Abdulbaki GÜNIŞIĞI

Abdulbaki GÜNIŞIĞI

KAHRAMANMARAŞ ÇEVRE MÜDÜRLÜĞÜ AYAKTA UYUYOR YADA

Kahramanmaraş’ın sularını ve havasını umursuzca kirleten onlarca işyeri ve fabrika var. Bu yüzyılda, insanların temiz hava, yeşil üretim diye çırpındığı, hava kirliliğinin bütün toplumun en büyük sorunu olduğu bu zamanda maraşımızda üretim yapan işyerlerinin sahipleri uzaydan, hava kirliliği diye bir mevhumun olmadığı bir yıldızdan mı gelmişler bilemiyorum. Diyelim ki bu insanlarda zerre kadar kendi nefsinden başkasının değeri yok. Bu fabrika ve işyerlerinin sahipleri her hangi bir dine ve en basit manadaki insan haklarına inanmıyorlar. Hiçbir ahlaki değerleri yok olsun. Peki hayatları zehir olan, kirli hava soluduğu için hasta olan insanların ne suçu var.

Dinli ve dinsiz her toplumda yaşayanlar insan ve hayvan, temiz havaya ihtiyaç duyar. Devletler ve onun kurumları da bu temiz havayı temin için çeşitli tedbirler alırlar. Türkiye’de de bu tedbirleri belediyeler ve çevre ve temizlik bakanlığı yapar. Acaba yapıyor mu? Kanunen yapması lazım fakat çevre ve temizlik bakanlığının aldığı ödeneğin hakkını verdiğine, orada çalışanların ve belediyede bu işle vazifeli insanların görevlerini yaptığına hiç şahit olmadım ve bu gidiş ile de hiç şahit olamayacağım.

 Araziye dağılmış fabrikalar içinde, gerçekten Müslüman kişiliğine yakışan üretimi ve hassasiyeti gösteren olduğu gibi, hiç  bir inanca sahip değilmiş gibi insanların ve diğer canlıların hayatına kast edenler de var. Devlet denen kurum, kişilerin birbirlerinin hakkına riayet etmesini temin için vardır. Her kes canının istediği yakacağı yakarak, enerji elde edecek ve istediği kadar havayı ve suyu kirletecek ise, çevre ve şehircilik gibi bir bakanlığa neden ihtiyaç duyulmuş ve milyonlarca ödenek cebimizden bu kuruma aktarılmıştır. Hem para veriyoruz ve hem de zehir soluyoruz. Burada ki garip durumu bir ecnebi görse, zaten perişan olan İslam beldelerindeki kendi kendimize yaptığımız terbiyesizlik ve zulüm karşısında, ey ehl-i salib, İslam diyarlarına saldırılarınızı durdurunuz. Kendinizi boşa yormayınız. Bu Müslümanların, kendi dinlerinden haberleri yok. Kendi dindaşlarına bizden daha zalimler. Bunları kendi haline bırakınız, bunların fazladan bir düşmana ihtiyacı yok diyeceğini kesin biliyorum.

 Kahramanmaraş küçük sanayisinden ve cıvar fabrikalardan çıkan çok siyah ve ağır dumanlar, rüzgar vasıtası ile yere doğru alçalarak taaa narlıya kadar gidiyor. Bu kara ve kirli hava uzaydan görünüyor da ne belediyelerimiz ve nede ne işe yaradığını bir türlü anlamadığım çevre ve şehircilik denen uyduruk bakanlığın uyduruk müdürlüğü görmemeye devam ediyorlar. Arada bir dumanlar ayyuka çıkar da, bir vatandaş yeter artık diye şikayette bulunur ise itfaiye gelip, çöplük ve benzeri yerlerde yakılan petrol türevlerine su sıkarak söndürür ve gider. Mesele hal edilmiştir, bu çöplüğe lastik ve benzeri maddeleri atanlar ve yakanlar kimlermiş diye bir kaygı yoktur, herkesin yaptığı yanına kar kalmıştır ve hiçbir şey olmamış gibi diğer bir kirliliğe ve ona bağlı şikayete kadar uyumaya devam ederler. Dikkat ediniz, kirliliğin uzaydan görünmesi, engellenmesini gerektirmiyor. Bu saydığım kurumlar seyretmeye devam ediyorlar. Birisi şikayet eder ise sadece itfaiye gelip, o ateşi söndürüyor ve gidiyor. Bu kirlilik bir fabrikadan geliyor ise o fabrika uyarılıp, ceza kesilip, bir daha tekrarında kapatma cezası verileceği tebliğ edilip gidilmiyor. Yanan çöplük ise muamele şikayete mebni yapılıyor, aksi halde fabrikalar her türlü kirliliğini yapmak hakkına sahip kurumlar olarak temiz havamızı istedikleri gibi kirletmeye devam ediyorlar.

Çevre ve temizlik müdürlüğü denen kurum gerçekten var ise, bir gram utanma ve vazife yapma duyguları var ise telefonumu yazımın altına yazacağım ve beni arasınlar, bizzat o siyah dumanları ve bizi ve etrafımızı nasıl zehirlediklerini gözlerine sokacağım. Göstereceğim demiyorum, çünkü zaten görüyorlar ve utanmazca aldıkları maaşın hakkını vermemekte ısrar ediyorlar. Bu bakımdan onları göstermek yerine gözlerine sokacağımı söylüyorum.

Cumhuriyet savcılarımıza buradan açık açık davette bulunuyorum. Bu müdürlüğün ve belediyenin bu işyerleri sahipleri ile ilgili herhangi bir işlem yapacaklarına inanmıyorum. Çünkü yıllardır yazılmayan, söylenmeyen bir yeni hadise değil. Son çare görevlerini yapmayan bu kurumları ve yetkilileri hakkında savcılarımızın soruşturma yaparak, haklarında görevlerini suistimalden dava açmalarını istirham ediyorum. Maraşımızın güzel havasını kirletenlere, hakkımı haram ediyorum. Yarın ruz-i mahşerde Rabbimden hakkımı isteyeceğimi bilsinler, tabii eğer Müslüman iseler ve hesap gününe inanıyorlar ise. Vesselam.

Cep Telefonum: 0507 973 5910

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulbaki GÜNIŞIĞI Arşivi