Mehmet Fiskeci de mi Cemaatçi?

Şimdi moda “Cemaat” düşmanlığı.

Daha düne kadar “Hocaefendi Hocaefendi” diyerek yere göğe sığdıramadıkları adama, bu gün en galiz küfürleri edenleri görünce şaşırıp kalıyorum. Sosyal medyada da öyle! En “aklı başında” dediğimiz insanlar bile her bulduklarını paylaşıyorlar. Montajmış, günahmış, ayıpmış araştıran yok. Yeter ki ellerine dandik, uyduruk, basit ve üçüncü sınıf bir fotoğraf, ya da görüntü geçsin.

Yeter ki cemaate sövsün, (“Cemaat tarafı” da öyle) yeter ki hükümete sövsün.

Ya Allah karşındakini senden çok seviyorsa?

Ya küfrettiğin, hakaret ettiğin adam “Allah dostu”ysa?

Şu, “beddua” dedikleri mesele;

Nasılda sıkılmadan, ucundan arkasından kırpıp servis ediyorlar. Ve “saflar” da inanıyorlar!

Numan Kurtulmuş’a montaj kaset yapmak ne kadar adilikse, şerefsizlikse; Fethullah Gülen’in duasını (ya da bedduasını) kırparak yayınlamak da aynı derecede adiliktir, şerefsizliktir.

Hasılı, “Hükümet – Cemaat” arası kavgada iş şirazesinden çıktı. Kavgaya içeriden ve dışarıdan “üçüncü”, hatta “dördüncü” taraflar da dahil oldu.

“Vur.. vur..”  seslerini duymuyor musunuz?!

(……)

O zaman VURUN!

***

“Dershane gerilimi”nden sonra bile önümüzdeki seçimlerde cemaatin Ak Parti’yi destekleyeceğini düşünüyordum. Dünya’nın her tarafında “Türk Okulları” açan Fethullah Gülen’in, çok sevdiği(!!) ülkesinin geleceği açısından bu akıllı yoldan ayrılmayacağını tahmin ediyordum.

Yanılmışım. Arınç’ın da dediği gibi; saflığıma verin!

“Cemaatin derdi başka” diyenler haklı mı ne?

“İktidara ‘ortak’ olmak istiyor, ‘devlet içinde devlet’ kurmak istiyor, ‘dış güçlerin oyunu’na alet oluyor” diyenler…

Hep yakındığımız ve Ak Parti iktidarı sayesinde yakamızı ancak kurtarabildiğimiz “Egemenler sultası”nın yerini “Cemaat sultası” almak istiyorsa, kusura bakmasınlar lütfen!. Halk kendini yönetmesi için Recep Tayyip Erdoğan’ı seçti!

Kimse iktidarı paylaşmaz.

Bir kere, karar verin ey “Cemaat”!

Cemaat misiniz?

Tarikat mısınız?

Siyasetçi misiniz?

İstihbaratçı mısınız?

Polis misiniz?

Eğitimci misiniz?

SİZ KİMSİNİZ?

***

Peki, “Cemaat” böyle de, hükümet yolsuzluk ve rüşvet konusunda gerçekten “masum” mu?

Memleketimiz, Ak Parti iktidarıyla gerek sosyal anlamda, gerek ekonomik anlamda, gerek demokrasi anlamında, gerekse din ve vicdan özgürlüğü anlamında uğrunda savaşılacak kazanımlar elde etti. Buna eyvallah.

Ama Başbakan, “yolsuzluk ve rüşvet” iddiaları konusunda yanlış yolda!

“Kelle istiyorlar”, “yedirmeyiz” mantığının sınırı neresi Allah aşkına?

***

Adı geçen bakanlara derhal görevden el çektirmek şöyle dursun, operasyon yapan polisleri görevden almak akıl kârı değil. Cemaatçileri temizlemek adına emniyette, bürokraside ve çeşitli kurumlarda “cadı avı” başlatmak hiç olacak iş değil.

Soruşturmayı yürüten savcılara müdahale etmenin, operasyonda adı geçen kolluk kuvvetlerini görevden almanın, Dünya’nın en antidemokratik ülkesinde bile olmayan operasyon öncesi üstlerden izin şartını getirmenin, uçaklarda muhalif gazeteleri yasaklamanın, TİB’in başına istihbaratçı dikmenin, gazetecilere emniyet binalarına girişlerini yasaklamanın demokrasiyle hiçbir bağdaşır tarafı yoktur kimse kusura bakmasın.

Bütün bunlar düpedüz “demokraside geriye gidiş”tir.

***

Ortada bir “yolsuzluk ve rüşvet” iddiası var. Buna, “Vay, cemaat hükümeti yıpratmak için böyle bir senaryo uydurdu” diyemeyiz.

İlimizde de öyle!

Ne yani şimdi, Ak Parti’nin ve diğer partilerin etrafını kuşatanların, adayların etrafında “pervane” olanların hepsi “memleket aşkı”yla mı yanıp tutuşuyorlar? İçlerinde yok mu hiç “çürük elma”?

Evet, bir genelleme yapmak son derece yanlış, ama lütfen kendimizi de kandırmayalım.

“Nefis” denen olguyu unutmayalım!

Geçen Hafta Sayın Mehmet Fiskeci bir yazısında; Necip Fazıl Şehir Hastanesi Yörükselim Hizmet Binası hastane kantinin “yaklaşık 600 bin liralık zimmet iddiası”yla iki aydır kapalı olduğunu yazdı.

Ey cemaat (bizim cemaat) garibin, yetimin, fakirin, fukaranın parasını kim/kimler aşırdı?

***

Hastane kantini zimmet iddiasıyla iki aydır kapalı olacak, çıkıp bir babayiğit de “n’oluyor arkadaş?” demeyecek. Sevsinler sizin dürüstlüğünüzü, memleket aşkınızı, bağımsızlık havariliğinizi, özgürlükçüğünüzü, temiz siyasetçiliğinizi ve de muhalefetliğinizi..!

Mehmet Abi’yi bilenler bilir. Boş konuşmaz. Sonuçta “ciddi” bir iddiayı dile getirdi. En azından iddialara dayanarak yetkililere sorular sordu. Fakat duvardan ses geldi de “yetkililerden” gelmedi.

Sağlık İl Müdürlüğü’nden, Kamu Hastaneleri Genel Sekreterliği’nden, siyasetçilerden…

O zaman durun ben söyleyeyim:

Bu Mehmet Abi var ya, kesin Cemaatçi?

Sevgiyle kalın.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Veli KARALAR Arşivi