2020 Yılının bütün sıkıntılarına rağmen ülkemizde çok şükür güzel şeyler de oluyor. Depremler, sel, koronavirüs derken Suriye'den sonra Doğu Akdeniz ve  Libya açılımını yaşadık. Ordumuzun başarısını gururla izliyoruz.

Koronaviruse karşı top yekûn mücadelemiz başarıyla sürüyor. Sağlık alanındaki gösterdiğimiz başarı dünyaya örnek olmaktadır. DSÖ tarafından ülkemize övgüler ortada. Hala Amerika virus ile boğuşuyor. Avrupa ülkeleri bile bizim kadar rahat değiller. Turizm sezonunu bile açtık. Ancak henüz bizi çekemeyen dost/düşman ülkelerden bazıları ülkemize turistlerin gelmesine izin vermiyorlar. Ama artık buna alışacaklar.

Bu sıkıntıların arasında mahzun Ayasofya Camiinin yeniden ibadete açılması davası gündeme geldi. Danıştay'ın 10 Temmuz da müze iptaline ilişkin verdiği kararla beraber Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın Ayasofya Camiinin devrinin Diyanet Başkanlığına devri kararnamesi ile ibadete açılması kesinleşti. İnşaallah 24 Temmuz da ilk Cuma namazı kılınarak ibadete açılmış olacak. Artık bağımsız bir devlet olduğumuz tescillendi. Hiç bir ülke bizim iç işlerimize karışamaz, hukukumuza müdahil olamaz. Zaman ve zeminin uygunluğu bugün imiş. Ne mutlu başta emeği geçenlere ve Başkanımız Erdoğan'a. Ayasofya'yı yeniden açmak kendisine nasip oldu. Böylece millet olarak bizleri sevindirdi. Ayrıca Fatih'in bedduasından kurtardı. Şimdi Ayasofya’nın açılmasını istemeyenler istediği yorumları yapsınlar. Dış düşmanlarımız veya sözde dostlarımız ABD, Avrupa, Rusya, Mısır, S.Arabistan gibi ülkelerin tepki çeken açıklamaları gelmeye devam ediyor.

İspanya’da Kurtuba Camii kiliseye çevrilirken, Mescidi Aksa Yahudilerin kontrolünde olup Müslümanlara zulüm yapılırken, Atina'da nice camiler yıkılıp kiliseye çevrilirken, Ayasofya Camiinin açılmasına karşı gelenler bunlara seyirci kalıyordu. Ülkemizde nice kiliselerin restorasyonu yapılmıştır. Aynı duyarlığı neden Avrupa göstermiyor? Aslında herkes bilerek veya bilmeyerek tarafını ortaya koyuyor. Ama biz doğru yoldayız. Onların deyimiyle “Her şey daha güzel olacak” diyoruz.

DURMAK YOK YOLA DEVAM

Doğu Akdeniz ve Libya'da doğru yoldayız. Hafter ve çetesine gereken ders veriliyor. Şimdi daha güçlüyüz. Yavaş yavaş Afrika ve Ortadoğu da sahayı genişletiyoruz.

Yeniden içerde ise İş Bankası’nın devlete devri unutulmamalı, yetimin hakkını devlet CHP ‘den almalıdır. Sayın Erdoğan daha önceleri yazımızla beraber bu konuyu gündeme getirmişti. Şimdi yeniden talimat vermesini ve bu haksızlığı da ortadan kaldırmasını bekliyoruz.

Tam bağımsızlık, devlet millet el ele diyoruz. Saygılar.