Ksü Rektörü Sayın Prof. Dr. Durmuş Deveci İle Özel Röportaj

KSÜ Rektörü Sayın Prof. Dr. Durmuş DEVECİ hocamızla, Rektörlüğe yeni atanmalarından dolayı hem hayırlı olsun ziyaretinde bulunmak, hem de kurtuluş haftası münasebeti ile yapacağımız özel röportaj için; A.Rezzak Akbaba ile birlikte makamında misafiri olduk.

Sayın Rektör suallerimize cesur ve samimi cevaplar verdi. Çok teşekkür ediyoruz. Üstlendikleri bu görevde kendilerini zor bir süreç beklediğini biliyoruz. Ancak gördüğümüz kadar Sayın Prof Dr. Durmuş DEVECİ hocamızın, ekibi ile birlikte yapacağı başarılı çalışmalarla bu zorlukları aşacağına ve üniversitemizi hak ettiği yere geleceklerine inanıyoruz.  

Sayın Rektör Prof. Dr. Durmuş DEVECİ ile yaptığımız bu özel röportajı siz değerli okuyucularımıza aşağıda takdim ediyoruz.

1964 YILINDA ADANA İLİ KARAİSALI İLÇESİNDE DOĞDUM

1964 yılında Adana ili Karaisalı ilçesinde doğdum. İlkokulu köyümde, ortaokulu Adana'da, liseyi Osmaniye'de tamamladım.1988 yılında Çukurova Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümünden mezun oldum. Aynı yıl Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalında Yüksek Lisansa Başladım. Daha sonra Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalında Araştırma Görevlisi oldum. Doktora eğitimimi İngiltere’de Birmingham Üniversitesinde tamamladıktan sonra Cumhuriyet Üniversitesi'ndeki görevime döndüm, orada önce Doçent sonra Profesör unvanı aldım.

2010 YILINDA KSÜ TIP FAKÜLTESİNDE GÖREVE BAŞLADIM, 2014 YILINDA DEKAN OLDUM.

2010 yılı Agustos ayında KSÜ Tıp Fakültesi’nde görevime başladım. Mayıs 2011 ile Haziran 2014 yılları arasında KSÜ Tıp Fakültesi dekanı olarak görev yaptım. Bölgemizde ilk defa düzenlenen “Tıp Fakülteleri Yarışıyor” programının fikir öncülüğünü yaptım ve Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesinde ilki düzenlenen yarışmada KSÜ Tıp Fakültemiz ikincilik ödülü kazandı. Çalışma alanlarımla ilgili olarak Ulusal ve Uluslararası ödül aldım aynı zamanda yine pek çok uluslararası dergilerde makalelerim yayınlandı. Evliyim ve 4 çocuk babasıyım.

AKADEMİK HAYATIMDA KARŞILAŞTIĞIM ZORLUKLAR BENİ REKTÖR OLMA DÜŞÜNCESİNE YÖNELTTİ

Akademisyenlik hayatım boyunca kişisel olarak karşılaştığım zorluklar,  gördüğüm yanlışlıklar ve olumsuzluklar, beni sanki rektör olursam bu işi daha iyi yapabilirim düşüncesine yöneltti sanırım. 2010 yılında KSÜ de göreve başladığımda böyle bir düşüncem yoktu. 2011 yılında YÖK’e sunulan Tıp Fakültesi Dekanlığı için adım adaylar arasına yazılmıştı. Nasip oldu, YÖK tarafından dekanlığa atandım ve 3 yıl dekanlık yaptım. Bu süreçte de elimden geldiği kadarıyla güzel işler yapmaya çalıştım.

İSTİŞARELER NETİCESİNDE ADAY OLMAYA KARAR VERDİM

Dekanlığımın son zamanlarında rektörlüğe aday olma fikri oluşmaya başladı. Yakın çevremle ve dostlarımla paylaştığımda, neden olmasın dediler. Liyakatli bir ekiple bu işi çok rahat bir şekilde yapabileceğimizi düşünerek yaptığımız istişareler neticesinde aday olmaya karar verdim ve seçim sürecinde de aday oldum.

SAĞ OLSUN CUMHURBAŞKANIMIZ TEVECCÜH GÖSTERDİLER, BENİ KSÜ REKTÖRÜ OLARAK ATADILAR

Üniversite’de yapılan seçimde eşit oy aldığımız arkadaşım 3.sıra kurasında benim adımı çekerek beni üçüncü sıraya yerleştirdi ve YÖK’e benim adım üçüncü sırada gitti. YÖK’te yapılan değerlendirmeler neticesinde birinci sırada Cumhurbaşkanlığı makamına sunuldu. Sağ olsun Cumhurbaşkanımız da teveccüh gösterdiler ve beni KSÜ Rektörü olarak atadılar.

TAKDİR-İ İLAHİ BİZİ BURALARA GETİRDİ BÜYÜK BİR İMTİHANDA OLDUĞUMUN FARKINDAYIM

Anlayacağınız, Takdir-i İlahi bizi buralara getirdi. Büyük bir imtihana tabi olduğumun farkındayım, bir o kadar da yükün ağırlığının sırtımda olduğunu hissediyorum. Bireysel olarak ve ekip olarak sorumluluğumuzun farkındayız. Yapılması gereken çok iş var ve biz bunları iyi niyetle ve samimiyetle yapmak istiyoruz.

BU GÜNE KADAR ÜNİVERSİTEMİZE KATKI SAĞLAYAN HERKESE TEŞEKKÜR EDİYORUM

Öncelikle bugüne kadar üniversitemize katkı sağlayan herkese teşekkür ediyorum. Bu zamana kadar görev alan herkes kendi müktesebatınca bir şeyler yapmaya çalışmıştır. Yeterli olmuştur veya olmamıştır onu kamuoyu takdir edecektir.

EMSAL ÜNİVERSİTELERE GÖRE ÜNİVERSİTEMİZ GERİ KALMIŞ DURUMDA, BUNDA GEÇMİŞ ÜNİVERSİTE YÖNETİMLERİ, ŞEHRİN ÖNDE GELENLERİ VE YÖNETİMLERİNİN PAYI VAR.   

Gördüğüm kadarıyla kuruluş tarihi aynı olan emsal üniversitelere göre üniversitemiz biraz geri kalmış durumda, ya da yeterince gelişememiştir. Bu az gelişmişlik sanırım geçmiş üniversite yönetimleri ile şehir arasındaki uyuşmazlıklardan kaynaklanmaktadır. Burada hem şehrin önde gelenlerinin hem de yönetimlerin payı vardır.

UFUK AÇICI ÇALIŞMALAR YAPMAYI PLANLIYORUZ

Bizim bu açığı acilen kapatmamız gerekiyor. Bir taraftan üniversitemizle şehrimizin sanayici ve işadamları arasındaki ilişkileri sağlıklı hale getirirken, diğer yandan da kendi görev ve sorumluluklarımız çerçevesinde şehrimizin sorunlarını çözmeye yönelik ufuk açıcı çalışmalar yapmayı planlıyoruz.

ÜNİVERSİTE İLE ŞEHİR ARASINDAKİ İLETİŞİMSİZLİK SORUNUNU GİDERECEĞİZ

Bu anlamda, sanayicileri, işadamlarını, yerel basını ve şehrimizde faaliyet gösteren gönüllü kuruluşları temsilen rektör danışmanları seçmeyi ve zaman zaman bu danışmanlar heyetiyle bir araya gelerek şehrimizin ve üniversitemizin sorunlarını görüşmeyi ve ortak çözümler geliştirmeyi planlıyoruz. Kısaca belirtmek gerekirse üniversite ile şehir arasındaki bu mesafe (iletişimsizlik) önemli bir sorundur ve bu sorunun bir an önce giderilmesi gerekmektedir.

İŞİ EHLİNE TESLİM ETME KONUSUNDA KATI VE ISRARLI DURUŞUMUZU SEÇİM ÖNCESİNDE BEYAN ETTİK

Bir diğer önemli sorun, idari ve akademik personel istihdamındaki önceliklerin objektif ölçütlere göre şekillendirilememesi, bu kalite sorununu ortaya çıkartmakta, sonuçta da başarısızlığa neden olmaktadır. Biz, öncelikle işi ehline teslim etme konusunda katı ve ısrarlı duruşumuzu seçim öncesinde de beyan ettik, göreve başladığımızdan bu yana da bu konuya özen göstermeye çalışıyoruz. Sanırım bu önemli iki sorun aşılırsa, başarılamayacak hiçbir şey kalmaz ortalıkta.

ÇALIŞMA EKİBİMİZİ BÜYÜK ORANDA TAMAMLADIK

Göreve başladığımız günden beri acilen ekibimizi oluşturmaya, yasal mevzuat ve temel ilkelerimiz doğrultusunda yönergeler hazırlayarak her birimin objektif ölçütlere dayalı çalışma prensiplerini oluşturmaya çalışıyoruz. Bu işleri büyük oranda tamamladık.

ÜNİVERSİTE HASTANEMİZ İSTENİLEN DÜZEYE ÇIKARILAMAMIŞ, HERKES ŞİKAYETÇİYDİ.

Diğer yandan, üniversite hastanemizin durumu bir türlü istenilen düzeye çıkarılamamıştı. Üniversite içinden ve dışından herkes haklı olarak durumdan şikâyetçiydi. Tıp Fakültesi dekanlığım döneminde ne hikmetse bu olumsuz durumun faturası dekanlığa kesiliyordu. Halbuki hastane yönetimi doğrudan rektörlüğe bağlıdır. Ama artık şimdi bu durumu bahane edecek durumda değiliz.

KANGREN HALİNE GELMİŞ SORUNLARI ÇÖZMEK İÇİN OLANCA GÜCÜMÜZLE ÇALIŞIYORUZ.

Tıp Fakültesi Dekanlığı ile Hastane yönetiminin uyum içerisinde olması elbette önemlidir. Biz bu konuyu da dikkate alarak, hastane yönetimi konusunda projeleri uygulama alanında iddialı olan bir arkadaşımızı, ünvanına bakmaksızın, risk alarak başhekim olarak atadık ve inşallah çok yakın zamanda olumlu sonuçlarını görmeye başlayacağız. Üniversite hastanemizde kangren haline gelmiş sorunların biran önce çözülmesi için olanca gücümüzle çalışıyoruz ve çalışacağız.

ÜNİVERSİTEMİZDE YAPILAŞMA SERÜVENİ HALA TAMAMLANAMADI

Üniversitemizin yapılaşma serüveni hala tamamlanamadı, bazı fakülte ve birimlerimizin kendi binaları henüz yapılmış değil. Biz bu yapılaşma konusunu bir an önce tamamlamayı düşünüyoruz. Tabi bunu yaparken de eksikliğini hissettiğimiz bir şey var, onu da yapmamız gerektiğine inanıyorum.

KURU TAŞ BİNALAR YERİNE, TARİHİMİZİ, İNANÇLARIMIZI, MİLLİ VE MANEVİ DEĞERLERİMİZİ, MİMARİSİNE YANSITAN BİNALAR OLSUN İSTİYORUZ.

Yapacağımız binalara estetik ve bir mimari özellik (kimlik) kazandırmak istiyoruz. Kuru taş binalar yerine tarihimizi, inançlarımızı kısaca milli ve manevi değerlerimizi mimarisinde yansıtan binalar olsun istiyoruz. Binalar mimarisiyle da eğitim öğretime ruh verecek bir yapıya sahip olması gerektiğine inanıyoruz. Bu kapsamda çalışmalarımız başladı devam ediyor. İnşallah toplumumuzun da takdirle karşılayacağı güzel kimlikli estetik değerlerimize uygun bir üniversite oluşturmaya çalışacağız.

GÖREVİNİ HAKKIYLA YAPMAYAN YA DA YAPAMAYANIN YERİNE DAHA İYİ YAPACAK BİRİLERİ GELEBİLİR

Evet, her şeyi kökten değiştirecek halimiz yok. Yaklaşık 23 yıllık geçmişi olan bir üniversitenin yönetiminde görev alıyoruz. Kendi kazanımlarımız ve düşüncelerimiz doğrultusunda temel objektif ölçütler çerçevesinde üniversitemizi yönetmeye çalışacağız. En temel farklılık belki de oluşturacağımız dinamik yönetim anlayışımız olacak. Yardımcılarım dahil hiçbir yönetici görev süresinin sonuna kadar o koltukta sabit oturmaya devam edeceğini düşünmüyor. Görevini hakkıyla yapmayan yada yapamayanın yerine daha iyi yapacak birilerinin gelebileceğini düşünüyor ve gerektiğinde değişiklik yapılabileceğini kabul ediyor. Bu bize sürekli bir dinamizm kazandırıyor.

ALLAH’IN İZNİYLE BAŞARILI OLACAĞIMIZA İNANIYORUM

Ekip olarak sürekli hareket halinde olacağız, atalete kapılmayacağız. Üniversitemiz ve şehrimiz için yapılması gereken ve bizim yapabileceğimiz her şeyi bahane üretmeksizin yapmaya çalışacağız. Allah’ın izniyle bu niyetle çalışırsak başarılı olacağımıza inanıyorum.

SANAYİCİ, İŞ DÜNYASI, YEREL BASIN VE STK’ LARI TEMSİLEN DANIŞMANLAR BELİRLEDİK

Biraz önce kısaca bahsetmiştim, isterseniz biraz daha detay verelim. Sanayi, iş dünyası, yerel basın ve şehrimizde faaliyet gösteren STK’ları temsilen rektör danışmanları belirledik, bu temsilcilerle zaman zaman bir araya gelerek hem şehrimizin hem de üniversitemizin sorunlarını müzakere etmeye çalışacağız. Üniversite olarak bizim onlar için ve genelde de toplumumuz için yapabileceklerimizi ve muhataplarımızın üniversite için yapabileceklerini ortaya koymaya çalışacağız. Ortak akılla hareket ederek güç birliği ve gönül birlikteliği oluşturabilirsek çözülemeyecek sorun olmaz. Yeter ki iyi niyetle ve samimi olarak bir araya gelelim. Herkes kendi menfaatini değil toplumun menfaatini düşünürse çok güzel ortak projeler ortaya çıkabilir.

Ayrıca ilkini Yerel Basın temsilcileriyle yaptığımız gibi, zaman zaman gruplar halinde sadece sanayicilerle, iş damlarıyla ve STK temsilcileriyle de toplantılar yaparak görüş alışverişinde bulunmayı planlıyoruz.

ÖĞRENCİLERİMİZİN HAYIRLI VE BAŞARILI BİR DÖNEM GEÇİRMELERİNİ TEMENNİ EDERİM

Öncelikle öğrencilerimizin yeni (bahar) dönemlerinin hayırlı ve başarılı bir şekilde geçmesini temenni ederim. Öğrencilerimiz genel olarak bazı yönlendirmelere maruz kalmaktadır. Bu yönlendirmeler gençlerimizi her zaman olumlu ve faydalı sonuçlara ulaştırmamaktadır. Zaman zaman yanlış sonuçlara da yol açmaktadır. Öğrencilerimize öncelikle kritik ve analitik düşünmelerini tavsiye ediyorum. Körü körüne yani düşünmeden kendilerine sunulan şeyleri kabul edip içselleştirmesinler. Bilgi birikimleri yeterli ise onunla analiz ederek, büyüklerine danışarak, yani araştırarak kendileri için ülkemiz için toplumumuz için doğru ve faydalı olan fikirlerin peşinden gitsinler. O fikirlerin gelişmesi için çalışsınlar. Zamanlarını boş ve faydasız şeylerle geçirmesinler diye temenni ediyorum. Öğrencilik yılları insan hayıtında bir kez yaşanan bir dönem, bu dönem ne kadar kaliteli ve verimli geçirilirse, insanın öğrencilik sonrası hayatı da o kadar verimli ve faydalı geçer.

ÜNİVERSİTEMİZDE ÖĞRENCİLERİMİZİN TERCİH EDEBİLECEKLERİ BÖLÜMLER ÇEŞİTLENECEK

Şehrimizdeki diğer öğrencilere gelince, onların da ikinci (bahar) dönemlerinin hayırlı ve başarılı olmasını diliyorum. Üniversitemizin, bu öğrencilerimizin tercih edebilecekleri birçok bölümü bünyesinde barındırdığını düşünüyorum. Önümüzdeki yıllarda bu daha da çeşitlenecektir.

DİŞ HEKİMLİĞİ YAKINDA AÇILACAK. İLETİŞİM VE HUKUK FAKÜLTELERİNİ DE PLANLIYORUZ.

Diş Hekimliği Fakültesi inşallah yakın zamanda açılacak, ileriki zamanlarda İletişim Fakültesi ve Hukuk Fakültesini açmayı planlıyoruz. Üniversitemiz, öğretim üyesi ve eğitim kalitesi bakımından ülkemizdeki devlet üniversiteleri arasında önemli üniversitelerden biridir. Rahatlıkla üniversitemizi tercih edebilirler diye düşünüyorum.

ATALARIMIZIN MİLLİ MÜCADELEDE GÖSTERDİKLERİ BAŞARILARI GENÇLERİMİZDEN, İLİM VE FEN MÜCADELESİNDE GÖSTERMELERİNİ BEKLERİZ.

Ayrıca atalarımızın milli mücadelede gösterdikleri başarılar gibi şimdi gençlerimizin de İlim ve Fen’de aynı mücadeleyi göstermelerini kendilerinden bekliyoruz. Teknoloji ve iletişim çağını boş işlerde değil de ilim, irfan ve ekonomik alanda kullanmayı tercih etmelerini beklerim. Aile reislerine de çocuklarına sahip çıkmaları ve onları rencide etmeden takip etmelerini, arkadaş çevrelerini doğru seçmeleri yönünde evlatlarına yardımcı olmalarını ısrarlar tavsiye ederim.

12 ŞUBAT KAHRAMANMARAŞ’IN DESTAN YAZDIĞI GÜNÜN ADIDIR

Öncelikle Kahramanmaraş’ımızın kurtuluş yıl dönümünü tebrik eder, yeni uyanışlara ve inkişaflara, toplumumuzun birliğine ve beraberliğine, milli mücadele azmimizin kuvvetlenmesine vesile olmasını dilerim.  Ülkemizin her bir karış toprağı kutsaldır ve binlerce şehidimizin kanıyla yoğurulmuştur. 12 Şubat Kahramanmaraş’ın destan yazdığı günün adıdır. O günkü ruhu hiç kaybetmemeliyiz.

ONLARI RAHMET VE MİNNETLE YAD EDİYORUZ

Haksızlık ve zulüm karşısında dimdik ayakta durabilmemiz için, kadınlarımızın namusuna uzanan elleri kıran Sütçü İmam’ın, milli ve manevi önderlerimizden Ali Sezai Efendi’nin, Rıdvan Hocanın, Arslan Bey’in, Yörük Selim’in, Senem Ayşe’nin ve diğer milli mücadele kahramanlarımızın Kahramanmaraş’ın müdafaasındaki rolünü hiç unutmamalıyız. Onları rahmet ve minnetle yâd ediyoruz. O bilincin ve inancın toplumumuzda kıyamete kadar yaşamasını Yüce Allah’tan diliyorum.

Sayın Rektör Prof.Dr. Durmuş DEVECİ hocamıza, bizlere ayırdığı zaman için çok teşekkür ediyor, kendilerine ve ekibine başarılar diliyoruz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ali AVGIN Arşivi