Maraş Kurtuluş Savaşı ve Elbistan İle İlgili Faaliyetler

Tarihin vazifesi, geçmişi olduğu gibi anlatmaktır,

geleceğin sağlam bir zemin üzerinde yükselebilmesi için…(Cemal Kutay)

Elbistan’ın Maraş Savaşı ile ilgili faaliyetlerini ayrıntılı bir şekilde anlatılması gerektiğine inanıyoruz. Bu konu bilinmekle birlikte, kamuoyuna bazen farklı yansıtılıyor. İşte bu yüzden gündeme gelmesi ve öğretilmesi gerekmektedir.

Bu arada şu notuda düşmekte yarar görmekteyim. (Anadolu Kurtuluş Savaşı başlarında 47 tane Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri kurulmuş olup, bunlarda 84 tane din adamı yönetici konumunda görev almıştır. Ayrıca 47 Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin 16’sının başkanı din adamıdır. )

Sivas Kongresinden alınan karardan sonra Elbistan ve Maraş havalisi, 3.üncü Kolordu kumandanlığı mıntıkasına dahil edildiği gibi bu bölgedeki asker alma şubeleri de aynı kolorduya bağlandı. Hemen belirtmekte yarar görülen önemli bir konu, 3’üncü Kolordu’nun o günkü konuşlanması idi. Albay Selahaddin Bey Komutasında ki Kolordu’nun karargahı Sivas’ta idi. Alayların ise tümü ile Karadeniz bölgesinde (Amasya, Tokat, Samsun, Kavak ve Havza) konuşlandırılmış olup, Pontus Devleti kurmayı amaçlayan Pontus çetelerinin faaliyetlerine ve Türklere saldırılarına karşı angaje olmuş durumdaydı.

1-20190208085135.jpg

Not:(**Albay Selahaddin Bey, Harbiye Mektebi (1898) ve Harp Akademisini (1902) bitirdikten sonra çeşitli birliklerde ve Atina Askeri Ateşeliğinde görev yaptı. (1908) Balkan Harbi ve Çatalca Muharebelerinde kolundan yaralandığı için “çolak” olarak anılır. Harbi Umumi Kafkas cephesinde Albaylığa yükseldi.(1915) Savaş sonrasında Menzil Müfettişi oldu. (1918) Mütarekede Genelkurmayın silah ve mühimmata bakan Harbiye Dairesi Reisliğine atandı. (12 Ocak 1919) Maçka deposunda ki silah ve mühimmat, Karakolcu ve Milli subaylar tarafından Anadolu’ya kaçırılırken Selahaddin Bey gelince bunu engelledi (Bkz. Cemal Karabekir, Maçka Silahhanesi Hatıraları s.35 Nehir yayınları)

Mustafa Kemal Paşa Samsun’a çıkarken Sivas’ta ki 3. Kolorduya Refet Paşa’yı götürmüştü. İstanbul Hükümeti İngilizlerin baskısıyla Refet Bey’i azlederek 13 Temmuz 1919’da Çolak Selahaddin’i atadı. İngiliz savaş gemisiyle Samsun’a geldi. Refet Paşa’dan görevi devraldı. (Sina Akşin İstanbul Hükümetleri…s.360) Sivas Kongresi sırasında 3. Kolordu Komutanı olan Albay Selahaddin Bey, Milli Harekete sıcak bakmadı. Ali Fuat Paşa Mustafa Kemal’e Selahaddin Bey’in “ikiyüzlü ve Miralay Sadık’ın adamı “ olduğunu yazar. İlk Mecliste Mersin mebusu olan Selahaddin Bey (Köseoğlu) ile Mustafa Kemal’in yıldızları hiç barışmadı. İkinci gurubun hocalardan daha koyu fanatizmi temsil etti. İkinci dönem mebus yapılmayan Selahaddin Bey ticaretle uğraşıp küçük memuriyetlerle hayatını zorluklar içerisinde sürdürdü.1949’da İstanbul’da öldü.)

Mustafa Kemal Paşa, Fransızların Maraş’ı işgali üzerine, bölgeden gelen raporlar ve bilgiler doğrultusunda Yüzbaşı Salim Kurtoğlu’nu (Yörük Selim) ve Yüzbaşı Ali Asaf’ı da (Kılıç Ali) takma adları ile Maraş Milli Örgütünü kurmakla görevlendirmiştir.

M. Kemal Paşa’dan emri alan Kılıç Ali, görevinden istifa etmiş sayılarak ve sivil kıyafetle maiyetine verilen Üsteğmen İhsan bey, 10 süvari ve 2 hafif makineli tüfek timinden oluşan müfrezesi ile Sivas’tan hareket eden 10 Ekim 1919 günü Elbistan’a gelmiştir. Artık Antalyalı tüccardır. Bu arada Yörük Selim’de kısa zamanda Elbistan’a ulaşmıştır.

Maraş ve Antep bölgesinin kurtarılması hususunda faaliyetleri ve teşkilat çalışmalarının yaygınlaştırılması ve organize edilmesi için Heyet-i Temsiliye tarafından Elbistan merkez olarak seçildi. Bilindiği gibi Elbistan işgal altında değildi ve yukarıda da belirttiğim gibi, bu sebeple Maraş'ın Fransızlar tarafından işgalinden bir gün önce şehrin ileri gelenleri teşkilat çalışmalarında bulunmak üzere Elbistan'a gitmişlerdir.

Şam Emeklisi Sulh hâkimi Ali Rıza Bey'in ve arkadaşlarının gayreti ile Elbistan'da kuvvetli bir Heyet-i Merkeziye teşkili ile Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti kuruldu. Mustafa Kemal Paşa, Elbistan Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Reisi Ali Rıza Bey'e gönderdiği yazıda;

“Fransızların Adana havalisi de dahil olmak üzere Urfa, Antep ve Maraş'ta küçük bir Ermenistan teşkili gayesi güttüklerini, milli teşkilatın yaygınlaşmasının dışarıya karşı pek mühim ve lehte tesir yaptığını, şu anda en önemli işin, işgal altında bulunan yerlerdeki teşkilatı genişletmek ve ahaliyi işgal aleyhine teşvik etmek, düşmanları zorda bırakmak, olduğunu belirttikten sonra, Malatya'dan bir süvari bölüğü ile iki mitralyöz bölüğünün Elbistan'a doğru hareket ettiğini, bu kuvvetin milli teşkilatının dayanağı olacağını ve Elbistan deposundaki silah ve teçhizatın Kuvay-ı Milliyeye dağıtılmasına karar verildiğini bildirdi.”

Bunun yanında, 3.cü. Kolordu Kumandanlığı tarafından Binbaşı Suzi Bey, komutasında bir kısım kuvvet Elbistan'a gönderildi. Ayrıca Mustafa Kemal Paşa, bölgeden gelen raporlar ve Fransızların Maraş’ı işgali üzerine, Süvari Yüzbaşı Salim Kurtoğlu’nu (Yörük Selim) ve Piyade Yüzbaşı Ali Asaf’da (Kılıç Ali) takma adları ile Maraş Milli Örgütünü kurmakla görevlendirmiştir ve ayrıca ordudaki görevlerinden istifa ettirilerek bu bölgeye gönderildiler.

Elbistan Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Reisi Ali Rıza Bey, Yörük Selim (Süvari Yüzbaşı Salim Kurtoğlu) ve Kılıç Ali(Piyade Yüzbaşı Ali Asaf) Bey'ler, Maraş ve civarında milli teşkilatı yaygınlaştıracaklar ve idare edeceklerdi. Elbistan şube reisi Binbaşı Suzi Bey daimi üye sıfatı ile bulunacak, teşkilatın oluşmasına ve 3.üncü Kolordu ile haberleşmenin sağlanmasına çalışacaktı. Müdafaa- i Hukuk Teşkilatı, işgal altında bulunmayan yerlerde serbest yapılacak, işgal altındaki yerlerde ise Cemiyet-i İslamiye Teşkilatı namı ile gizli surette yapılacaktı. Bu özellikle Maraş ve Antep'te uygulanacaktı.

Asker alma şube reisleri, bulunduğu kazanın Müdaffa-i Hukuk Cemiyetinin çalışmalarını takip edecek ve idareye yardımda bulunacaktı. Asker alma şubesi subayları muayene bahanesi ile şube dairelerinde, milli bir orduyu oluşturacak erlerin ve silahların mevcudunu tespit edecektir. Her yerde, müdafaa-i hukuk cemiyetinin öncülüğünde, mahallin ileri gelenlerinin, şahsı yardımı ve asker alma şubelerinin nezaretinde olarak, milli taburların esası hazırlanacak, efrat ve silah mevcudu ile ihtiyaç derecesi tespit edilip 3.üncü. Kolorduya bildirecekti. Her şube bir tabur kuvvet çıkaracaktır. Subayların tespiti ve mahalline bildirilmesi 3.üncü Kolordu merkezince yapılacaktı.

Milli taburların icabında toplanabilmesini temin için ayrıca emre hazır milli müfrezeler bulundurulacaktır. Bu her mahaldeki müdafaa-i hukuk cemiyetinin göreceği lüzum ve ihtiyaca göre takdir olunacak ve bunların idare ve iaşeleri kendi mahallerince sağlanacaktır.Şimdiye kadar Maraş ve Antep vilayetlerini teşkil eden Elbistan, Maraş, Antep, Pazarcık, Çardaklı, Rumkale (Halfeti), Kilis mevcut veya kurulmuş olan müdafaa-i hukuk cemiyetlerinin kimlerden oluştuğunun tespit edilmesi, işlerinin araştırılması ve kendileri ile haberleşerek duruma dair bilgi alınması gereklidir. İkinci olarak bunların teşkilatı ne derece oluşmuştur, bu takip edilerek tamamlanmalıdır. Ayrıca milli ordu teşkilat defterleri, şubelerce bir an evvel hazırlanmalı ve bir nüshası 3.cü. Kolorduya gönderilmelidir. Özel haberleşme Elbistan Müdafaa-i Hukuk Hey'et-i Merkeziyesi vasıtası ile yapılacak ve neticeden 3.cü. Kolordu Kumandanlığına bilgi verilecekti.

Bu esaslar dahilinde, Elbistan’a gönderilen Kılıç Ali (Piyade Yüzbaşı Ali Asaf),Yörük Selim (Süvari Yüzbaşı Salim Kurtoğlu) ve Binbaşı Suzi Bey'ler ile Maraş'tan gelenler faaliyetlere başladılar. Bizzat Mustafa Kemal, tarafından Yüzbaşı Kılıç Ali’ye verilen görevi, tarih araştırmacısı emekli Tuğgeneral Cengiz Gönen “Ulusal savaşın İlk Kahramanı Maraş”, adlı eserinde şöyle anlatmaktadır.

“Maraş ve Antep Kuvay-ı Milliye Komutanlığına atandığını, Elbistan’daki Şam Emekli Sulh Hakimi Ali Rıza Bey’le temas kurup onunla ortak çalışarak milli teşkilatın kurulduğu yerlerde halkın moralini yükseltmek, teşkilat kurulmamış yerlerde teşkilatın kurulmasını sağlamak ve küçük müfrezeler kurmak ve yönetmekle görevliydi. Yapılacak çalışmalar tamamlanır tamamlanmaz, henüz dağınık halde bulunan Fransız kuvvetlerine nerede görülürse taarruz edilecek ve yıldırılacak. Mustafa Kemal Paşa’dan bu emri alan Kılıç Ali, görevinden istifa etmiş sayılarak ve sivil kıyafetle maiyetine verilen Üsteğmen İhsan Bey, 10 süvari ve 2 hafif makineli tüfek timinden oluşan müfrezesi ile Sivas’tan hareketle 10 Ekim 1919 günü Elbistan’a gelmiştir. Artık Antalyalı bir tüccardır. Bu arada Yörük Selim’de kısa zamanda Elbistan’a ulaşmıştır. Heyet-i Temsiliye Maraş ve Antep’in kurtarılması maksadıyla, teşkilat çalışmalarının yürütülmesi ve yaygınlaştırılması için Elbistan’ı merkez olarak belirlemişti. Maraş’ın Fransızlar tarafından işgalinden bir gün önce Ermenilere karşı örgütlenmek ve Ermeni taşkınlıklarına maruz kalmamak için Doktor Mustafa Bey, kardeşi Eczacı Lütfi Bey, Katipzade Mehmet Efendi, Vehbizade Hasip Efendi, Kocabaşzade Ömer Efendi, Tapağın oğlu Mustafa, Büyükoğlu Mehmet Ziya ve İslahiye’li Nazım Bey, de Maraş’ı terk ederek Bertiz Başdervişli köyüne, oradan da ertesi gün Elbistan’a giderek Hakim Ali Rıza Bey’e katıldılar.

3-20190208085141.jpg

Bu evin 2003 görüntüsü

(Kuvay-ı Milliye üyelerinin Elbistan’da toplandığı bina

(Nakıpların Nuri Ağanın evi)

Böylece Elbistan’da, Sivas’tan gelen Kılıç Ali Bey ile Hakim Ali Rıza Bey ve Maraş’tan gelenlerin çalışmaları sonucu kuvvetli bir Heyet-i Merkeziye birimi ile Müdafaay-ı Hukuk Cemiyeti kuruldu.

Daha sonra Binbaşı Suzi Bey'in Sivas'a dönmesi ile yerine gönderilen Binbaşı Ali Bey'de bu faaliyetlere iştirak etti. Binbaşı Ali Bey ile Hey'et-i Merkeziye üyeleri Elbistan ve Maraş'ın kuzeyindeki köyleri silahlandırmaya başladı. Maraş'ın içine yine Maraş'tan gelen beşer onar kişilik kafileler ile silah ve cephane gönderilmeye başlandı. Kılıç Ali Bey, Pazarcık'a, Yörük Selim, Göksun'a giderek milis güçleri kurmakla görevlendiler. Başlayan bu çalışmalar sonucu, Elbistan, Göksun, Pazarcık’ta teşkilatların kurulması iki ay sürdü. Oluşturulan milis kuvvetlerinin başlıcası bu üç merkezde olmakla birlikte, bunun yanında Bertiz müfrezesi faaliyetleriyle Fransızları taciz etmiş büyük hizmetler görmüştür” diye ifade etmektedir.

4-599.jpg

Yörük Selim: Milli Mücadele Kahramanı, İnebolu’da 1882’de doğdu. Babası Mustafa Efendi, annesi Nefise Hanımdır. Aile Yörük’tür. Harp Okulu’nu bitirdi. Balkan ve Birinci Dünya Savaşlarına katıldı. Enver Paşa’dan etkilenerek İttihatçı subaylar arasına katıldı. Yüzbaşılığa kadar yükseldi. İstanbul’da Zehra Hikmet Hanımefendi ile evlendi. Orta Asya’da bulunan Nuri Paşa’dan bir davet alır. Bu davet vatan içindir. Terakki’nin eski muhasibi Celal(Bayar)’a gidip durumu anlatırlar. Orta Asya’da, Turan’da Enver ve Nuri Paşaların yakacağı meşale Anadolu’yu da aydınlatabilir. Celal( Bayar) onlara şu öneride bulunur: “ Size para veririm, Orta Asya’ya da gidersiniz. Ama döndüğünüz de Anadolu’yu bıraktığınız gibi bulamayabilirsiniz. Onun için siz en iyisi Anadolu’ya Mustafa Kemal’in yanına gidin. Talat Paşa’nın emridir.”

Bu tavsiye ile Sivas Kongresi’nin arifesinde Mustafa Kemal Paşa’ya ulaşılır ve bağlılıklarını belirterek hizmet beklediklerini belirtirler. Sivas’ta yakın çevresi ile kongre hazırlıklarını yürütmekte olan Mustafa Kemal Paşa, bu genç subaylardan önceleri şüphelenir. Enver Paşa’nın casusu olabileceklerini düşünür. Sonrasında ise onlara güven duyarak samimiyetlerine inanır. Maraş’ta işgalci Fransız ve Ermenilerin Müslüman Türk halkına yaptıklarının Sivas’ta duyulması üzerine bizzat Mustafa Kemal Paşa, tarafından görevlendirilerek kılıç Ali ile birlikte Maraş’a gönderilir.

Önce Elbistan’da ki çalışmalara katılır ve görevli oradan Göksun’a geçer. Göksun’da milis teşkilatını kurar. Maraş’ta savaşın başlaması üzerine 70 kadar silahlı Çerkez süvarisi ile 6 Şubat 1920’de Cancık Mağarası istikametinden Maraş’a girer. İslahiye’den gelen Fransız yardım kuvvetlerini durdurur. Emrinde ki Çerkez süvarileri ile Maraş’ın düşman işgalinden kurtuluşuna kadar savaşır.

OSMANİYE DÜZİÇİ'NİN FATİHİ

18 Aralık 1918 tarihinde Osmaniye'nin Bahçe ilçesine bağlı bucak merkezi olan Haruniye (Düziçi) Fransız işgaline uğradı. Bahçe ilçesinin Fransızlar için büyük önemi vardı. Çünkü Mersin'den Adana'ya ve oradan da Osmaniye'ye, şehir merkezinden Gavur Dağlarına uzanan demir yolu bu bölgenin çok yakınından geçiyordu.

Yörenin önde gelenleri derhal bir araya gelerek Haruniye Kuvayı Milliye Teşkilatını kurdular. Fransız işgali bulunan Adana vilayetinin kurtarılması için güneyde Silifke, Kozan Sancağında Haçin, Andırın üzerinde Kadirli ve Gavurlu Dağları eteğindeki Haruniye'ye doğru yürütülecek harekata başlanması kararı alındı. Bu harekat için, Maraş'ın kurtuluşunda büyük yararlılıklar gösteren Binbaşı Yörük Selim İnebolu'ya görev verildi. Yörük Selim, yanındaki yüzlerce Kuvayı Milliyeciyle birlikte 27 Mart 1920 tarihinde bölgeyi kuşattı. Çatışmalar kısa sürede sonuç verdi. Fransızlar, onlara bağlı işbirlikçiler ve Ermeniler kasabadan ayrılarak tren yolu hattına doğru çekildiler.28 Mart tarihi Düziçi'nin(Haruniye) kurtuluşu olarak tarihimizdeki yerini aldı.

FRANSIZLARA ALTI AY GEÇİT VERMEDİ

Milli Mücadelede halkın direnişini kırmak için Antep'e askeri sevkiyat yapmak isteyen Fransız ordularını durdurmak isteyen Osmaniyeli Kuvayı milliyeciler burada kahramanca direndi. Cebelibereket Mıntıka Komutanı Yüzbaşı Selim İnebolu (Yörük Selim) 15 Mayıs 1920'de buradaki rayları sökerek köprüleri tahrip ederek Fransızlara 6 ay geçit vermedi.

ANTEP'İN DE YARDIMINA YETİŞTİ AMA ŞEHİT DÜŞTÜ

Yüzbaşı Selim İnebolu, Maraş ve Osmaniye'nin ardından Fransız işgalindeki Antep'in de yardımına koştu. Antep'te de düşmanla çarpışan Yüzbaşı Selim yaralandı. Yaralı olarak Maraş’a getirilir. Alman Hastanesinde tedavi görür ise de kurtarılamaz. 12 Ağustos 1920’de Yüzbaşı Selim şehit düştü. Cenazesi Maraş Ulu Camiinden kaldırılır.

İnebolu'da bilinmeyen Yüzbaşı Selim, Osmaniye, Maraş ve Antep'te düşmana karşı verilen mücadelenin unutulmaz kahramanlarından biri olarak adını tarihimize altın harflerle yazdırdı. Maraşlılar, bu kahraman insanı unutmayarak ismini bir mahalleye verdi. Ayrıca, Kahramanmaraş Necip Fazıl Şehir Hastanesi'nin ek binasına da ismi verildi. Yüzbaşı Selim İnebolu'nun kabri, Kahramanmaraş Şeyhadil Şehitliğinde bulunmaktadır.

Maraş kahramanlarının ruhları şad ve yurtları uçmağ olsun…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Adnan GÜLLÜ Arşivi