Abdulbaki GÜNIŞIĞI

Abdulbaki GÜNIŞIĞI

İstinat Duvarlarının Göçmesinin Tek Suçlusu Belediyelerimizdir

Yıllarca inşaat yaptım. Bütün inşaatlarımda beton istinat duvarı yaptım. Bu istinat duvarlarına çok değerli mühendisler olan sayın Ferit ve Funda kardeşlere proje çizdirdim. Temellerini kadın ayakkabısı gibi tasarlayarak ve 0,5 kumla bol çimentolu demirli betonla döktüm.Üstünü de aynı şekilde beton duvar yaptım. Fakat kullanma izni alma aşamasında bu istinat duvarlarımı anlamayan teknik personel ile uğraştım durdum. Bu gün bu istinat duvarlarımı kepçe ile dahi kolay yıkamazlar. Bu duvarların yıkılma ve düşme yönüne göre, ağırlığı taşıyacak şekilde kalıplandırarak yaptım. Gerçekten yıkılmayacak istinat duvarı yapmak isteyenlere bizzat yerinde yardımcı olabilirim.

Fakat belediyemiz kullanma izni verir iken, beş sıra briket ile sıvasız ve temelsiz  yapılan duvarları istinat duvarı diyerek kabul edip, kullanma izni verdi. Birisinin maliyeti on lira iken diğeri beş liraya mal olan bu duvarlar tek tek göçmeye başladı. Yapanlar ister mühendis ister müteahhit olsun, ucuza mal olan bu tip duvarları yaparak insanları oturttular. Bunlara kullanma izni veren belediye, bu duvarların arkalarının sonradan doldurulup doldurulmadığına dahi bakmadı. İnşaatta duvar varmı, var. O zaman bu iş tamam diyerek kullanma izinlerini verdiler. Gel gelelim aradan geçen zaman zarfında tek tek bu duvarlar yıkılmaya başladı. Bu güne kadar can kaydı olmamış ise bu bir mucizedir ve devamını beklemek ise ham bir hayal olur. On metreyi bulan istinat duvarları olan inşaatlar gelecekte en ufak bir depremde bizzat kendi binasını yerle bir etmeye hazır bombalar gibi bekliyor. Kademeli olarak ve ağaçlanarak sağlamlaştırılması gereken bu inşaatlar, bahçenin daralmasını arzulamayan müteahhitler tarafından büyük bir cesaretle eşildi ve on metrelik istinat duvarları ki bir çoğu taş ile örüldü ve şimdi büyük bir tehlike olarak bekliyor.

Belediyelerimizin hiç zaman geçirmeden ve bir can kaybı yaşamadan, taş ve briketle örülenler ilk elde olmak üzere, beton olanların dahi, şartlara ve arazi koşullarına uymayanlarının derhal yıkılmasını ve yenisinin muhakkak çok sağlam bir şekilde yapılmasını temin etmesi gerekmektedir. Aksi ise büyük can kayıplarına sebeb olacak, sorumlular her kim ise mahkemeye çıkarılsalar dahi giden canları geri getirmek mümkün olmayacaktır. Bu duvarların yıkılmasının ikinci büyük sebebi ise, duvar örülen yerin, ihtiyaçtan fazla açılarak, arkada büyük boşluk oluşturulmasıdır. Sonradan doldurulan bu toprak, zamanla ağırlaşmakta ve çökmektedir. Bu çöken yere tekrar toprak doldurulmakta ve basınç gittikçe artmaktadır. Örme duvar ise bu basınca dayanamayarak yıkılması bir yağmura bakmaktadır. Oysa çalışma alanı sıfır bırakılarak örülmüş  briket duvar dahi olsa, toprağın asıl sekenesi kaymadan yapılan ve toprağa dayandırılan bir istinat duvarı kolay kolay, yerinden kaymayacaktır.inşaatlarımızın temelinde de aynı hatalar yapılır ve inşaat bittikten sonra,yapılan doldurmalar zamanla çöker ve kaldırımlar ve inşaatın etrafındaki tretuvarlar bozulur. Bunları mühendislerimizin bilmemesi mümkünmü. Hayır bu hatalar hep ihmal ile bilerek yapılır.

Belediyelerimiz bu tür kazaların olmasını istemiyor ise, engebeli araziye sahip maraşımızda, temelsiz, yıkım yönüne göre dayanaksız ve betonarme olmayan hiçbir istinat duvarına izin vermemelidir. Her şey Rabbimin rızası içindir vesselam. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulbaki GÜNIŞIĞI Arşivi