Ölümü Aklımızdan Çıkartmayalım

Değerli Kardeşlerim her şeyin bir sonunu olduğu gibi bizlerinde yaşamımızın bir sonu bulunmaktadır ve bu sona ölüm diyoruz. Yüce rabbimiz bizleri yaratırken bizlere belirli bir nefes sayısı vermiş ve bu nefes sayısını dolduran insan bu dünyadan göç etmektedir. Bizleri yaratan rabbimiz bu dünyada başıboş olarak yaratmamış bizlere çeşitli görevler yüklemiş bizlerin bu görevleri yerine getirdiğimiz takdirde kazananlardan olacağımızı bildirmiş ve ölüme hazırlıklı olacağımızı belirtmiştir. Ölüm imtihanın tabii bir sonucudur. Ölüm hususundaki Ayet-i Kerimelere bakalım:

Her nefis ölümü tadacaktır. Sizi bir imtihan olarak hayır ile de şer ile de deniyoruz. Ancak bize döndürüleceksiniz. (Enbiya, 21/35 )

“Her can ölümü tadacaktır. Sonra bize döndürüleceksiniz.”(  Ankebut, 29/57)

“Her canlı ölümü tadacaktır. Ancak kıyamet günü yaptıklarınızın karşılığı size tastamam verilecektir. Kim cehennemden uzaklaştırılıp cennete sokulursa gerçekten kurtuluşa ermiştir. Dünya hayatı, aldatıcı metadan başka bir şey değildir.”( Al-i İmran, 3/185)

“Ey iman edenler! Mallarınız ve evlatlarınız sizi, Allah’ı zikretmekten alıkoymasın. Her kim bunu yaparsa, işte onlar ziyana uğrayanların ta kendileridir. Herhangi birinize ölüm gelip de, “Ey Rabbim! Beni yakın bir zamana kadar geciktirsen de sadaka verip iyilerden olsam!” demeden önce, size rızık olarak verdiğimiz şeylerden Allah yolunda harcayın. Allah, eceli geldiğinde hiçbir kimseyi asla ertelemez. Allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır.” (Münafıkun, 63/9-11)

Eğer Allah, insanları zulümleri yüzünden hemen cezalandırsaydı, yeryüzünde hiçbir canlı bırakmazdı. Fakat onları belirli bir süreye kadar erteler. Ecelleri geldiği zaman ise ne bir an geri kalabilirler, ne de öne geçebilirler.( Nahl, 16/61)

“Sana ölüm gelinceye kadar Rabbine ibadet et.”( Hicr, 15/99)

“Nihayet o müşriklerden birine ölüm gelip çatınca: Rabbim, der. Ne olur beni dünyaya geri gönder. Ömrümü boşa geçirdiğim dünyada iyi işler yapayım. Hayır, hayır. Onun bu söyledikleri boş lâftan ibarettir. Tekrar dirilecekleri güne kadar onların önlerinde bir engel vardır, geri dönemezler. Sûra üflendiği zaman artık aralarında soy sop ilişkisi kalmaz. Birbirlerinin hâlini de sormazlar. Kimin yaptığı iyilikler ağır basarsa, işte onlar kurtuluşa erenlerdir. Kimin yaptıkları da hafif gelirse, işte onlar zarara uğrayanlardır. Onlar cehennemde devamlı kalacaklardır.  Bunların yüzlerini ateş yalar da, dişleri sırıtır kalır. Allah Teâlâ onlara:

“Benim âyetlerim size okunurdu da, siz onları yalanlardınız, değil mi?” der.

Derler ki: Rabbimiz! Azgınlığımız bizleri altetti. Biz sapıklık içinde kalmış bir kavim olduk. Rabbimiz! Ne olur, bizi buradan çıkar! Eğer tekrar önceki hâlimize dönersek, kendimize zulmetmiş oluruz.

Allah Teâlâ şöyle buyurur: “Alçaldıkça alçalın orada. Bana artık bir şey söylemeyin! Çünkü kullarımdan bir grup insan: Rabbimiz, biz iman ettik, bizi bağışla. Bağışlayanların en iyisi sensin, demişlerdi. Fakat siz onlarla eğlenir, beni anmayı unutarak onlara gülerdiniz. Sabrettikleri için bugün ben onları mükâfatlandırdım. Onlar muratlarına erenlerdir.”

Allah Teâlâ inkârcılara:  “Yeryüzünde kaç yıl kaldınız?” diye sorar.

- Bir gün veya daha az bir zaman kaldık; sayanlara sor, derler.

Allah Teâlâ da onlara şöyle buyurur: “Pek az kaldınız. Keşke bunu bilseydiniz (dünyaya tapmazdınız). Sizi boşuna yarattığımızı, bize dönmeyeceğinizi mi sandınız?( Mü’minûn 23/99-115)

Sevgili Peygamberimizde:

“Lezzetleri bıçak gibi keseni -ölümü- çok hatırlayın!”

“Ölen kimseyi peşinden üç şey takip eder: Aile çevresi, malı ve yaptığı işler. Bunlardan ikisi geri döner, biri ise kendisiyle birlikte kalır. Aile çevresi ve malı geri döner; yaptığı işler kendisiyle birlikte kalır.” 

İbni Ömer (r.a.)’tan aktarılan bir hadiste; Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellemomuzumu tutarak şöyle buyurdu: “Dünyada tıpkı bir garip hatta bir yolcu gibi davran!”

İbni Ömer radıyallahu anhümâ şöyle derdi:

Akşamı ettiğinde, sabahı bekleme!

Sabaha çıktığında, akşamı bekleme!

Sağlıklı günlerinde, hastalanacağın vakit için; hayatın boyunca da öleceğin zaman için tedbir al

Değerli kardeşlerim Ayet ve Hadislerden de anlaşıldığı üzre ölüme her an hazır olmalıyız. Ölümün bizi nerde ne zaman bulacağını bilmemekteyiz. Bizlere düşen her an ölecekmiş gibi ölüme hazır olmaktır. Bunun içinde dünya hayatında bir şeyler ekmeliyiz ki ölünce Ahiret hayatında dünyada ektiğimizi biçelim. Şunu unutmayalım ki ölüm bizlere bir nefes uzağımızdadır. Azrail(a.s)ruhumuzu almaya geldiğinde sonra gel biraz ibadet edeyim deme şansımız yok. Onun için yaşadığımız günlerin kıymetini bilip en olumlu şekilde değerlendirelim. Aldığımız her nefesi Rabbimizin rızasına uygun olsun. Unutmayalım ki zamanı geriye sarma şansımız yok. Rabbim bizleri imtihanımızı başarıyla geçen kullarından eylesin. Rabbim bizleri kendisine layık kul, Peygamberimize layık ümmet eylesin. AMİN:

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
M.Halit AYHAN Arşivi