İDAM GELSİN, ZULÜM BİTSİN

Ülkemizde ne yazık ki cinayetler bitmiyor. Aile cinayetleri, kan davası, terör gibi suçlara idam cezasının verilmemesi haksızlıktır. Bitmeyen suçlar, indirimli cezalarla devam edip gidiyor.

İdam cezasının Reisimiz Erdoğan tarafından tekrar gündeme getirilmiştir. Türk toplumunun gündemine idam cezasının tekraralınması ve tartışılması gerekmektedir.

Örnekler;

-Küçük üç çocuğu kaçırıp, tecavüz edip öldüren adam, Kayseri’deki olayda olduğu gibi yaşamaya devam etmesi,

-Öcalan’ın idam edilmemesi, 

-Özgecan’ın vahşice öldürülmesi,

-Emine Bulut’ un eski kocası tarafından öldürülmesi gibi vahim cinayetler.

Diğer taraftan geçmişte;

-Türkiye'de 1971 askeri muhtırası sonrasında öğrenci hareketlerine yapılan operasyonlar sonrasında yakalanan Deniz Gezmiş 6 Mayıs 1972'de idam edildi.

-Siyasi idam edilen Adnan Menderes’i ve arkadaşlarını da unutmamak gerekir.

Ülkemiz idam hususunda tecrübelidir. Geçmişi ve geleceği birleştirerek uygulanabilecek idam cezasını hazırlamalıdır.

 ''İdam Getirilsin'' ifadeleri, bir kısım kendini çok çağdaş sananları rahatsız ediyor. İdam gelirse çağdaş toplum olunmazmış. O zaman Amerika da çağdaş değil.

Sayın Erdoğan, Emine Bulut cinayetinin ardından idamdan yana tavrını bir kez daha ortaya koyarak ''Benim gönlüm idamdan yana, parlamentodan çıksın ben onaylarım" demişti. Erdoğan "bir kadını yavrusunun gözleri önünde bıçaklayarak öldürüyorsun. Burada benim gönlüm açık ve net idamdan yana. Terör örgütleri de insan öldürüyor. En yakın çevrem bile "Avrupa idam için şöyle yapar, böyle yapar" diyor. Peki o canın yakınları ne yapar? Dünyanın değişik ülkelerinde idam uygulanıyor. Ben şahsen parlamento idam cezasını müzakere eder, kararını verirse onaylarım," ifadelerini kullanmıştı.

“ Bazıları idama karşı çıkıyorlar, idam cezasının caydırıcı etkisi yokmuş? Bir an için bunun doğru olduğunu kabul edelim. Varsın olmasın. Bu mantıkla hareket edersek, hapishane cezasının da caydırıcı olmadığını söyleyebiliriz. O zaman kimseyi hapis cezasına da mahkum etmeyelim. Oysa cezanın mantığı ve amacı sadece potansiyel suçluları suç işlemekten caydırmak değildir. Ceza, caydırma işlevinden önce toplumsal adalet duygusunun muhafaza edilmesini sağlamalıdır.” Ümit Özdağ

Bir kişi adam öldürdüğünde kendisinin de idam edileceğini bilirse, bu cinayeti işlemekten vazgeçebilir ve böylece ikisi de hayatta kalır.

Bu itibarla katili,  devlet bilerek ve isteyerek asmalıdır. Tabii iyi bir araştırma sürecinden geçtikten sonra bu eylemi yapmalıdır. Masumiyet durumu kesinlikle ortadan kalkmalıdır. Hatta bu eylemi hemen gerçekleştirmeyip bir süre sonra infaz yapılmalıdır. Vahşice işlenen suçlar, bireylerin ve toplumların vicdanında ağır yaralar açmaktadır. Verilecek ceza, o yaraları tamamen iyileştiremese, acıyı ortadan kaldıramasa, gideni geri getiremese bile, yapan yaptığının bedelini ödemelidir. Üstelik, yaptığı eylemin cezasının idam olacağını bilen için yakalanmadan önceki süreç, yakalanma ve yargılanma süreçleri ölümü bekleme ve infaz şeklinde bir ceza olacaktır. İdam cezası, bir toplumun adil ve aynı zamanda uygar bir toplum olmasının ölçütüdür. Çünkü mağdur yakınları verilen cezalardan memnun kalmazsa suçluyu kendileri cezalandırmak isteyeceklerdir.

Şu anda uygulanan; Devlet katili ceza evine göndererek haklarını koruyor. Peki ölen kişinin hakları ne oluyor. 10 yıl ceza alan bir kişi 10 yıl sonra hapisten çıktığında özgürlüğüne kavuşuyor, olan yine öldürülen kişiye oluyor ve bunun ülkeye en büyük kötülüğü ise ülkedeki insan öldürme, tecavüz gibi suçluluk oranlarının artması oluyor.

İdam cezasının caydırıcı olabileceğini varsaymak, kişinin suçu işlemeden önce rasyonel düşündüğünü kabul etmek anlamına geliyor. Ancak ağır mahkumlar ifadelerinde suç öncesi ve esnasında, eylemlerinin sonucu düşünmediklerini ve cezanın ağırlığından çok yakalanma ihtimali olduğu öne çıkıyor. Demek ki caydırıcı bir ceza verilmediği için yakalanma hissi de caydırıcı olmuyor.

Bazı ülkelerde de idam infazı, fakir ve asil olanlara uygulanmadığı için istenen sonucu vermemektedir.

SONUÇ: İdam cezası, suçlara caydırıcı olarak eşit bir şekilde topluma uygulanmalıdır.  

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ömer IŞIK Arşivi