Abdulbaki GÜNIŞIĞI

Abdulbaki GÜNIŞIĞI

Şalvar Güreşi Komedisi -2

Ta Türkistan'dan bu yana, atalarımızdan tevarüs eden güreş sporu, ata yurdumuzda da bir çok yerde birbirinden biraz farklı olsa da yapıla gelmiştir.

Bu güreşlerimizin hepsinin ortak özelliği ise, yerde fazlaca güreşilmesine meydan verilmemesidir. Minder ve benzeri korunaklı yerlerin olmaması, toprak veya çim saha üzerinde güreşildiğinden, bu güreşler daha çok ayak oyunları ve çok çabuk yenilmeler ile yapılır idi. Köprü kurmak veya benzeri göbeğin havayı görmesine sebeb olan minder güreşinin oyunları bulunmaz, biraz yan dönüp göbeği güneş gören pehlivan yenik sayılır idi.

Ayakta güreşilmesine özen gösterilmesinin asıl sebebi ise, bu sporun harbe hazırlık olarak yapılmasıdır. Rakibin yere düşürülmesi halinde , büyük ihtimal yenilmeye yakın bir hareket olduğunda bitirilir idi. Okçuluk ve atlı sporlar ve güreş, o günlerin meydan muharebelerine hazırlık için, hem oyun ve eğlence için yapılır iken aynı zamanda düşmana karşı bir hazırlık vazifesi de görür idi.

Türkistan'dan itibaren, edebe ve dine uygun bir giysi olan, bazı yerlerde pırpıt, bir çok yerde de kispet denilen, diz ile göbek arasını örten bir güreş kıyafeti giyilir. Bu giysi pehlivanlara yakışır, onlara  heybet verir ve seyredenlerin gözlerini okşar idi. Yüzlerce yıl giyilen ve pehlivanın iş aleti gibi olan bu giysi, Türk'e mahsus bir giysi idi. K.Maraş'ımızda da tarihi çok eskileri kadar giden güreş sporunun olmazsa olmaz giysisi gene bu paçaları özel işli, bel kısmında kasnak denilen yeri özel işlenmiş ve bir çoğunun dizlerinde ve arka kısmında başka renklerden parçalar olurdu.

Zaman her şeyi bozduğu gibi, futbol denen illet, sporla alakasız, kültürümüze ters, inancımıza ters ne kadar iş var ise bize bulaştıran hastalık, güreşimizi de, güreşçimizi de ve özellikle ağırbaşlı seyircimizi de bozmaya başladı. Hiç görmediğimiz hafiflikte pehlivanlar ve seyircilere rastlamak artık bizi hiç şaşırtmaz oldu. Bu hafiflikler içinde bir den kısa şalvar  denilen bir başka hafiflik ortaya çıkmaya başladı. Köylerimizde köy düğünlerinde güreşen kişiler, kispetleri olmadığından, o günün giysisi şalvarlarının paçalarını yukarıya doğru kıvırarak bir çeşit kispet haline getirip güreşirlerdi.Bu yokluğun bir neticesi idi.

Milletlerin kültürlerini köylü ve köy kültürü belirlemez.Usul ve töre daima şehirlerde ve şehirlerin de baş şehrinde ve sarayda oluşur ve halk tarafından beğenilip, kabul gördükçe de töre halini alır.Şalvar güreşi de kispet yokluğunda köylümüzün uydurduğu bir giysidir. Süreyya Durna beyimin dediği gibi, bunu yaymak için bir zamanlar kıldan şalvar ihdas ettiler. Azıcık zayıf adamlar giydiğinde çizgi film karakteri gibi oluyor idi. Beyler. aziz spor severler, üç kuruşluk dünya menfaati için atalarımızın aziz törelerini heba etmeyiniz. Türkün vakarına,ciddiyetine ve aziz İslama uygun güzelim kispet giyerek yapılan karakucak güreşimize sahip çıkalım.

1969 dan bu yana, bir çok defalar sakatlanmama rağmen, o çayır burnumda tüter. Elli kilo geldiğim yıllarda hocamın hediye ettiği kispetimi evimde saklarım. Oğullarım Mehmet Surhay Tigin ile Ahmet Tulgar Utkan beyleri karakucak güreşlerinde terbiye ettim. Dikkat edin terbiye ettim. Sporcu yaptım demiyorum. Karakucak bir terbiye ve edep sporudur. Şalvar güreşi denen uyduruk güreş kıyafeti ile insanların edep yerleri ortada güreşmez idik.Bu şalvar denen uyduruk kıyafet bir zamanların mayo giyerek bursa kılıç kalkan ekibiyiz diye ortaya çıkan soytarıları andırıyor. Dizimiz ile göbeğimizin arası haramdır. Bunu bilmeyen Müslümanlıkla imtihanı kaybeder. Karakucak güreşi insanı öyle güzel terbiye eder ki, o kişiden devletine, milletine ve mensubu olduğu ailesine zarar gelmez , faydadan başka.

Sayın büyükşehir belediye başkanıma ve güreşe katkı yapan bütün ilgililere sesleniyorum. Karakucak güreşimizin yozlaşmasına izin vermeyiniz. Pehlivan diyarı Göksunlu sayın başkanım buna seyirci kalmayınız.Türkiye de güreş denince akla ilk gelen yer olan K.maraş, K.Maraş' ta da güreş deyince akla ilk gelen karakucak güreşidir. Serbest güreşimizde nice milli sporcularımızın kaynağı da karakucak güreşimizdir.Güreşle ilgili kişiler ve yetkililer lütfen, üç kuruşluk dünya menfaatı için karakucak güreşimizin köküne kibrit suyu dökülmesine izin vermeyiniz.

Yazımızı bir cazgır duasının girişi ile bitirelim .

Allah Allah İllallah

Celuli Cebbar, Muini settar, Halikul leyl-i ven Nehar

Kırk tekbir ile, iki pehlivan çıktı meydane, biri birinden merdane……

Mert pehlivanları Karakucak'ta görmek ümidi ile. Allaha emanet olunuz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulbaki GÜNIŞIĞI Arşivi