Mustafa Kemal’in Çanakkale Muharebelerindeki Rolü ve Bu Rolün Milli Mücadeleye Etkileri

Çanakkale Cephesi, Birinci dünya savaşının en yüksek kayıplardan birinin verildiği yer olması bakımından önemlidir. Her iki taraf açısından da çok önemli bir yere sahipti. İngiliz Deniz Bakanı Churchill; Osmanlı ordusunun, dünyanın en güçlü ordularına sahip olan İngiliz ve Fransız orduları karşısında kısa sürede eriyip gideceğini ve amaçlarına en kısa ulaşılabileceklerini düşünüyordu. Yarbay Mustafa Kemal (Atatürk) Çanakkale Cephesinde çatışmaların başladığı ilk günlerde Sofya Ateşemiliterliği görevinde bulunmaktaydı. Başkomutanlık makamında bulunan eski arkadaşı Enver Paşa’ya başvurarak, ordu içinde rütbesine uygun aktif bir görev isteğinde bulunmuştur. Ancak Enver Paşa, Mustafa Kemal’e; “Sofya Ateşemiliterliği görevinde kalmasının daha uygun olacağını” bildiren bir yazı göndermiştir. Bu yanıttan mutlu olmayan Mustafa Kemal, Enver Paşa’ya aşağıdaki sitem dolu ikinci yazıyı göndermişti:

Yurdun savunmasıyla ilgili görevlerden daha önemli ve yüce bir görev olamaz. Arkadaşlarım savaş cephelerinde, ateş hatlarında bulunurken ben Sofya’da Ateşemiliterlik yapamam. Eğer birinci sınıf zâbit olmak liyakatinden mahrum isem, kanaatiniz bu ise, lütfen açık söyleyiniz.” (1)

53184608_315011392550210_4947482891094327296_n.png

Savaşın kısa süreceğini uman Enver Paşa, daha İstanbul’a bile gelmeden, Mustafa Kemal’in bir tümen komutanlığına atanması için emir vermiştir. Bu gelişmenin ardından da Yarbay Mustafa Kemal 20 Ocak 1915’de 19.Tümen Komutanlığı görevine atanmış ve böylelikle Çanakkale’deki tarihsel sınavının ilk adımını atmıştır.(1) Yarbay Mustafa Kemal bu birliğin komutanı sıfatıyla, Müstahkem Mevkii Komutanlığına bağlı olarak görev yapacaktı. Müstahkem Mevkii Komutanlığı Esat Paşa’nın Komutanı olduğu Üçüncü Kolordu’ya bağlı idi. Çanakkale’yi savunmakla görevlendirilen Beşinci Ordu Komutanlığı’nın başında ise, 24 Mart 1915 tarihinde Mareşal rütbesiyle Alman General Liman Von Sanders atanmıştı. (2)

Çanakkale Savaşı öncesinde, Osmanlı ordusunun başındaki Alman General Liman Von Sanders Paşa, Çanakkale’ye İngiliz çıkarmasının, Saroz Körfezi ve Anadolu kıyılarından, özellikle Bolayır’dan yapılacağını düşünürken, Yedek Tümen Komutanı Yarbay Mustafa Kemal, Çanakkale’ye İngiliz çıkarmasının Anafartalar bölgesinden; Alçıtepe ve Koca Çimen’den yapılacağını belirtmiştir. Gelişmeler, Mustafa Kemal’i haklı çıkarmıştır. 18 Mart 1915’ de İngiliz Fransız donanmaları boğazı geçmek için büyük bir taarruz başlattı. İlk başta donanma Türk kalelerinden yapılan top atışlarını susturdu. Ancak ilerleyen bu donanmalar süreçte paralel döşenmiş mayın hatlarına çarparak battı. 18 Mart yenilgisinden sonra müttefikler Gelibolu Yarımadasına asker çıkararak Türk tahkimatını arkadan kuşatıp boğazı geçmeye karar verdi. (2)

53597372_2230733373846349_1193431868070952960_n.png

Çanakkale’ye 25 Nisan 1915’te, müttefikler Gelibolu yarımadasında 6 yere ve Anadolu yakasına çıkarma yaptılar. Bunun yanında kuzeyde Saroz körfezine de bir aldatma çıkarma yaptılar. 5. Ordu komutanı Liman Von Sanders ilk başta düşmanın ana çıkarma yerini tespit edemedi. Bu çıkarma yerlerinden biri de Arı Burnu Bölgesi’ndeki Anzak çıkarmasıydı. Bu olay gözlerin Yarbay Mustafa Kemalin üzerine çevrilmesine vesile oldu.

 25 Nisan 1915 saat 05: 30 civarında ayak basan düşman çıkarma birlikleri, 09.45’ te karşılarında Mustafa Kemal’i ve 57. Alayı bulmuşlardır. Conkbayırı’ nın önemini önceden bilen Mustafa Kemal, vakit kaybetmeden Conkbayır istikametine ilerledi. Sarıbayır’ a ulaştığı zaman kıyıdan iç bölgeye çekilmekte olan takım erleriyle karşılaştı. Onların önüne geçerek: ‘’ Niçin kaçıyorsunuz? dedi. ‘’ Efendim düşman ‘’ dediler. ‘’ Nerede? ‘’ dedi. ‘’ İşte’ diye 261 rakımlı tepeyi gösterdiler. O zaman kaçan askerlere bağırarak ‘’ Düşmandan kaçılmaz. ‘’ dedi. ‘’ Cephanemiz kalmadı. ‘’ dediler. ’Cephaneniz yoksa süngünüz var. ‘’ dedi. Bunun üzerine askerler süngü taktı ve yere uzandı. Aynı zamanda geri birliklerin gelmeleri içinde yanındaki zabitlere emir verdi. Sonra hızla gelmelerini emrettiği 57. Alay ile düşmanın kuzey kanadından kuşatıcı bir şekilde taarruza geçti. Bu taarruz sırasında Mustafa Kemal askerlere şu emri verdi. ’ Ben size taarruzu emretmiyorum ölmeyi emrediyorum. ‘’ Biz ölünceye kadar geçecek zaman içinde, yerimize başka kuvvetler ve komutanlar kaim olabilir. ‘’ 57. Alayın bu taarruzu sırasında şaşkına dönen 15.000 kişilik düşman kumsala döküldü. Bu sırada Mustafa Kemal, 27. Alay’ında Kemal yeri üzerinden taarruz etmesini istedi. Bu durum karşısında düşman birlikleri geri çekilmek zorunda kaldı. (3)

53810972_314603575888804_6443937432181145600_n.png

Yukarıdaki başarısından dolayı 1 Haziran 1915 tarihinde Mustafa Kemal Yarbaylık rütbesinden Albaylık rütbesine terfi etti.(4) Sonuçta Liman Paşa’nın stratejik önemini daha önceden kavrayamadığı Conkbayır ve Sarıbayır Bölgeleri düşman eline geçmekten kurtuldu. Eğer burası İngiliz-Anzak birliklerinin eline geçseydi, Türk savunma sistemi çökecek ve daha savaşın basında savaşın sonu belli olacaktı. 25 Nisan çıkarmasında yasadığı başarısızlıktan dolayı İtilaf Devletleri hem büyük bir hayal kırıklığı yasadılar hem de Çanakkale’yi geçerek İstanbul’a ulaşmanın o kadar kolay olmadığını anladılar. Ancak İtilaf Devletleri tekrar kara kuvvetlerini güçlendirerek Gelibolu harekâtına devam kararı aldılar. Fakat bu harekât için Fransa, her şeyden önce Almanya karsısında Avrupa’daki kendi topraklarını savunma kaygısına düştüğü için müttefiki İngiltere’ye destek veremeyeceğini açıkladı.

İngilizlerin çıkarma hazırlıkları 5.Ordu Komutanlığı tarafından öğrenildi. Ancak 25 Nisan çıkarmasında olduğu gibi çıkarmanın nereye yapılacağı konusunda görüş ayrılığı vardı. Yarbay Mustafa Kemal ise çıkarma yerini daha iki ay önceden sezmişti. Mustafa Kemal 5 Haziran 1915’de 5.Ordu komutanlığına yazdığı yazıda “ Düşmanın sahip olacağı ilk fazla kuvvetlerini Sazlıdere ile Azmak arasındaki bölgeye çıkaracak ve Kocaçimen silsilesini tutmaya teşebbüs edecektir” diyerek üst komutanlığın dikkatini çekmek istemişti. Ancak Ne Esat Pasa ne de Liman Pasa Mustafa Kemal’in bu uzak görüşlülüğüne katılmadı. Dolayısıyla yapılacak bu yeni çıkarma için gerekli tedbirler de alınmadı.(5)

53879206_402752120490491_1716666696992817152_n.png

Bu koşullar altında İtilaf Devletleri önce 6 Ağustos 1915’de Seddülbahir Bölgesi’ne bir şaşırtma çıkarması yaptı. Ama aynı anda Suvla Koyu’na da çıkarak hızla Conkbayırı’na ilerlemeye başladı. Bu durum Arıburnu Cephesi’nin düşmesiyle sonuçlanacak bir durum ortaya çıkardı. 9.Kolordu’da çözülmeler başladı. Bu Kolordu’nun bazı subayları raporlarını ordu komutanı yerine Mustafa Kemal’e göndererek ondan yardım istemeye başladılar. Bu yazılardan bir tanesinde: “ Subayların çoğu ya şehit ya yaralı. Hatta bulunduğum yerin adını bile bilmiyorum. Bölgeyi iyi bilen bir komutanın atanmasını vatanın selameti açısından rica ediyorum” diyordu.

Bu yazışmalar Conkbayırı-Kocaçimen bölgesinde komuta sorununun olduğunu göstermekteydi. Bu durum karsısında V.Ordu Komutanı Liman Pasa bu sorunu çözmek için 16.Kolordu Komutanı Albay Fevzi Bey’i, Anafartalar Grup Komutanı olarak atadı. 8 Ağustos 1915’de Liman Pasa Conkbayırı’nda durumun kötüye gittiğini görerek Anafartalar grup Komutanı Albay Fevzi Bey’e hemen düşmana saldırmasını istedi. Ancak Fevzi Bey askerin yorgunluğunu öne sürerek bu emri yerine getirmedi.(6)

Bunun üzerine hemen o aksam, yani 9 Ağustos 1915’de Liman Pasa büyük sorumluluk isteyen ve bu görevi üstlenmeye hazır olan genç Albay Mustafa Kemal’i, Anafartalar Grup Komutanı olarak atadı. Mustafa Kemal 10 Ağustos 1915 tarihinde 8.Tümene bizzat kendisi komuta ederek yaptığı saldırıda Kocaçimen-Conkbayırı hattının stratejik öneme sahip noktalarını İngilizlerin elinden aldı. Böylece General Hamilton’un büyük ümitlerle hazırladığı planı suya düşmüş oldu.

Anafartalar Savaşı hakkında Fransız Binbaşı Larşer şöyle der:

’ Türkiye ağustos ayı içinde on dört tümenini savaşa sokmuştu. Kazandığı başarı kısmen Yarbay Mustafa Kemal’in direnme gücü sayesinde oldu. Mustafa Kemal Bey, en tehlikeli karşı saldırıları idare etmiş ve Türk birlikleri de bu savaşlarda pek büyük başarı göstermişti. Fakat şunu da belirtmek gerekir Türk azmi, Türklerin savunmadaki üstün direnişi ve komuta kademesindeki vatanseverce hareketleri bu zaferde önemli rol oynamıştır.’’(7)

Carlh Mülhman ‘’  Çanakkale Savaşı, Bir Alman Subayının Notları ‘’ adlı eserinde Anafartalar Muharebeleri’nde Mustafa Kemal’in rolünü şöyle anlatır.

‘’ 7 Ağustos sabahı Sarıbayır Topçu sesleriyle inlemeye başladı. Sabahın erken saatinde Kuzey Grubu’nun sağ kanadında savaşan 19. Tümen kumandanı Yarbay Mustafa Kemal düşmanın Sarıbayır’a tırmanmakta olduğu haberini aldı. Mustafa Kemal Bey’in sadece 1,5 taburu vardı.  Bu durum karşısında Mustafa Kemal Tabura Tümen’in kuzeyinde bulunan dağ silsilesini işgal etmesi emrini verdi. Türkler koşar adım dağın yamacına tırmanırken düşman da karşı bayırdan dağa tırmanıyordu. Türkler dağın zirvesine tam zamanında ulaştı. Keskin nişancıların ateşiyle düşman geri çekilmeye mecbur edildi. Dost ve düşman bu tepenin ele geçirilmesinin savaşın sonucunu etkileyeceğini biliyordu. Çünkü bu tepe boğaza ve yarımadaya aynı anda hâkimdi.’’(8)

54417728_489797968218755_5291880358462095360_n.png

İngilizler bütün güçlerini toplayarak Anafartalar Bölgesi’nde yeni saldırılar gerçekleştirdilerse de ağır zayiat vererek geri çekildiler. Böylece Çanakkale Savaşları Türk Ordusu’nun kesin zaferiyle son bulmuş oldu. Çanakkale Savaşları sona erdikten sonra Mustafa Kemal’in başında olduğu Anafartalar Grup Komutanlığı 27 Kasım 1915’de lağvedildi. Bunun üzerine Mustafa Kemal de Edirne’de bulunan 16.Kolordu Komutanlığına tayin edildi. Böylece Mustafa Kemal’in askerlik hayatında Çanakkale Savaşları bölümü sona ermiş oldu.(9)

Çanakkale Savaşları iki cihetle Türk tarihi açısından çok önemli bir yere sahiptir. İlki, Mustafa Kemal’in, Çanakkale Savaşlarında durumu çabuk kavrama, süratli karar alma ve alınan kararları sorumluluk alarak cesaretle uygulaması vesilesiyle savaşın gidişatını etkilemesidir. İkincisi ise Çanakkale Savaşları, Mustafa Kemal adının ilk defa Türk halkı tarafından duyulmasına vesile olmuş ve Mustafa Kemal’in askeri vasıflarını sergilemesine katkı sağlamıştır. Mustafa Kemal’e bir nevi liderlik özelliğini, halka kanıtlama imkânı sunmuştur.

Çanakkale Savaşları, 1. Dünya Savaşı’ndan yenik çıkmış bir toplumun ümit dallarının yeniden yeşermesine vesile oldu. Bu duygu milli mücadelede, halkın galibiyete olan inancının yeniden hayat bulmasına olanak sağladı. Mustafa Kemal, Milli Mücadele başladığı zaman, halkı mücadeleye davet ettiğinde bu davete ilk icap edenler, onu tanıyan subay ve erler oldu. Çanakkale Savaşları aynı zamanda Kurtuluş Mücadelesinin Komuta kademesinin şekillenmesine olanak sağladı. Çünkü başta Mustafa Kemal olmak üzere İsmet İnönü, Fevzi Çakmak ve Kazım Dirik ve gibi birçok komutan bizzat Çanakkale’de savaşarak ve Mustafa Kemal’in askeri dehasına şahit olarak Milli Mücadelede onun komutası altında yer aldılar.

Milli Mücadele’nin başında Mustafa Kemal Paşa, Anadolu’ya çıktığında artık herkes tarafından Anafartalar kahramanı olarak tanınıyordu. O, Çanakkale’de başarıya ulaşılmasında mihenk taşıydı, dolayısıyla Milli Mücadele’nin başarıya ulaşmasında da aynı rolü üstlenebilirdi. Yeni kurulacak olan Cumhuriyet, liderini bu savaşta bulmuştur. Hülasa; Mustafa Kemal’in hayatında, Çanakkale Savaşları’nın ne kadar önemli bir yeri varsa; Çanakkale Savaşları’nın başarıya ulaşmasında da Mustafa Kemal’in o kadar önemli yeri vardır.

54798984_2149852228427800_8785390165569830912_n.png

Kaynakça:

1-Yusuf Hikmet Bayur, Atatürk, Hayatı ve Eseri I, Doğumundan Samsun’a Çıkışına Kadar, Ankara,1970.

2-Uluğ İğdemir, Mustafa Kemal (Atatürk), Arıburnu Muharebeleri Raporu, 3.Baskı, Ankara,1990.

3-Bayram Akça, Mustafa Kemal’in Askerlik Hayatında Çanakkale Savaşları’nın Yeri, Muğla Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi (İLKE)  Atatürk’ün Doğumunun 125. Yılı ve Cumhuriyetimizin 83. Yılı Özel Sayısı.

4-Türk İstiklal Harbine Katılan Tümen ve Daha Üst Kademelerdeki Komutanların Biyografileri, Ankara, 1989.

5-Enver Ziya Karal, Osmanlı Tarihi, C.9,Ankara,1999.

6- Esat Bülkat, Esat Paşa’nın Çanakkale Anıları, Yayına Hazırlayan İhsan Bulgar, İstanbul Baha Matbaası, 1975.

7-Mühlman Carl, Çanakkale Savaşı, Bir Alman Subayının Notları, Türkçesi, Sedat Ümran, İstanbul, 1988.

8-Cemalettin Taşkıran, Ana Ben Ölmedim, Dünya Savaşı’nda Türk Esirleri, İstanbul, 2001.

9-Şükrü Tezer, Atatürk’ün Hatıra Defter’, Ankara, 1999.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet GÜLER Arşivi