Jülide DEMİRTAŞ

Jülide DEMİRTAŞ

SİYAH GECENİN ARDINDAN…

Tarihimizde Siyah Gece olarak bilinen “Hocalı Katliamı” da  yapılan ve yapılanlara değinmek istedim. Okudukça ve andıkça insanın boğazına bir şey tıkanıyor. Gözler zor tutuyor gözyaşını. Hani kelimeler kifayetsiz kalır ya bazen, işte kelimelerin kuvvetince paylaşabildiklerim.

***

SSCB'nin dağılma aşamasının hızla sürdüğü o dönemde, ordunun çoğu Ermeni askerlerden oluşuyordu. Ermenilerin dışında, Rus askerler de Alay'da görevliydi.

Dağlık Karabağ bölgesi için Azeri ve Ermeni halkı arasında 1988'de başlayan Karabağ Savaşı sürerken, Ermeniler bölgenin bir kasabası olan Hocalı' da hakimiyeti ele geçirmek amacıyla Hocalı' ya ilerlemeye başladı.

Ermeniler, Hocalı kuşatmasıyla, sivil halkın kaçabileceği tek bir istikamet bırakmıştı: Doğu tarafı. Çok az sayıda kişinin kullandığı Kuzeydoğu hattını saymazsak, sivillerin bir kısmı doğu koridorunu kullanarak Hocalı' dan ayrılmak istedi. Ancak o yolda, Azerileri Ermeni askerler bekliyordu. Sivillerin yanındaki silahlı güçler karşılık vermeye çalışsa da, sivillerle birlikte tamamı açılan ateş sonucu öldü.(26 Şubat 1992)

***

Ölülerin yakılmasıyla görevli Ermeni grup, Hocalı' nın 1 kilometre batısında bir yere 2 Mart günü 100 Azeri ölüsünü getirip yığdı. Son kamyonda 10 yaşında bir kız çocuğu gördüm. Başından ve elinden yaralıydı. yüzü morarmıştı. Soğuğa, açlığa ve yaralarına rağmen hala yaşıyordu. Çok az nefes alabiliyordu. Gözlerini ölüm korkusu sarmıştı. O sırada Tigranyan isimli bir asker onu tuttuğu gibi öteki cesetlerin üstüne fırlattı. Sonra tüm cesetleri yaktılar. Bana sanki yanmakta olan ölü bedenler arasından bir çığlık işittim gibi geldi. yapabileceğim bir şey yoktu. Ben Şuşa' ya döndüm. Onlar Haç' ın hatırı için savaşa devam ettiler.

'For The Sake of Cross' - Haçın Hatırı İçin, Sayfa: 62-63

***

Ermenistan Devlet Başkanı Serj  Sarkisyan, Hocalı Katliamı' nın sorumlusu birliklerin başındaki iki liderden biriydi, ve bazı kaynaklara göre katliam emirlerinin sahibi.

Nitekim Sarkisyan, İngiliz araştırmacı Thomas de Wall'un yaptığı bir röportajda o günlerden şu şekilde bahsediyor;

Azerbaycanlılar Ermenilerin sivil halka karşı katliam yapmayacağını düşünmekteydiler. Biz bunu azerbaycanlılara şaka yapmadığımızı göstermek amacıyla ibret olsun diye yaptık.

İnsan Hakları örgütü’ne ölenlerin sayısını verilmediği için, kentin içindeki çatışmalarda ölenlerin sayısı bilinmemektedir. Hocalı`dan kaçarken koridorlarda Ermeniler tarafından öldürülenlerin sayısı ise olaydan sonra netleşmeye başladı.

Hocalı’da 63’ü çocuk, 106’sı kadın ve 70’i yaşlı 613 sivil insan öldürülmüştür. Sekiz aile tamamen yok olmuş, 487 kişi sakat kalmış ve 1275 kişi esir alınmıştır. Esir alınanlardan 68’i kadın ve 28’i çocuk toplam 150 kişinin yaşayıp yaşamadığı belli değildir.

Cavid Veliev

***

Basına Yansıyan Hocalı Katliamı ;

“Ermeniler Hocalı’ya saldırdılar. Bütün dünya tanınmaz hale getirilmiş cesetlere tanıklık etti. Azerbaycanlılar çok sayıda insanın öldürüldüğünden haber vermekteler”.

“Krua l'Eveneman” dergisi (Paris), 29 Şubat 1992 yılında

“Ermeni askerleri binlerce aileyi yok etmiştir”

Sunday Times gazetesi (Londra), 1 Mart 1992 yılında

“Ermeniler Ağdam'a doğru giden orduyu kurşun yağmuruna tutmuştur. Azeriler 1200 kadar ceset saymış. Lübnanlı kameraman, ülkesinin zengin Ermeni Taşnak lobisinin Karabağ'a silah ve asker gönderdiğini onaylamıştır."

Financial Times gazetesi (Londra), 9 Mart 1992 yılında

“Birçok insan çirkin hale getirilmiş, masum kızın sadece kafası kalmış.

“Times gazetesi (Londra), 4 Mart 1992 yılında

“Video kamera kulakları kesilmiş çocukları gösterdi. Bir kadının yüzünün yarısı kesilmişti. Erkeklerin kafa derisi soyulmuştu.”

“İzvestiya” gazetesi (Moskova), 4 Mart 1992 yılında

“Ağdam’da bulunan yabancı gazeteciler  Hocalıda öldürülmüş kadın ve çocuklar arasında kafa derisi soyulmuş , tırnakları çıkarılmış 3 kişi görmüşlerdir.”

“Le Monde” gazetesi (Paris), 14 Mart 1992 yılında 

“Binbaşı Leonid  Kravets: Ben şahsen tepede yüz civarında ceset gördüm. Bir erkek çocuğun kafası yok idi. Her tarafta acımasızca öldürülmüş kadın, çocuk ve ihtiyar vardı.”

“İzvestiya” (Moskova), 13 Mart 1992 yılında

***

'Tarihin siyah gecesi'nde yaşamını kaybetmiş yüzlerce Azeriyi, yaşanan vahşetin 26. yıldönümünde rahmetle anıyorum.

***

Unutkanlık zamanımızın hastalığı ! Unutmamak için bilgi tekrarı yapmak gerekir. Tarihten hep ders almaktan bahsederiz. Acaba yeterince ders alıyor muyuz ? Dost ve düşmanı ayırt edebiliyor muyuz ? Gençliğimize gereken önemi verip, geçmişle şimdiki zaman arasında ki bağı ve geleceğe buna göre köprü kurabiliyor muyuz ?

Yaşananları unutmayalım ve unutturmayalım…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Jülide DEMİRTAŞ Arşivi