Prof. Dr. Ahmet Kıymaz

Prof. Dr. Ahmet Kıymaz

KAFALAR KARIŞIK, SEÇİME DOĞRU...

Kafalar karışık...

İşçisinden memuruna, köylüsünden şehirlisine, kadınından erkeğine, çalışanından emeklisine insanların kafası karışık...

Karışık kafaların aydınlığa çıkmasını isteyen siyasetçiler de yok gibi...

Sanki, sokak kavgası izliyoruz. Miting meydanlarında, sanal medya ortamlarında, Meclis kürsüsünde... Birbirlerine demediklerini bırakmıyor; Siyasî parti temsilcileri, muarızlarının kirli çamaşırlarını dökmekten mahcup olmuyorlar. Ülkenin geleceğine dönük projeler yerine, geçmişte yapılan hatalar hatırlatılarak kirli bir siyaset yapılıyor, maalesef...

***

MİLLET İTTİFAKI temsilcilerinin ortak argümanı, 16 YILLIK İKTİDARIN YAPTIĞI YANLIŞLAR...

Onlara göre; AK PARTİ, ülkeyi yanlış idare etti ve sonuçta dolar, 5'lere dayandı. PKK ve FETÖ ile mücadele ediliyormuş gibi gösterildi; oysaki, PKK da, FETÖ de AK PARTİ iktidarları tarafından kollandı, güçlendirildi ve hâlâ da gizliden bu terör örgütlerine destek verilmekte... Suriye, Irak başta olmak üzere dış politikada büyük yanlışlara imza atıldı.

Sayın ERDOĞAN'ın millet nezdinde güvenirliği kalmadı. Özellikle AK PARTİ kadrolarında rantiyecilik hat safhaya ulaştı. Sayın ERDOĞAN ve AK PARTİ'li yöneticiler, 24 Haziran'da yenileceklerini bildikleri için hazinenin kesesini açtılar.

***

MİLLET İTTİFAKI, şu sorularla propagandalarını güçlendirmeye gayret etmekteler:

§ Bizler, yıllardır ısrarla vurgulamamıza rağmen; emeklilere bayram ikramiyeleri önceki yıllar niçin verilmedi? Bu hakkın, seçimden hemen önce verilmesinde nasıl bir MİLLET sevgisi görebiliriz?

§ Polisler, maddî yönden zor durumda olduklarını her platformda dile getirmelerine rağmen; 3600 özlük hakları, niçin seçim öncesinde verildi? AK PARTİ, milletin desteğini kaybettiğini görüyor ve tekrar kendine bağlamak için çalışan ve emeklilere bu hakları veriyor.  

§ Seçimlere 1 ay kala, memur - işçi çalışan ve emeklilerine yönelik hakların verilmesinde AK PARTİ yöneticilerinin ve Sayın ERDOĞAN'ın samimiyetlerinden söz edilebilir mi?

§ 16 yıldır iktidarda bulunmasına rağmen; Sayın ERDOĞAN, nasıl "DAHA ÇOK ÖZGÜRLÜKTEN" bahsedebilir?

§ 16 yıldır iktidarda bulunmasına rağmen; Sayın ERDOĞAN, CARİ FAİZ AÇIĞINI NASIL KAPATABİLECEK?

§ 16 yıldır iktidarda bulunmasına rağmen; İÇ VE DIŞ BORÇ sorununu, nasıl ortadan kaldıracak?

§ Bir ülkenin kalkınması, gelişmesi, büyümesi SADECE, DİNÎ SÖYLEM VE SLOGAN ATMALARLA sağlanabilir mi?

§ AK PARTİ'ye oy vermeyenler, hangi dinî dayanak, cüret ve anlayışla MÜNAFIKLIK alâmeti olarak gösterilebilir?

§ Millet, "DİNDAR" nedir, sorgulayamıyor. Onun için istismarcılar, rantiyeciler, menfaatperestler tarihte hiç olmadık kadar DİN'i istismar ediyorlar. AK PARTİ kadroları, DİN söylemleriyle, AHİRET KORKUSU ile  milleti tehdit ediyor ve milleti kandırıyor. Bunun adı KAOS'tur. AK PARTİ kadrolarının oluşturduğu bu kaos, millet yararına sona erdirilmelidir.

§ Ülkemizin sorunlarını bilen ve çözüm üretecek insanlar, etkin ve yetkin makamlara getirilmemekte... Kavşak noktaların çoğu, "Milliyetçi", "Dindar", "Muhafazakar" gibi görülen, lâkin böyle olmayan aymazlar tarafından tutulmuş durumda. Bu tarassut, 24 Haziran'da kırılacak.

MİLLET İTTİFAKI temsilcileri, siyasete böyle bakıyor...

****

Öbür taraftan CUMHUR İTTİFAKI temsilcileri ise, genel hatlarıyla şöyle değerlendirmek yapmaktalar:

Onlar diyorlar ki;

§ Ülkemizde özellikle 1940'lı yıllardan itibaren dine savaş açıldı; dindarlara zulmedildi. Hem de bunlar ATATÜRKÇÜLÜK, ÇAĞDAŞLIK adı altında yapıldı. 1980'li yıllarda önce rahmetli ÖZAL, sonra da rahmetli ERBAKAN, dindarların nisbeten rahat nefes almasını sağladı.

§ Rahmetli Bülent ECEVİT kendini taşımaktan acizdi. Mesut YILMAZ, Viyana başta olmak üzere kumarhaneleri gezen bir profil çiziyordu. Belki de ilk defa bir başbakanımız yumruklanıyor ve burnu kırılıyordu. Ekonomimiz, Küresel Sermaye temsilcisi Kemal Derviş'e teslim edilmişti. 28 Şubat'la Fundementalizm'den kurtulmak isteniyordu. Tekrar dine ve dindarlara saldırılar artmıştı. Millet, Millî Şef Dönemi'nde yapılanları atalarından dinleyerek, okuyarak  geriye dönme korkusunu artırmıştı.

§ Böyle bir ortamda, hatip, şeklen ve ideal verici düzeyde VİZYONER bir siyasetçi ile karşı karşıya geldik. DİNDAR ve DİN'e saygılı olmakla birlikte dinî özgürlüklerden her fırsatta bahseden bir siyasetçi.

§ Cuma'ya giden rahmetli ÖZAL'dan sonra, imam olarak namaz kıldıran, şehit evlerinde Kur'an-ı Kerim okuyan ve İslâmî literatürü çok iyi bilen ve gösteren DİNDAR bir başbakan ve Cumhurbaşkanı ile millet hemhal olma ihtiyacını duydu. Millet, KORKUYORDU. Tekrar dine ve dindarlara zulmedilmesin istiyordu. ERDOĞAN, milletin bu korkusunu giderdi.

§ Millet, dinini düşünüyor, geçmiş dönemlerde olduğu gibi dindarlığına zulmedilmesini istemiyor. Millet lideri de, bu duyguyu millete vermeyi becerebildi. Ayrıca; duble yollar, Marmaraylar, köprüler, savunma sanayindeki gelişmeler, şehir hastaneleri ile ülkede büyük bir gelişme de söz konusu. Onun için Sayın ERDOĞAN ve AK PARTİ tekrar iktidar olmalıdır.

***

İttifaklar, birbirlerini suçlayarak ülkeyi daha iyi idare edeceklerini söylüyorlar. Hem de kimi zaman ağza alınmadık küfürler ve hakaretlerle... Millet ise, son sözünü 24 Haziran'da söyleyecek...

Milletin ne söyleyeceğini, kestirmek zor... Söylenmesi zor olmayan ise, siyasetçilerin de ölümlü olmasıdır. Bu değişmez gerçek, bir bilinse, bir idrak edilse...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Prof. Dr. Ahmet Kıymaz Arşivi