Milli Sermayemiz Yabancılaşıyor Mu?

Bir ülkeye yabancı sermayenin girmesi, ithalat-ihracat elbette gerekli unsurlardır. Hatta ilim dahi hangi ülkedeyse gidip almalıyız. Gelişmişlik ve modern dünyaya uyum sağlamak bunları gerektirir.

Bütün bu yukarıdakiler yapılırken, bazı uygulamalar ülkemizde eksik veya yanlış yapılıyor. Hem devlet olarak hemde vatandaşlar olarak işimize, kazancımıza nasıl geliyorsa öyle yapıyoruz. Toplum menfaati veya milli yerli bir tarafa atılıyor. Kısa zamanda ve kolay nasıl zengin oluruz veya günü nasıl kurtarırız gibi ucuz hesaplar yapılıyor ve uygulanıyor.Tabii devletin rolü büyüktür. Halkın yönlendirilmesi, mevzuatların geliştirilmesi ve denetimin yapılması gibi önemli konular devletçe yapılmaktadır.

Burada değineceğim hassas konu; İthal ürünlere özellikle gıdalara,  denetim boşluğunun oluşturulmamasIğdır. Tarım ve sanayi kalkınlığımız öncelik olmadır. Lüks olmasın ama yerli olsun. Daha sonra o lüks geliştirilir. Firmamıza yabancıları ortak ediyoruz, ama söz sahibi biz olmalıyız. Malımız mülkümüzü yabancıya satıyoruz ama koruma hakkı biz de olmalı. Yabancı ortağımız yetkiyi bizden alıp ürünümüze zararlı katkı madde koymamalı. Farkında olmadan kendi kendimize zarar veriyoruz.

İşte bu hassasiyetlere başka örnekler: Pakistan'da “Hamdard” ilaç firması var. Bu firma özellikle Avrupa’'dan gelen ithal ilaçları, içerisinde alkol gibi zararlı maddeler varsa onları arındırarak piyasaya sürüyorlar. Bizde de artık helal sertifika veren şirketler var ama yaptırım güçleri yok.

Suudi Arabistan’da; Dışardan bir yabancı işçi olarak Arabistan'da çalışmak isterse Arabistan’lı bir vatandaşla anlaşmak zorundadır. Suudlu, yabancıya kefil oluyor, yabancı da yıllık bir ücret vererek onun kefilliğinde işini yürütüyor. Eğer yabancının devlete veya halka karşı bir hatası olursa anlaşması fesh oluyor. Böylece Arabistan vatandaşı birinci sınıf vatandaş oluyor. Yabancılar daima kontrol altında oluyor. Aynı zamanda da geçim kaynağı genişliyor. Gerçi şimdi Arabistan ekonomisi için yeni arayış içerisinde. Kolay değil hem İngiltere'yi hem de ABD'yi memnun etmek.  Diğer taraftan, daha fazla para için Suudi tarih ve kültür yıkımının Mekke’de tam bir ticaret ve lüks şehir haline getirilirken durdurulması pek de mümkün görünmüyor. Çünkü artan taleplerle beraber şehrin gelecek yıllarda ziyaretçi kapasitesinin giderek artırılması hesaplanıyor. Mekke'ye yakın Cidde şehri havaalanı yılda 80 milyon yolcuyu ağırlayacak şekilde genişletilmeye başlandı bile. Ancak bu yıkımın mağduru sadece Mekke değil. İslam dini açısından en az onun kadar önemli olan Medine için de aynı tahribat söz konusu. Yani para ön plana çıkıyor.

Çanakkale'de, Antalya'da ve bazı şehirlerde yabancılara satılan arsalara, sosyal tesislere,  binalara Türkler alınmıyor.

Kendi ülkemizi, zengin yapacağız diye yabancılara peşkeş çekmeyelim,  yabancı ortaklığına dikkat edelim. Devletimiz bir an evvel mevzuat çalışmaları yapmalıdır. Yabancı sermaye, yabancı Vakıf satışları, yabancı ortaklık yeniden gözden geçirilmelidir. Umut ederim, geç kalmadan tedbirler alınır. 

Ticari kanunlarımızın AB standartlarına göre düzenlendiğini biliyoruz. Fakat Osmanlı incelense buna benzer daha güzel uygulamalar bulabiliriz. Mesela faizsiz sistem başka ülkelerde var, bizde de yavaş yavaş yaygınlaşıyor. Ahilik teşkilatı da güzel bir uygulamadır.

   Hali hazırda ülkemizin durumu:

Tuvalet kağıtı ithal, kağıt havlun İthal, Gillette tıraş kremi ve Traş bıçağı Mach3, ithal.

Nutella ithal, Çay içersen Lipton, Kahve içersen Nescafe ithal, Ferrero Türkiyenin yerli fındık piyasasını yönetiyor. Ferrero Nutella İtalyan ya da UniLever Lipton İngiliz ve Hollanda yabancı marka,

Yörsan, Dubaili Abraaj Group’un, BİM’in pazarladığı meşhur Dost süt ve süt ürünleri ve Ülker markasıyla üretilen süt, ayran, yoğurt, peynir markaları Fransız gıda devi Groupe Lactalis’in, Margarin ve sıvı yağ sanayinin yüzde 90’ına yakını İngiliz Hollanda ortaklığı Unilever’in,

Sensitive, Colgate, Signal, Sensodyn, White Now vb. diş fırçası ve macunu ithal,

Nike, Converse, Adidas, Slazenger, Salomon, Jump, vb. asansörler ithal, Schindler, Kone, Valter, Otis, Siemens marka ithal. Çin ve Hindistan’ın ardından dünyanın en büyük asansör pazarıyız.

BMW, Mercedes, Opel, Volkswagen, Peugeot, Volvo vb. ithal, Benzin, mazot, LPG ithal,

I-Phone, Samsung, Huawei, LG, Asus , Sony vb. ithal,

Saatimiz, Raymond Swiss, Pierre Cardin, Ferrucci, Rolex, Casio, ithal,bilgisayarını açtın, Dell, Apple, Toshiba, Sony, HP, Lenovo, LG vb. marka ithal,

Fotokopi makinasına ve tarayıcıya ihtiyacın oldu HP lazer jet, Samsung, Sharp, Olivetti, Lexmark vb. ithal,

Majezik, Brufen, Avreles, Apranax Forte, Aleve, Nurofen vb. aldın ithal, yada lisanslı yabancı ürün, kullandığımız ilaçların çoğu ithal yada lisanslı ürün,

Fast Food gıda Mc Donald’s, Burger King, Subway, KFC, Wendy’s, Domino's,  Sbarro, vb hep yabancı,

Tost, hamburger, sandviç ekmeği başta olmak üzere unlu mamüllerin bir numaralı ismi UNO’nun yarısı İspanyol  Vedanta Equity firmasının,

Sucuk ve pastırma üreticisi Namet, Bahreynli Investcorp,tavukçu Banvit’ de Brezilyalı BRF ile Katarlı Qatar Investment Authority firmasının,

İzmirli Ege-Tav,  Japon Nippon Ham Foods’un, CP Standart Tayland merkezli grubun, Patates cipsi Amerikan markası, Frito-Lay ve Pringles’ın, Ceviz ve badem Amerikan firmalarının, Sabancılar’ın Peyman’ı da artık Çin menşeili Bridgepoint’ın,

Nuhun Ankara Makarnası ve Filiz makarna İtalyan Barilla G.e.R Fratelli  S.p.A. ve Japon gıda devi Nisshin Foods ve Marubeni Corporation’ın,

Cola, Fanta Amerikan şirketlerinin, şalgam, turşu suyu veya salataların vazgeçilmez sosları, limon ve nar ekşileri ile bir Türkiye klasiği olan Kemal Kükrer artık Japon Ajinomoto’nun,

Ülker Grubuna  ait Çamlıca gazozu, Cola Turka, Sırma su firmaları, Japon DyDo Drinco Grubu’nun,

Starbucks’a  ithal,

Alkollü içecekler ve tütün mamülleri tamamına yakını Amerikan şirketlerinin,

Hazır çorba, bulyon, yemek harçları, puding, krem şanti, çikolatalı sos gibi ürünlerle ünlü Bizim Mutfak da artık Japon Ajinomoto’nun,

Pizza pazarı, ciklet pazarı, zeytin yağı pazarı da amerikalı firmaların,

İnek bizim, çayır bizim ineği biz sağıyoruz süt bizim ama sütünü şişeleyip bize satanlar, peynir yapıp bize satanlar hep yabancı, şimdi artık etler de ithal oldu, inekler de dışarıdan gelmeye başladı.

Soframız, yabancı şirketlerin kontrolünde artık. Yabancılar etimizi, sütümüzü, suyumuzu, unumuzu, yağımızı, tavuğumuzu, yumurtamızı, çayımızı, meyve ve sebzelerimizi neyimiz varsa  ambalajlayıp bize satıyor.

Bir bardak su içeyim dedin bütün sular Nestle, Coca Cola, Pepsi ve Danone’ye ait. Hayat su Danone’nin, Damla su Coca Cola’nın, Erikli Nestlenin, Aqua ise Pepsi’nin, Sırma su, Japon DyDo Drinco Grubu’nun,

Balık-Norveç, Fas, İspanya'dan, Nohut - Meksika, Hindistan, ABD, Arjantin'den, Elma – Şili, Sarımsak – Çin'den, Kavun, Karpuz ve kuru soğan – İran'dan, Kuru Fasulye - ABD, Kırgızistan, Kanada, Peru, Etiyopya, Mısır, Bangladeş ve Çin'den, Kereviz – İspanya'dan, Et - Çek Cumhuriyeti, Fransa, Sırbistan,Brezilya'dan, Bezelye - Rusya Federasyonu, ABD, Kanada, Macaristan ve Almanya'dan, ithal.

Hastalandın yeni açılan şehir hastanelerine yada her zaman tedavi olduğun hastane'ye gittin MR cihazı, Röntgen, Tomografi  gibi tıbbi görüntüleme cihazları, Ameliyathane ve solunum cihazları, Radyo terapi sistemleri, Fizik tedavi cihazları, işitme cihazları, optik cihazlar, protezler, ortezler vb. hep yabancı, hep ithal.

Uçağa bindin Airbus, Boeing vb ithal,

Hızlı Trene bindin Siemens, CAF vb. ithal,

Dükkan kiraları, ev kiralarının çoğu dövizle, bazı satılan binalar yine dövizle,

Yabancıların istediği gibi tam bir tüketim toplumu olduk. Döviz kurlarında en ufak bir artış olsa bunların hepsi yedek parçasıyla birlikte artıyor.  Peki o zaman TL ile aldığımız maaşlarla bu döviz ödemelerini nasıl yapacağız, nasıl geçineceğiz ? Bizler üretmez isek nasıl kazanacağız? Cari açığı ve işsizliği nasıl önleyeceğiz?

Tüm bunları önlemek için, yabancılara bağımlı olmamak için mutlaka milli sanayimizi kurmamız, ithalatı (zorunlu olanı hariç) durdurmamız gerekiyor. Yoksa tüketim denizinde boğulacağız.

Artık ülkeler savaşla değil, ekonomik olarak malları ile ülkeleri ele geçiriyor. En kritik sanayi ve bankalarını ele geçiriyor.

Bu örnekleri çoğaltabiliriz. Eğer yukarıdaki bilgiler yanlışsa firmalar bildirebilirler. Düzeltme yaparız. Yerli ve milli olmak için daha gayret, daha hassasiyet diyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ömer IŞIK Arşivi