Ahmet Doğan İLBEY

Ahmet Doğan İLBEY

İnsanlık ya Müslüman Doğulu olacak, ya Batılı

Batı’da mânevî kelimesinin karşılığı yok. Batılıysanız mânevî olanla işiniz yok demektir. Doğu bir baştan bir başa mânevî zemin üzerinde, yâni dinin temelleri üstünde yükselir. Batı’da namus kelimesinin karşılığı da yok. Batılı olmuşsanız namussuz olmayı bir hayat tarzı olarak kabul etmişsiniz demektir.

Batı’da Doğulu’nun anladığı mânada aşk kavramı ve duygusu yok. Allah aşkı, Peygamber aşkı, din aşkı, vatan aşkı, aile aşkı gibi ulviyetle mâna kazanmış aşk duygusunu bilmez Batılı olanlar.

Doğu’nun zemini dinî olduğu gibi yekpâre bir şekilde aşktır. Çünkü Doğu tasavvufla beslenir, Batı materyalist ve mekaniktir. Batılının aklı makine, Doğulunun aklı hikmetle örülüdür.

Müslüman Doğu ile Batı arasında ezelî bir mücadele var. Necip Fâzıl’ın “Doğu der ki Batıya, güneşi fethetsen de / ruh gerçeği bendedir, madde yalanı sende” mısralarında ifade bulan bir tercihle karşı karşıyayız. Kimlik ve gayeleri belli iki ayrı dünya.

Herkes kararını vermeli. İyice düşünün. Samimice içinizi, zihniyetinizi, kalp ve dimağınızı yoklayın. Hayat tarzınıza bakın. Nelerden hoşlanıp hoşlanmadığınızı bir daha ölçüp biçin. İslâm’la aranız nasıl? Seküler olarak mı yaşıyorsunuz? Modernizme karşı mısınız, taraf mısınız? Öyleyse suali soralım: Doğulu musunuz, Batılı mı?

“HEM DOĞULU’YUM, HEM BATILI” DİYENLER A’RAFTADIR

Tanzimat’tan Cumhuriyet’e kadar “Hem Doğulu’yum hem Batılı” diyen seküler aydınlar a’raftadır. Cumhuriyetle birlikte lâ-dinî “çağdaşlaşma” yı medenilik zannedenler Batılı oldular.

Müslüman Doğulu olmaktan utanıp hüviyet değiştiren, mukaddeslerini tanımayan, müstağrib aydınlarımız, “Kimin oğlusunuz?” sualine Müslüman Doğu’nun diyemiyorlar, bağıra bağıra “Batı’nın!” diyorlar. Çünkü Cumhuriyet modernleşmesine tâbi olanlar ruhen ve tabiyeten Batılı olmuşlardır.

Doğulu iken Batılılığa iltica edenlerin bir numunesi olan Ahmet Ağaoğlu’nun zihniyeti Cumhuriyet döneminde birçok Doğulu dimağı zehirleyerek Batılılaştırmıştır. “Ben hâlâ Batılı, yâni modernim…” diyenler bu zihniyetin utanç verici şu ifadelerini üstlenmiş sayılırlar:

“Yaşamak için yalnız libasımız ve bazı müesseselerimizle değil, kafamız, kalbimiz, tarz-ı telâkkimiz ve zihniyetimiz itibariyle de Avrupa'ya uymalıyız. Ama bunun için şahsiyet-i milliyemizi feda etmek lazım gelecekmiş. Adam; şahsiyet-i milliye de nedir ki? Din, ahlâk, hukuk birer safra. Gemimizi kurtarmak için vazgeçeceğiz onlardan.” (Bu Ülke, Cemil Meriç)

Batılı olmak, yâni Müslüman olmamak ne kötü! Cemil Meriç, Doğu’nun, yâni İslâm’ın ışığından kaçıp Batılı olanları müstağrib olarak tavsif eder:

“Bu, kendi derisinden çıkmak, kendi mukaddeslerini inkâr etmek ve peşin peşin köleliğe razı olmak değil mi? Biz apayrı bir medeniyetin çocuklarıyız; düşman bir medeniyetin, bambaşka ölçüleri olan, çok daha eski, çok daha asil, çok daha insanca bir medeniyetin.” (a.g.e.)                

“Doğu Doğu’dur Batı’da Batı ve bu ikisi hiçbir zaman birleşmeyecektir” sözü kıyamete kadar değişmeyecek. İstikbalde insanlık iki kimlikten birini tercih edecek; ya Müslüman Doğulu olacak, ya Batılı…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Doğan İLBEY Arşivi