, yaptığı hata karşısında eleştiri alacaktır. Öneri ve teklifler olacaktır.

Ama sonradan gelen goygoycular ve yalakalar padişahım çok yaşa diyeceklerdir.

Etrafımıza bakalım şöyle bir;

Yola çıktıklarını yolda satmayan hangi siyasetçi var Kahramanmaraş’ta?

Kusura bakmayınız; Milletvekili Veysi Kaynak dışında bütün siyasetçilerin yol arkadaşlarını değiştirdiklerini görüyor ve ben buna üzülüyorum.

Geçmişte bu hatalara düşen bir çok siyasetçi bu gün Kahramanmaraş’ta çay içebileceği birkaç dostu bile kalmamış şekilde hayatlarını devam ettiriyorlar.

Oysa yol arkadaşlarını yolda değiştirmeyen, satmayan siyasetçiler her daim şehirde saygın bir yere sahip oluyorlar. Buna örnek mi istiyorsunuz. İşte size örnek; Ali Doğan, Mehmet Sağlam, Ahmet Uncu gibi isimleri sayabiliriz.

Ya diğerleri?

Neredeler şimdi?

Adları sanları duyuluyor mu?

**

Özellikle bu yazıyı Ak Parti için yazıyorum. Ak Parti’de siyaset yapan isimler için yazıyorum. Eski ve yeni Milletvekilleri için yazıyorum. Eski ve yeni İl Başkanları için yazıyorum. Eski ve yeni Belediye Başkanları için yazıyorum.

Beyler bu gün makamda olduğunuz için yüzünüze gülen, sizden ve makamınızdan faydalanmak isteyen çok insanlar çıkacaktır. Ve bu günde etrafınızı sarmış bir durumdadırlar.

Dün sizler ortaokulda, lisede okurken yanınızda olan, çıktığınız siyaset yolculuğunun ilk yıllarında sizler daha bir makama oturmadan yanınızda olan insanların bu gün büyük çoğunluğunu kaybettiniz, onlar ile aranıza duvarlar ördünüz. Etrafınıza çöreklenmek isteyen ve sizden faydalanmak isteyen insanların gazına gelerek, onların yalan yanlış sözlerine itibar ederek birer ikişer etrafınızdan uzaklaştırdınız. Yarın oturduğunuz o koltuklar elinizden gittiğinde ilk gemiyi terk edecek olanlar sizin sonradan dost olduğunuz insanlar olacaktır.

**

Bundan 30 yıl önce tanıdığım. Yüreğinde kıpır kıpır sevgi ve insanlık gördüğüm genç delikanlılar bu gün belli makamlardadır. Ancak bu insanlar siyaseten ve ahlaken yanlış işler yapmaktadırlar.

“Biz” diyerek şehri kalkındırmak ve büyütmek yerine, küçük kavgalar, küçük hesaplar ve “ben” merkezli siyaset yaparak hem kısa sürede çöküşünü hazırlıyor hem de o eski yol arkadaşlarını kaybediyor.

Bu yazım birkaç Belediye Başkanı, birkaç milletvekili ve birkaç partili için özellikle yazıyorum.

Bu yazıyı herkes üzerine alabilir. Öncelik siyaset olduğu kadar iş dünyası ve STK’lar içinde geçerlidir.

Burada bir hikayeyi anlatarak yazıma noktayı koymak istiyorum.

Yıl 1981. Gazetecilikte ilk yıllarım. Merhum babamla Adana’ya gittim. Hararetle bir babamın arkadaşını arıyoruz.

Dedim ki; “Ya baba saatlerdir arıyoruz. Bir otel bulalım dinlenelim. Sonrada işlerimizi halleder memlekete döneriz” dedim.

Rahmetli babam; “Oğul bu benim asker arkadaşım neredeyse 20 yıl oldu görüşmüyoruz. Sağ mı yoksa öldü mü? Arayıp bulacağız” diye konuştu.

Bulduk babamın asker arkadaşını. Yaklaşık 3 gün Adana’da kaldık. Ve dostluğu gördüm.

Merhum Babamın vasiyeti; “Yeni dost arama, benim dostlarımın çocuklarıyla dostluk kur. Onlar sana yeter”

Ve ben bu gün bu sözü sıkı sıkıya uyguluyorum. Ve Türkiye’nin her yerinde bir dostum var. Bu dostluklar merhum babamdan bana miras kaldı.

Benim dostlarım olmadı mı? Tabii ki oldu. Ama saman alevi gibi. Bu gün varlar, yarın yoklar…

**

Bu yazı belli makamlara geldiklerinde yol arkadaşlarını yolda bırakan insanların kulaklarına küpe olması için yazılmıştır.

Okuyup dikkate alanlar, yarın yolda kalmazlar.

Zafer sarhoşluğu ile kendini kaybedip, önce muhit, sonra da eş değiştirenlere, arkadaş değiştirenlere de diyecek sözümüz yoktur vesselam…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet TAŞ Arşivi