Jülide DEMİRTAŞ

Jülide DEMİRTAŞ

OSMANLI DÖNEMİNDE ALMANYA-AMERİKA

Osmanlı… Osmanlı denmesi boşuna değil…

Nereden, nereye?

İmparatorluktan şimdiki ülke sınırlarımıza gelinceye kadar yaşananlardan ders almak içindir gayretim. Varlığımız daim olsun. Ama atalarımızın da kemiklerini sızlatmaya hakkımız yok. Dün yardım ettiklerimiz bugün güçlü bir devlet haline gelirken, bizim de hamle yapmamızın vakti gelmedi mi?

Varlığımız Türk varlığına armağanken, elimiz ayağımız tutarken neden halen oyunda oynaştayız ki. Söz konusu vatanı yüceltmekse, varlığını yüceltmekse elimizden gelen gayreti göstermek boynumuzun borcudur.

Yürek sadece savaşla ispatlanmaz. Varlığımız daim oldukça cehle karşı savaşmak durumundayız.

Akıl, bilim, fenle, ilimle yol kat edilir. Artık savaşlar beyin ile zekâ ile yapılırken, kullanma vakti gelmedi mi? Üstelik açılmamış kanatların büyüklüğü BİLİNMEZ.

***

Bir zamanlar Almanlara yardım ettik. Bu yardım belgelerle Osmanlı arşivinde bulunmaktadır.

Osmanlı Devleti'nin insani yardım konusundaki duyarlılığını gösteren belgede, Almanya'daki Saale Nehri'nin taşmasından dolayı Jena Şehri, Naumbourg, Weissenfels ve Mersabourg daireleriyle Saks Altenburg Dükalığı'nın batı tarafları selzedelerine yardım olarak dağıtılmak üzere 750 Osmanlı Lirası gönderildiği belirtiliyor.

Söz konusu yardımın 500 lirasının Sultan 2. Abdülhamid, 100 lirasının Kadın Efendi, 50 lirasının Selim Efendi, 50 lirasının Zekiye Sultan, 50 lirasının da Nimet Sultan tarafından bağışlandığı aktarılan belgede, yardımın Kazım Bey aracılığıyla Almanya İmparatorluğu'na ulaştırıldığı bilgisi yer alıyor.

Saks Altenburg Dükasının da Osmanlı'nın Berlin Sefiri'ne minnettarlığını içeren bir mektup takdim ettiği kaydedilen belgede, mektuptaki şu ifadelere ver veriliyor:

OSMANLI PADİŞAHI TARAFINDAN ALMANYA İMPARATORU'NA 750 OSMANLI LİRASI GÖNDERİLMİŞTİR

"Geçen Kasım ayında Saale Nehri'nin taşmasından dolayı Turinc bölgesindeki ahalinin çoğu zarar görmüş oldukları anlaşıldıktan sonra bunlara dağıtılmak üzere Osmanlı Padişahı tarafından Almanya İmparatoru'na 750 Osmanlı Lirası gönderilmiştir. Bu paranın bir kısmı nehrin taşmasından zarar görmüş olanlara dağıtılmak üzere ilgililere teslim olundu. Vatandaşlarımın karşılaştığı sıkıntı ve musibetler karşısında gösterilen bu insaniyetli yaklaşımınızdan dolayı son derece memnun olduğumdan bütün içtenliğimle teşekkürlerimi sunmak istedim. Şahsınız ile hanedanınızı her türlü bela ve afetlerden korumasını, Allah'tan temenni eder, bu vesile ile saygılarımın kabulünü rica eylerim."

***

19.yüzyılda Almanya’nın Mülhaim şehrindeki Ren Nehri’nin bir yakasında Almanlar, öbür yakasında Fransızlar oturuyordu.

Fransızlar , her sene nehrin Almanlar’ daki kısmına geçip mahsulün tümünü toplayıp götürüyorlardı.O sıralar birliğini temin edemeyen Almanya güçsüzdü,ses çıkaramıyordu.Bir şey olunca çareyi, durumu Osmanlı sultanına yazıp,imdat istemekte bulurlardı.İşte Fransızların yaptıklarını anlatan bir mektup gönderilir.Durum anlatılır.

Çöküş faslına girildiği bir zamana denk gelen yardım isteyen Almanya’ya asker göndermeyi gerekli görmez. Sadece asker elbisesi göndermeyi kafi bulur ve bir de mektup gönderir.

“Fransızlar korkak ademlerdir. Onlara yeniçeri elbiseleri görmeleri kafidir.Çuval içindeki Osmanlı asker elbiselerini adamlarınıza giydirin.Mahsul zamanı,nehrin yakın yerlerinde dolaştırın.Karşıdan gören Fransızlar için kafidir.”

Denilen uygulanır. Ve Fransızlar Osmanlılardan yardım geldiğini düşünerek,korkudan köylerini boşaltıp,iç kesimlere doğru kaçmışlardır.

Bu olay Mülhaim’lilerin gönüllerinde taht kurar.

Giydikleri yeniçeri kıyafetlerini Mülhaim’e bağlı Karlsruhe Müzesi’ne koyup ziyarete açarlar. Şehrin en yüksek tepesine de Osmanlı bayrağı asarlar.Halen olayın yıl dönümünde karnaval düzenlenip hadiseyi karnaval olarak kutlarlar.

Yardım gönderen Kanuni’den başkası değildir.

(Ayrıca ; Hollandalıların Osmanlı'dan yardım istemesi üzerine Kanuni Sultan Süleyman'ın asker gönderme yerine yeniçeri kıyafeti gönderdiğini, bunun dahi Hollandalıları uzun bir dönem İspanyol ve Fransızların zulmünden kurtarmıştır.)

***

ABD TARİHİNDEKİ TEK TÜRKÇE ANLAŞMA

Anlaşma gereğince ABD, Cezayir’deki Amerikan vatandaşı esirlerin iadesi;

Atlantik ve Akdeniz’deki Birleşik Devletler bayrağını taşıyan hiçbir gemiye dokunulmaması karşılığında 642.500 dolar ve yılda 12 bin Osmanlı altını (21.600 dolar) ödemeyi kabul etti.

Veya bunun değerinde mühimmat ve malzeme vermeyi; yolcular için kişi başına 4000 dolar, kabin görevlileri için 1400 dolar ödemeyi onayladı.

O yıllarda ABD’nin senelik gelirinin 10 milyon dolar dolayında olduğu düşünüldüğünde, ödenecek miktarın bütçeye ne denli ağır bir yük getirdiği kolayca anlaşılacaktır.

Amerikan heyeti anlaşmayı, Amerikan Kongresi’ne sundu; 7 Mart 1796’da kongre tarafından da onaylandı.

Böylece AMERİKA, OSMANLI TARAFINDAN YILLIK VERGİYE BAĞLANMIŞ OLDU. Tarihinin en ağır haraçlarından birini onaylamak zorunda kaldı.

Anlaşma, iki asırlık Birleşik Amerika tarihinde Türkçe imzalanan tek anlaşma olduğu gibi, yabancı bir devlete vergi vermeyi tasdik eden tek Amerikan belgesi olarak tarihe geçti.

Yine bu anlaşma, Osmanlı donanmasının güvencesi altında Amerikan bandıralı gemilere, Akdeniz ve Anadolu sahillerinde emniyet içerisinde serbestçe dolaşma ve ticaret yapma imkânını bahşetti.

*****ABD adına Joseph Donaldson, Osmanlı adına ise Cezayirli Gazi Hasan Paşa imza attı. ABD antlaşmaya 1818 yılına kadar sadık kaldı.

-------------------------------------------------------

Bu antlaşmayla birlikte Amerika ilk defa bir devlete vergi ödemeyi kabul etmiştir.

--------------------------------------------------------------------------

TARİH TEKERRÜRDEN İBARETTİR

--Yüzölçümü olarak küçükülmüş olabiliriz. Yürek aynı yürek, kan aynı kan !

*İlimde gelişmekte durak yok !

*Bilimde sınır yok !

*Çağa uygun, savaşsız topyekun gayrette olmalıyız.

*Varlığımız Hak'tan, kan atadan.

*Bilen bilmeyene öğretsin.

*Teknoloji için , ilim için, bilim için gayret bizden olmalı.

*Kültürü kaybetmeden, inançla ve azimle yolumuza çıkan engeller; aşılmak içindir.

*Vazgeçmek yok !

*Atalet yok !

İçimizden birileri Osmanlı ruhu deyip duruyorsa varmış demek ki bir değil, birçok sebebi !

Kalın sağlıcakla…

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Jülide DEMİRTAŞ Arşivi